İnsanlar sizleri yarı yolda bıraktığında ne hissedersiniz? Bazen arkadaşınız dostunuz ve kardeşiniz gibi gördükleriniz sizden birşey saklasın istemezsiniz. Ancak bu onlar için endişelendiğiniz içindir. Onlara zarar gelsin istemezsiniz. Ve geldiğinde ise kendinizi feda edecek kadar çok seversiniz...
Melis hiç bir zaman hislerimi anlayamamıştı. Ne kadar belli etsemde hep arkadaşımmış gibi davranmıştı. Yada ona olan hislerimin farkındaydı ama bilerek yakınlaşıyordu.
Küçüklüğünde annesiyle babasını kaybettiğinde hep ben Naz Ceren ve Melis büyümüştük taki Ceren aramızdan ayrılana kadar. Melis asla bunu kabullenememiş ve aramızı açmıştı. Ancak ben onun daha çok yanına gidip teselli ediyordum. Sadece benimle konuşuyordu. Naz arasıra geliyordu.
Ama Melis son zamanlarda çok fazla telefonu çalıyor. Endişeyle gidip geliyordu ve aniden kaçıyor biryerlere gidiyordu. Onu bir ara bir barın önünde gördüm. O hiç alkol gibi şeyler tüketmemişti. Bu yüzden iyi şeylerin dönmediği belliydi.
Birgün, hep morali bozuk dolaştığı için eğlendirmek için bir partiye davet ettim. Arkadaşımın doğum günü partisiydi. Onu gelmesi için ikna ettim ve giyinmesini söyledim. Melis gelmişti çok göz kamaştırıcı gözüküyordu. Üzerinde toz pembe kısa bir elbise vardı saçlarının aralarında sarılar dolaşıyordu.
Modeli Bu Şekilde
Aşağı geldiğinde gözleri beni buldu. Küçük bir tebessüm sonrası yanıma geldi. Beklemediğim bir anda ayağıma tekme geçirdi. "Birazdaha bakarsan seni bu elbiseyle kefenliyeceğim haberin olsun" dedi. Herzaman ki Melis diye söylenerek arabaya bindim.
Partiye geldiğimizde kapıda eğlenenler, dans edenler , şarkı söyleyen insanlar vardı. Melis bu gibi sesli ortamlardan nefret etsede getirmiştim biraz eğlenmesi gerekiyordu sonuçta.
Bileğinden tuttum ve içeri doğru sürükledim. "Hey! Ne yapıyorsun" diye bağırsada umursamadım. İçeri geçtik ve ona küçük bir alkol söyledim. "Alkol içmiyorum, yanlız" dedi iğneleyerek. "Alkol içtiğini biliyorum geçen gün seni barda gördüm" dedim gözleri gözlerimi buldu. Tam bişey diyecekken sustu.
"Yigit'cimm hoş geldin" diye bir ses duydum. Bu Sofia'dan başkası değildi. Kendisi Amerikadan babasının işleri nedeniyle gelmişti. Altın sarısı saçları ve mavi gözleri vardı. Yanıma geldi ve boynuma atladı. "Yaa kuzum seni ne kadar çok özlemişim." dedi yandan Melise baktığımda sorgular ve hafif kızgınlık içerşsinde bize bakıyordu.
"Yaa evet Sofiacım. Melis bu benim liseden arkadaşım Sofia" dedim. Melis birşey yapmasada benim ısrarlı bakışlarım karşısında elini uzattı. "Yok bebişim, ellerimi yeni kremledim ben almamıyim, neyse siz keyfinize bakın ben diğer arkadaşlarımda karşılayim ." diyerek uzaktan öpücük attı.
"Aman sanki ben onun elini tutmak için can atıyordum" dedi küçük bir kahkaha attım. "Ne gülüyorsun be" dedi Melis. "Hadi gel dedim ve Melisi çekip dans etmeye kaldırdım. İlk başta istemesede yoğun ısrarım üzerine dans etmeye başladı insanlara uyum sağladık ve dans ettik.
Onu ilk defa böyle mutlu görüyordum. Dans edişi, gülüşü ,gözleri o muhteşemdi. Onun için herşeyimi verebilirdim. Ancak tekrar telefonu çaldı. Telefonun arayan kısmına bakınca göz bebekleri büyüdü. Bana baktı ve gözleri doldu. Sanki gözleri Keşke sana anlatabilsem üzgünüm diyordu. "Gitmem gerek "dedi. Bileğinden tuttun "Lütfen." dedim gözlerine bakarak. "Üzgünüm" dedi. Ve gitti...
Sabah gözlerimi açtığımda evdeydim. Çok başım ağrıyordu. Dün gece fena alkol içmiştim. Kalktım elimi yüzümü yıkadım. Telefonum çaldı. Bilinmeyen numaraydı. "Alo, Merhaba Yiğit beylemi görüşüyorum?" dedi telefondaki kadın. "Evet, buyurun?" dedim sorgularcasına. "Melis hanımın yakınsınız heralde kendisi şuanda M**** hastanesinde yoğun bakımda yatıyor. Lütfen acil gelmeniz rica olunur" dedi. Saat durdu nefes almadığımı bile fark etmiyordum. Elim ayağım boşaldı. Hemen üstümü bile değiştirmeden kendimi arabaya attım. Hastaneye geldiğimde hemen oradaki sekreter kadına oda numarasını sordum.
