bebisler selam.
bu bolumden once 28. bolumu tekrar okuyun bi.
burdan sonra rahat rahat ilerlicez kemurumuza kavusucaz!!!
belki cok uzatmadan bitirir baska bi kurguya baslarim he.. ne dersınız?
Murat: PiştMurat: Tünaydın prenses
Murat: Hep istedin demek he
Murat: Heheheh
Murat: 😉😉😉
Güzelliğim: Ağzına sıçarım senin
Güzelliğim: Tepemin tasını attırma bak
Murat: Atsın ya tepenin tası
Murat: Çok tatlı oluyosun atınca
Murat: Hele bi de kucağımda olursa (görüldü 13:10)
Murat: Tadından yenmez efjejfejfıejfeıfj
Murat: Lan
Murat: Neden bi anda tek tik olmaya başladı
Murat: Yavruum
Murat: Hay sikeyim (iletilmedi 13:12)
~Feride: Kemal
~Feride: Aşağı inecekmişsin
~Kemal: İnmediğimi iletirsin
~Feride: Ya gözünü seveyim beni şununla uğraştırma
~Feride: Benim başımın etini yiyo
~Feride: Sen manitasısın derdini senin çekmen lazım
~Kemal: Sana
~Kemal: Anlattı mı
~Feride: Hayatımda ilk kez birinden bahsetti bana
~Feride: Liseden beri dip dibeyiz
~Feride: Sana karşı şakaya vurduğuna bakma böyle yaptığında alınıyor Kemal
~Feride: Çok seviyor seni
~Kemal yazıyor...
~Kemal çevrimiçi.
~Kemal: Tamam
~Kemal: İniyorum (görüldü 13:32)
Omuzlarına kadar uzanmış, boya zamanı gelip geçmekte olan saçlarını ensesinde topladı Kemal. Düz siyah tişörtünü ve kareli pijamasını değiştirmeye gerek duymadan evden çıktı. Murat, alışıldığı gibi karşı duvarda, arabası hemen yanıbaşında, sevgilisini bekliyordu. Feride o cümleyi kurmasa dikkatini çekmeyecek kırgınlık, alaylı gülümsemesinin altında gösteriyordu kendini.
"Bakıyorum ateşin çabuk söndü prenses." gülümsemesini daim tutmaya çalışırken konuştu sarışın. Yine, Feride'nin sözleri olmasa dikkat çekmeyecekti sarışının titrek elleri. Sevgilisi, daha geçen gün kazıttığından yerinde olmayan sarı saçlarından geçirmek üzere titrek elini kaldırdığında derin bir iç çekti Kemal.
"Özür dilerim." boğazını temizleyip neredeyse fısıldar gibi konuştu yeşil bakışlarını kaçırırken.
Murat, duyduğu fısıltıyı ve öpmeye doyamadığı dudakların hareketini zihninde birleştirerek kendinden dilenen özürü idrak ettiğinde duvardan ayrıldı.
"N-ne... Ne özürü?" Sarı, ince kaşları çatılmıştı. Aralarında böyle şeyler hep oluyordu ve ilk defa özür dilemişti Kemal.
"Utandım sen bir anda onları deyince. Kızdım. İlkimizdi sonuçta, şakasını yapmaya alışkın değilim ki ben." hala fısıldarcasına, bu sefer hızlı hızlı konuşurken yüzü kızarmaya başladığında sarışının tüm kırgınlığı gitmiş, yerini göğsünü yakan sevgi dolu bir sızıya bırakmıştı.
"Lan, ölürüm sana. Gel bakalım buraya sen." kollarını açıp sevgilisine yaklaşırken tane tane konuştu Murat. Kemal'in yüzü sanki mümkünmüş gibi daha da kızarırken kalbindeki tatlı sızı büyüdü sarışının. Kemal önce etrafa, sonra kolları iki yana açık, sevgi dolu bakışlarla onu bekleyen sevgilisine baktı. Birileri görebilirdi.
"Olmaz bir şey, gel." teslim olurcasına aldığ derin nefesi verip sevgilisinin kollarına atıldı ve sıkıca sarıldı yeşil gözlü. Elleri sarışının ensesinde birleşirken yarım dakikadan kısa tutması gerektiğini bildiği bu sarılışa teslim olmak iyi hissettirmişti. Feride'yi dinleyip aşağı inmişti iyi ki. Hoş, Murat'la düşmancılık oynarken bile dayanamayıp geliyordu yanına ama...
"Ben de özür dilerim yavrum..." bir kısmı toplu tutamların dışında kalıp yüzüne düşmüş uzun saçları parmaklarına saniyelik dolayıp geri çekerken mırıldandı sarışın. "Yavşaklık yaptım, utandırmamam gerekirdi güzelliğimi."
"Eşek..." Kemal, bu güzel sözlerle daha çok utanırken küçük bir tebessümle ayrıldı sevgilisinin kolları arasından. "Saha'ya mı?"
"Hmhm..." sarışın başını hızlı hızlı sallayıp onayladı onu. Eğer saçlarını kazıtmamış olsaydı sarı tutamlarının bu hareketiyle tam olarak nasıl sallanacağını hayal ederken gülümsemesi genişledi Kemal'in. Murat ise, hayranlıkla bakakaldı bu görüntüye. "Köfte ekmek sözüm vardı, hatırlarsın..." eğilip burunlarını sürtmemek için savaş verirken sevgilisinin dudaklarına bakarak konuştu. Kemal, bu sefer kıkırtısına engel olamamıştı. Elini ağzına kaldırıp sevgilisine kıkır kıkır gülerken uzun zaman sonra canlı hissediyordu. Genç hissediyordu. Onu yansıtırcasına aralandı Murat'ın dudakları, yanları yanaklarına doğru yükseldi usulca. En sevdiği manzarayı, sevgilisinin gülüşünü bugün ne çok görmüştü! Bir kırgınlık üstüne olması daha da özelleştiriyordu bu durumu. Birbirlerine ne kadar bağlandıklarını sembolize ediyordu sanki.
"Hmm..." gülüşü yavaşça durulup az önceki gibi ince bir tebessüm geldi yerine yeşil gözleri parlarken. "Manitamızın elinden bir şeyler yiyelim bakalım."
cocuklar ne dusunuyonuz ya? iyi yaptim mi sizce???????
nuri beni cok daraltiyodu cocuklarimi bok etti yks psikolojisiyle KENDI DERTLERIMI UNUTMAK İCİN BEBEKLERİMİN SIRTINA YUK BİNDİRMİSTİM MAALESEF. COK PİSMANİM. COK.
OFOF. NEYSE. OPUYOM HEPİNİZİ GUZELLİKLER
ŞİMDİ OKUDUĞUN
güzellik (bxb)
Tienerfictie"Bir yıl sonra rötarlı da olsa erkek olayım dedin, ha?" "Erkeklik ne zamandır ona buna havlamak oldu kardeşim?" kimin bu saçlar isimli hikayemdeki murat ve kemal'in hikayesidir.