"Hadi uyan Melis geldik" dedi bir ses aniden gözlerimi açtım. Karışma iki çift ela göz vardı. "Hadii" dedi yiğit olduğunu anlamıştım. "Tamam ya! bağırıp durma başımda" dedim. Arabadan indi.
Arabanın kapısını açtım ve evimin bahçesine girdim. Niye peşimden geliyor ?
"Niye peşimden geliyorsun ?" dedim soru sorar casına " Peşinde bir katil varken seni tek mi bırakmamı söylüyorsun ?. Pekala" dedi. Bende aniden "Tamam,Tamam gitme"dedim.
Kapımın önüne geldiğimizde. "Allah kahretsin,anahtarım yok" dediye zırlamaya başladım. "Bu durumda ben açıcam" dedi. Nası yani çilingir falanmı ?
Cebinden bir anahtar çıkardı. "Neğ benim anahtarım sende ne arıyor?" dedim bağırtarak. "Kaza yaptığında cebindeki eşyaları bana verdiler."dedi. Niye naza vermediyseler.
İçeri girdik."Ben çok acıktım."dedi yiğit. "Ben yamek yapmayı bilmiyorum." dedim. "Zaten sana bu halinle yemek yaptırmam." dedi ve güldü. Bacağına tekme attım. "Ah, ne vuruyorsun bee" dedi. "Ne varmış benim halimde." dedim. Sabır dilermiş gibi yaptığında. "Gerizekalı hastaneden yeni çıktın anlamında" dedi. " Sensin gerizekalı" diye bağırdım."Allah aşkına çık yukarıya üstünü değiştir duş falan al" dedi bende yukarı çıktım.O istediği için değil kendim istediğim için. Tamam !
Duş aldım ve altıma gri bir şort üstüme ise beyaz bir crop giydim. İçeriden çok güzel kokular geliyordu. "Hadi Melis bi gelemed-"
derken ben geldim. "Bu soğukta niye bukadar açık giyindin ?" dedi hesap soruyormuş gibi. "Ya ne soğuğu hava 25° derece!" dedim. "Ayrıca sen niye şortlasın ozaman?" dedim. "Yarabbim, gel otur şuraya Melis nolursun" dedi yalvarırcasına. "Madem okadar ısrar ettin ,peki" dedim. Ve yine gülmeye başladık. Zil çaldı. "Sen otur ben bakarım Melis." Kapıya doğru gitti ve kapının arkasından bir ses geldi. "Senin ne işin var burda?" diye kızgın bir ses geldi.Kapıya doğru gittim ve gördüğüm kişi Doktordan başkası değildi. "Melis iyimisin" olumlu anlamda başımı salladım. "Sana bir soru sordum" dedi doktor. "Ona ben kalmasını söyledim" dedim Yiğit gülümsedi. "Sana karnın açılmıştır diye çorba getirdim. İçeri bırakayım."dedi ve içeri daldı.Bu ne şimdi sormadı bile!?
İçerideki sofrayı gördü. Gözleri aniden açıldı . "Bu halinle yemek yapmaman gerekiyor!" dedi. "Zaten ben yapmadım. Yiğit hazırladı yemekleri" dedim. Gözleri sert bir şekilde Yiğiti buldu. "E istersen gelebilirsin açsan?" dedim.Ve niye dedim?
"Teşekkür ederim"dedi. Ve Yiğit koluma çarparak geçti. "Hey" dedim ama arkasına dönüp bakmadı bile. "Siz yiyin ben aç değilim zaten." dedi Yiğit. "Olu-" dicekken doktor. "Hayır Yiğit sende geliyorsun dedim ve kolundan tutacakken birden yanlışlıkla elinden tuttum ve olaya vermeden masaya çektim. "Bak senin için sandalyeni bile çektim. Hadi Yiğit" dedim ve güldüm.
Hepimiz masaya oturduk ben yiğitin yanına oturmuştum doktor ise karşımıza.Ve yemeğe başladık. "Siz nerden tanışıyordunuz?" dedi doktor. Ben hatırlamadığım için Yiğit konuştu. "14 sene önce M**** mahallesine taşındık ve orda tanıştık. Sürekli oyun oynamak istiyordum ama Melis hep üzgün ve karamsardı. Oyuzden pek anlaşamadık ama büyüdükçe daha iyi anlaşıp ... Neyse işte öyle" dedi Bunu ben bile bilmiyorum niye hiç sormadıysam?