Polisler yanıma geldiler. "Memur bey neler oluyor?" dedim endişelenerek. "Kendisi dün gece saatlerinde ara sokakta birinden kaçarken görülmüş. Ani bir hareketle yola atlayınca araba çarpmış ve hafızasını geçici süreliğine kaybetmiş.
ŞİMDİKİ ZAMAN
Gözlerimi araladım. Hastanedeydim en son dövüşürken kafama bir sopayla vurmuştu. Ve sonra gözlerim kararıp bayıldım. Peki diğerlerine ne oldu. ?
Kapı açıldı gelen Doruktu o benim en yakın arkadaşlarımdandı iş yerindeyken bana çok yardımcı olmuştu. "Uyanmışsın Abi" dedi. "Melis nerde ve diğerlerine ne oldu?" dedim hemen güldü. "Sakin ol abi diğerleri iyi ve yengede kaçırılm-" diyemeden söze daldım. "nE? Kaçırıldı mı ve yenge dememeni söylemiştim." diye bağırdım. "Sakin dedim bu bizim doktor kurtarmış. Ancak bence hiç tekin birine benzemiyor sonuçta onu nasıl buldu bilinmiyor" dedi içim rahatladı ama bir yandan içime şüphe düştü. "Haklısın bizimkilere söyle araştırsınlar." dedim.
"He abi söylemeyi unuttum Yenge seni görmek için o halde hastaneye gelmiş. Ve kaldığı yerde vücuduna sakinleştirici enjekte ediyorlarmış. Bu yüzden geldiğinde sarsıntı geçirmiş. Şuanda dinleniyor. 208. odada hemen karşıda." dedi. Bunu şimdimi söylüyorsun ? Hemen odaya gittim.
Uyuyordu. Yanına bir sandalye çektim. Rengi solmuştu çok fazla ilaç enjekte etmişler. Elini tuttum "özür dilerim seni koruyamadım. Yanında hep olmaya çalıştım ama yinede yetemedim. Ama bu olanları unutman güzel. Kimseyi hatırlamıyorsun ve artık endişeli değilsin. Umarım beni affedebilirsin. Seni orada bırakmamalıydım." elimin içinde bişey kareket etti ve tuttu. Oda elimi tutmuştu.
"Melis iyimisin?" diye üstünde atladım. "Birazdaha böyle devam edersen olamicam."
dedi. Kalktım ve ona bir bardak su götürdüm. "Asıl sen iyimisin senin için geldim buraya ama sen benden önce iyileşmişsin." dedi ona sıcak bir gülümseme ile karşılık verdim.Yinede yüzüme bakmıyordu. En kötüsü ise haklıydı. "Yiğit bişey sorucam" dedi sor anlamında kafa salladım. "Biz seninle hiç bir partiye gittik mi?" sarsılmıştım. Ona ne diyecektim ya herşeyi hatırlayıp yine eskisi gibi olursa. "Bilmem hatırlamıyorum. Ne oldu yoksa aklına bir şey mi geldi." Sanırım rüyaydı. Seninle üzerimde pembe bir elbiseyle dans ediyordum daha sonra telefon çalıyordu ve-" dedi sustu. "Neyse boşver sonuçta rüyaydı" dedi. Birşeyleri hatırlamaya başlıyordu. Bir yandan iyiydi çünkü neler olduğunu o gün kimden kaçtığını hatırlayacaktı.
Kapı çaldı. "Meliss" diye biri bağırıyordu bu Nazdan başkası değildi. Ve yanında biri daha vardı. Mert? Bizimkiler onu kurtardı mı?
Naz hemen beni ittirip Melise sarılmaya çalıştı. Melis yüzünü buruşturdu. "Sana kimi getirdim bak" dedi Naz. Melis kapıya baktı. "Abi, nasıl kurtuldun oradan" dedi acılı bir sesle. "Nereden, biryere kaybolmadım ki. İş için bursaya gittim sadece."
Ne neler oluyordu. Merti kimse kaçırmadı mı?
Tabi ya Melisi getirmek için yalan söylemişlerdi. Bizi oyuna getirdiler.Melis "Ama abi seni ka-" demeden atladım. "Bizde seni kaç gün aradık demek istiyor. Demek bursadaydın." Melis kaşlarını çattı.
Daha sonra anlamıştı. "İyimisin çatık" dedi Mert. "Sensin be çatık" diye yineledi Melis. Eskiden beri Melis hep agresif olduğu için çatık diyordu.Kapı çaldı. Yeter ama ne çok gelen var. İçeri büyük cusseli. Yanağının altında kesik izi olan bir adam girdi. Saçlarında hafif grilik vardı. Çok tanıdık bir siması vardı. Adam içeri baktı "Pardon yanlış geldim" dedi. Ve geri çıktı. Onu kesinlikle bir yerde görmüştüm.
"Ben iki dakikaya geliyorum" diyerek adamın peşinden gittim. Bir odadan çıktığını gördüm çaktırmadan çıktığı odaya girdim.
Nefesim kesildi gördüklerim karşısında kaskatı kesildim.Bayadır atamadım çünkü yazdığım bölümler silinmiş. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim 🩷🫶💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskenin Altındaki Yalancı
Science FictionHepimiz kaçıyorduk değilmi? Gerçekler herzaman acı olduğu için saklanıyorduk. Hepimiz! "Neden yaptın?"dedim acı bir gülümsemeyle. "Herşey sana değer verdiğim içindi." Hayır hayır hiç bir şey beni sevdiğin için değildi hepsi birer yalandı. Kimse sevd...