Ayaklarımı sudan çekmeden Anastasia ile konuşurken Ebrar yanımıza gelmişti.
Yanıma oturduğunda kalkıp kucağına yan bir şekilde oturdum.
Yüzümü boynuna gömüp derin bir nefes aldım.
'N'oldu bebeğim, iyi misin?'
Yüzümü boynuna daha çok saklayıp omuz silktim.
'İyiyim.'
Elleri belimi okşamaya başladığında boynundan derin bir nefes aldım.
Kendimi çok kötü hissediyordum.
Kucağında olabilirmiş gibi daha çok küçüldüğümde Ebrar beni daha sıkı sardı.
'Bebeğim Dünya'ya dönmek ister misin?'
Elleri bu defa uzun saçlarımı bulduğunda hem saçlarımı okşuyordu hem de ara ara parmakları kanatlarıma değiyordu.
Boynundan çıkıp dudaklarımı bilmiyorum dercesine büzdüğümde kırmızı gözleri oraya kaydı.
Yüzüme yaklaşıp dudaklarıma fısıldadı;
'Seni şuan öpmemem için bana bir sebep sun Melez?'
Minik ellerimi yüzüne çıkartıp yanaklarını sevmeye başladım.
Arkam İrini'nin öfkeli nefeslerini ve bu öfkesi yüzünden hızı artan kalbinin sesini duyuyordum.
'Öpmemen için hiçbir sebep yok.'
Ellerimi yanaklarından çekmeden konuştuğumda sivri dişleriyle alt dudağıma baskı yapıp öpmeye başladı.
Öpüşüne aynı istekle karşılık verdiğimde yaptığım hata bir kez daha gün yüzüne çıkmıştı.
Aklımı esir alan düşüncelerle Ebrar'ın dudaklarına daha fazla asıldım.
Kanatlarımı açıp etrafımızı sardığımda, yemek istercesine öptüğüm dudaklardan ayrıldım.
'Benim küçük Melez'im utandığı için mi bizi kapattı?'
Dolu dolu olmuş gözlerimle bakıp dudaklarımı büzdüm.
Ebrar güzel bir kahkaha attığında kanatlarımı geri kapatmıştım.
'Ebrar sen aşık oldun galiba?'
Gözlerimi Ebrar'ın yüzünde gezdirmeye başladığımda o çoktan Anastasia'ya çevirmişti bakışlarını.
'Çok.'
Güzel yüzünü tekrar bana çevirdiğinde hafif bir tebessümle bakıyordum.
Elini yanağıma koyup baş parmağıyla gözümün altını okşamaya başladı.
'Ebrar tekrar Mile'yi yemeye başlamadan önce çalışmalarımıza geri dönelim bence.'
İrini yanıma gelip elini uzattığında yüzüne bakmadan ve elini tutmadan oturduğum güvenli kucaktan kalktım.
'Aelia şimdi ne çalışacağım ki, her şeyi öğrenmedim mi?'
Aelia yanıma gelip yanaklarıma öptüğünde kıkırdadım.
'Evet bebeğim öğrendin ama bu defa savaşta bizimle orada olacaklarla birlikte savaşmayı öğrenmen lazım. Her elementi kontrol edebiliyorsun ama bu birazcık o an gelişen duruma göre bizi zorlayabilir.'
Anlamadığım için kaşlarımı hafif çattım.
O sırada Hartini yanıma geldi.
'Şimdi şöyle anlatayım bebeğim; Mesela İrini ve Medusa o an Konsey'in üzerine yer altından yılanlar gönderdiğinde sen toprağı kontrol etmeye kalkarsan bu İrini ve Medusa'nın hamlesini çürütür. Konseyden biri bu anlaşmazlığı fark ettiğinde geri kalan bütün hamlelerini bu şekilde kullanırlar.'
O sırada yanımıza Trifena ve Thedora geldi.
'Benim güzel Melez'im kaşların neden çatık?'
Thedora yanıma gelip saçlarıma derin bir öpücük bırktı.
İnce beline sarılıp yüzümü kaldırdım.
Göz göz geldiğimizde dudaklarımı büzdüm.
'Ben çok yorgunum ama Aelia çalışmam gerektiğini söylüyor.'
Şikayetim bittiğinde yüzümü karnına gömüp iyice sarıldım.
Thedora ellerini saçlarıma koyup minik bir gülüş bıraktı.
'Aelia minik bebeğim yorgunmuş ne çalışması, dinlensin biraz.'
Yüzümü karnından kaldırıp Aelia'ya pis bir sırıtış gönderdim.
Bunu görenler kahkaha atmaya başladığında bir tek İrini'nin gülüş sesi yoktu aralarında.
Gözlerimi İrini'ye sabitlediğimde başını yana eğmiş, yılan gözlerini kısmış ve alt dudağında yılan dilini gezdiriyordu.'
Gözlerimi ondan, ellerimi de Thedora'nın belinden çekip kanatlarımı açtım.
'Mile gel biz seninle biraz etrafı gezelim.'
İrini yılan dilini dişlerinde gezdirip siyah dudaklarının arasından inci gibi görünen dişleriyle bize muhteşem bir gülüş bahşetti.
Başımla onaylayıp arkasından İrini'yi takip etmeye başladım.
Umarım yanlış şeyler yapmam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şarap Kokulu Kan
FantasyGözleri bir anda kan kırmızısına bulandı. Anlamsızlığın hüküm sürdüğü bakışlarım göz bebeklerini bulduğunda sanki bulunduğumuz ortamdaki tüm sesler kesildi. Boynumda hissettiğim derin bir nefes almayla korkudan sıçradım. Nasıl gelebilmişti bu kada...