Doktor anladım manasında kafasını salladı. "Siz benim evimi nerden buldunuz doktor" dedim. "Hastane kayıtlarında zaten vardı. Ve lütfen Çağan'de" dedi. Gerçekten tanıştığımızdan beri ismini sormamıştım.
"Peki soy isminiz ne ?" dedim gülümsedi ve "Çağan Sönmez" dedi. Gülümsedim ve yemeği yemeğe devam ettim. Gerçekten yemekler çok lezzizdi. "Yiğit senin elin nekadar lezzetliymiş yemekler çok güzel" dedim şaşırmış şekilde. "Afiyet olsun güzelim. Ben Aşçılık okudum."dedi. Ne yani o aşçımıydı?
Yemeği yedik ve "Hadi Melis artık yatalım geç oldu" dedi Yiğit. "Siz ikiniz beraber mi yatıyorsunuz" dedi çağan. "Öhöğ Öhöğ" yemekler boğazıma kaçmıştı. "Helal helal"dedi Yiğit. Sırtıma vurmaya devam ediyordu. "Ay dur be boğuldumdan değil sen vurduğun için ölcem şimdi" dedim bağırarak . "Ay pardon " dedi Yiğit ve güldü. Ya sabır.
"Hayır, sadece peşimde bir katil olduğu için aynı evede kalıyoruz" dedim. "İstersen benim evimde de kalabilirsin." Bu sefer Yiğit boğuluyordu. "Yok zaten ben onun yanında kalıyorum gerek yok " dedi yiğit
°°°°°°°°
Yemeği yedik topladık ve Çağan "Ben artık kalkayım" dedi ve kapıya yöneldi. Tam gidicektim kolumdan biri durdurdu. "Sen otur ben yolcularım" dedi Yiğit. Kapıda bişey konuştular ama duyamadım.
Bir süre sonra Yiğit içeri girdi. "Yiğit" dedim. "Söyle güzelim" dedi. "Benim uykum yok acaba balkona çıkıp biraz otursak mı?" dedim masum bir yüz takındım. "Peki ama 1 saat sadece" dedi çok sevinmiştim.
Balkona çıktık kahve yapmıştı ben ise elimde bir laptop ile gelmiştim "Ne o elindeki" dedi. "Bilmem film izleriz belki diye getirdim." dedim tamam anlamında başını salladı. "Tak" diye bir ses geldi içerden ve müzik açıldı. Yiğit hemen acele ile kalktı ve "Burda bekle sakın gelme balkonuda kitle orda kal" dedi beni çok düşünüyordu. Korkudan bacaklarım titriyordu.
Bir süre sonra balkona biri girdi hemen çığlık çığlığa kahveyi üzerine attım. "Ayy yandımmm" diye bağırdı. Bu Yiğiti. "Yiğitt" diye çığlık attım. "Naptın güzelim ya" dedi Yiğit. "Ay çok özür dilerim" dedim telaşla.
Hemen içerden bir bez getirdim ve üzerini silmeye başladım. Tam silerken elimin üstünde bir el hissettim başımı kaldırdım ve Yiğit gülümseyerek bana bakıyordu. Yüzüme yakınlaştı. "Öhöm" dedim ve aniden kalktım kalkarken kafam Yiğitin kafasına çarpmıştı. "Ahh" dedi Yiğit. "İçerde biri varmıydı" dedim. "Yok sanırım kendi kendine açılmış bazen oluyo öyle şeyler. Beni endişelendirmek istemediği için söylüyordu. İçleride biri vardı.
"Hadi yatalım." dedim. "Ben senin yatağında yatcam sen nerde yatıyorsan yat" dedi Yiğit. "Pardon sen nerde yatıyorsan yat" dedim. "Peki akşam korkup yanıma gelme ama" dedi. Yanına geliceğimimi sanıyordu ?
Yatağıma yattım ve Yiğite de salonda koltuklardan birini açtık. Heryer çok karanlıktı gerçekten korkuyordum ama onun yanına gidemezdim inat etmiştim.
Birden telefonuma mesaj geldi "Bilinmeyen numara mı ?" Mesajı gördüğüm gibi gözlerim fal taşı gibi açıldı. Kalbim inip kalkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskenin Altındaki Yalancı
Science FictionHepimiz kaçıyorduk değilmi? Gerçekler herzaman acı olduğu için saklanıyorduk. Hepimiz! "Neden yaptın?"dedim acı bir gülümsemeyle. "Herşey sana değer verdiğim içindi." Hayır hayır hiç bir şey beni sevdiğin için değildi hepsi birer yalandı. Kimse sevd...