Gölge Timi

3. BÖLÜM

Asena, ablasının eşi Bartın'ı görünce beklemeden ayağa kalktı ve yanına gitti. Bartın beklemeden Asena'ya sarıldı. "Lan huysuz senin burada ne işin var?"

"Enişte mal mısın? Annemler benim iş yerim burası diye buraya taşındı. Ablam da geldi bizimle? Senin iş yerin de burada? Sende askersin ya enişte!"

"Lan ben dağ taş gezerken seni unuttum. Benim gözümün nuru Alâ'm ne yapıyor? Sürpriz yapayım dedim ondan haber vermedim."

"Ne oluyor lan?"

Uraz'ın en sonunda herkesin merak ettiği soruyu sorması ile Asena herkesi aydınlatmak adına konuştu. "Karşınızdaki kişi benim ablamın eşi eniştem Bartın Alatürk. Ablamın soyadı bundan değişik evet. Eniştem bir asker evet. Ve enişte ablam seni haşlayacak ona da evet."

Hakan Albay herkesin anladığını varsayarak konuşmaya başladı. "Bulduğunuz madde son zamanlarda peşine düştüğümüz terör örgütünün malı. Sizi bu yüzden topladım. Evet arkadaşlar artık resmi olarak tanışın bakalım."

"Kıdemli Üsteğmen Asena Yakup."

"Yüzbaşı Alaz Kaan Yalçın."

"Kaan?" Asena, Alaz'ın ikinci ismi ile şaşırmıştı. Alaz onun bu haline güldü. "Bir tek senin ikinci ismin olduğunu bilmiyordum Hazan."

Asena kızardığını hissederek başka tarafa döndü.

"Üsteğmen Uraz Yılmaz."

"Teğmen Bartın Alatürk."

"Teğmen Elvin Keskin."

"Astsubay Oğuz Aksaç."

Hakan Albay resmi olarak tanışan askerler ile tebessüm etti. Kurduğu bu ekip onun başarılarının en büyüğüydü. Birbirinden farklı bu insanların birleşince nasıl bir güç oluşturacağını sadece o düşünmüş ve düşüncesini hayata geçirmişti.

"Siz çocuklar benim bu zamana kadar kurduğum en iyi tim olmaya gidiyorsunuz. Dağda taşta vatanımıza göz diken vatansızların soyunu kurutmaya gidiyorsunuz. Siz çocuklar birbirinizin farklı yönleri olup kahraman olmaya, kimi zaman bir gölge olmaya, kimi zaman tanınmamaya ama her zaman kalbimizde olmaya gidiyorsunuz.

Bir tim kurdum. Öyle bir tim ki bu herkes yapamazsın dedi. Çok farklıydınız ama bu farklılıklar sizi istememe sebep oldu. Astsubay Oğuz. Hayatımda gördüğüm en iyi bomba imhacılar arasına giriyorsun. Baş aşağı bir saat kaldın. Ona rağmen ayakta kalıp bombayı durdurdun. Baş aşağı şekilde. Kimse timinde istememiş seni? Nedeni deli raporun olduğu içindi değil mi? Tanış bakalım yeni ailen ile. Hepsi birbirinden deli.

Teğmen Elvin. Keskin nişancıların en genç ve mükemmel yeteneği. Menzili en fazla yedi yüz metre olan füze ile yedi yüz doksan metredeki mağarayı patlattın. Derslerde arkadaşların iki yüz metreyi zor vururken sen dört yüz metreyi tek gözünle vurdun. Sana da şahin diyorlar arkandan.

Teğmen Bartın. Oğlum senin tek kol ile terörist mağarasında ne işin var lan? Altı kişi arasına girdin. Sebebi neydi? Herkesin öldü dediği adamı geri hayata döndürmek içindi. Yaptın lan. Tek kolla girdin o itlerin kafasına sıktın silah arkadaşını kurtardın. O adamın bir çocuğu oldu adını senin adın koydu.

Üsteğmen Uraz. Senin bıçaklar ile ilgili ne gibi bir sorunun var oğlum? Ben senin silahtan çok bıçak kullandığına şahidim. Cephanelik gibi adamsın yemin ederim. Her an her yerinden bir şarjör, bir bomba en olmadı bir kasatura çıkıyor.

Kıdemli Üsteğmen Asena. Hazan Asena. Bu ekibe bir istihbaratçı lazımdı. Öyle bir istihbaratçı olmalıydı ki bu tanımadığı kimse, patlatmadığı mağara, giremediği delik, göremediği bir tuzak olmamalıydı. Kılık değiştirme ustası, kısa ve uzun farketmez silahların üstadı, isabetli atışların arkasındaki tek isim. Yaşadığı o zorlu sürece rağmen çoğumuzdan iyi bir asker.