2.Bölüm Çamaşır Odası +18

27.6K 335 30
                                    

Yıldıza bas askk.

İyi okumalar.
🌟🌟🌟
Tahir'in Ağzından
Odamıza geldikten sonra üzerimdeki takım elbiseyi çıkarmaya başladım bugün beni yeterince sıkmıştı.

Elbise dolabına gelip kapağını açtım bir eşofman altı alıp iç çamaşırı giyme gereği duymadan giydim.

Karımla vakit geçirmek için her boku yerdim sorun yoktu.

Üstüme bir şey giymeden elimi yüzümü yıkayıp odadan çıktım.
Prensesim bugün yine döktürmüştü anlaşılan.
Mutfağa geldiğimde ocağın önünde yemek karıştırdığını gördüm.

Yanına biraz daha yaklaşıp kollarımı beline doladım.
"Aslında bu köy ziyaretleretinden önce biraz rahatlayabiliriz ne dersin?"

Neyden bahsettiğimi anlamıştı ki hemen kızardı.

"Sen uyuyarak rahatlayabilirsin Tahir.Ben çiçekleri sulayacağım yoksa ben yokken solarlar "dedi ürettiği en güzel bahaneyle.
"Çiçekleri suladıktan sonra...?"dedim hala şansımı denerken.
Ellerimi karnının üzerinden biraz aşağıya kaydırıp kendime iyice yasladım.
"Bunları sonra konuşsak hem biz ne zaman yola çıkacağız?"İkinci en iyi bahane konuyu saptırmak.
"Akşam yollar daha boş olduğu için 8 gibi çıkarız sanda uygunsa."

Sanki kendini tutamıyormuş gibi kıkırdadı.Çok tatlı kıkırdıyordu.İçim gidiyordu şu sese.

Neye güldüğünü tabi ki de biliyordum,geçen gün yol üzerindeyken bir araba neredeyse üzerimize çıkıyordu ve ben tabi ki de sinirlenmiştim.Yanımda Leyla olmasaydı eminim o adamla kavga eder ve onu öldürdüm.

Hazır gülüyorken kendimi biraz ona bastırıp kafamı boynuna gömdüm.

Kokusu baharda açan çiçek gibiydi,o olmasa sinir hastalığımın arşa çıkacağını biliyordum iy ki vardı.

"Ben seni yemek istiyorum prenses bırak elindeki yemeği." Diye fısıldadım kulağına doğru.
Elim kasıklarının hemen üstündeydi.
Ama hızlı gitmek istemiyordum onu ürkütmek isteyeceğim son şeydi.
Ellerimi bu sefer göğsüne doğru çıkardım, avucumda oldukça küçük kalan göğsünü sıktım.
İstemeden de olsa ağzından bir inleme dökülmüştü.İşte bu benim zaafımdı.Onun sesi, inleyişi,kahkası,kıkırtısı.
"Ç-çekil."Derin bir nefes alarak titreyen sesini düzene koymaya çalıştı.
Gerçekten artık onu istiyordum tabi ki de ona zorla dokunarak değil.
Elinde ki kaşığı bırakmasını sağlayacak şekilde göğsünü sıktım ve dişlerimi boynuna geçirdim.
"Bırak elindekini prenses."diye bir kez daha fısıldadım.
Titrek bir nefes alıp ocağın altını kapatarak bana döndü.

Ellerini çıplak göğsüme koydu yine itecek sanmıştım ama aksini yaparak tırnaklarını etime geçirdi.

Bunu yapmasıyla inlemem bir oldu, bu şeyin beni nasıl azdırdığını biliyordu.

Elimi beline attığım gibi onu kendime bastırdım.

Ellerimi belinden çekip kalçasına indirdim, vücuduna göre oldukça büyük olan kalçaları sanki ellerim için yaratılmıştı.

Kalçalarını sıkıp onu kendime sürttüm.

Hayır, buna başlarsam sonu yatakta onun acı ile zevk karışımı inleyişleriyle son bulurdu.

"Daha fazla dayanamayacağım bir şekilde git burdan."diye kendimi sıkarak konuştum.

Sadece gözlerime baktı.Gitmek istemiyor muydu?

"Yarım mı kalmak istiyorsun?"diye fısıldadı o güzel sesiyle.

Madem istiyordu tamam.

Kalçalarından kavrayıp mutfaktan çıkıp yatak odası hariç nereye götürebileceğimi düşündüm.

{ Kara Sevda }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin