Uyku ile uyanıklık arasında gezen Asena etrafındaki seslere odaklanmaya çalışmıştı. Tahminine göre odada Yavuz, Alperen, annesi, Derya Hanım ve Oya vardı. Ama bir kişinin daha varlığını hissediyordu. Kim olduğunu anlayamıyordu çünkü o bir kişi tek kelime konuşmuyordu.
"Benim kızım deli. Bak deli ama en zır delisi. Hele bir uyansın ben ne yapıyorum onu. Görecek bütün evi ona temizleteceğim."
Kübra Hanım'ın buram buram tehdit kokan sesi ile Asena biraz tırsmıştı. Evi temizlemektense hastanede yatmayı tercih ederdi. Çünkü annesi evi normal bir şekilde temizletmiyordu. Bir komutan edası ile dip bucak her yeri temizletiyordu.
"Aman be Kübra. Alışamadın mı hâlâ? Sen yine iyisin benim oğlan yarası olduğunu da söylemiyor."
"Bizimki de söylemiyor ki Derya'm. Kerpetenle söküyorum ağzından. Bandajlarını anlıyorum kıyafetlerinin üstünden. Daha bu sabah sarılmadım dikişleri patlamasın diye ama benim süper zekalı kızım tek bir gün sağlam duramıyor."
"Hanımlar hadi siz kafeteryaya inin bir şeyler için. Niloya götür hadi annemleri."
Yavuz kibar bir şekilde annesini ve Derya'yı odadan kovmuştu. Annesi ve Derya teyzesi odadan çıktığı gibi uyumadığını bildiği ablasının yanına gitti. "Bu yaptığım için çok kızacaksın ama yapacağım." Ardından beklemeden elindeki ağzına kadar su dolu şişeyi ablasının kafasından aşağı boşaltmaya başladı.
Asena suratına dökülen su ile sıçrayarak yataktan kalktı. Yavuz'un bileğini kaptığı gibi kendine çekti ve yataktan kalktı. Şimdi Yavuz yatakta ve Asena Yavuz'un üstünde, Yavuz'un bileğini kıracak kadar çok büküyordu. Yavuz o acı ile elindeki şişeyi yere düşürmüştü.
"Yavuz. Geleli iki gün olmadı ablam. Sence de sınırlarını fazla zorlamıyor musun?" Asena'nın buz gibi sesi ile Yavuz sesli bir şekilde yutkunmuştu.
"Özür dilerim abla. Kölen olurum bırak kolumu. Ben bileğim ile iş yapıyorum biliyorsun."
"Bilmez miyim Yavuz. Bir pilot olarak bileğine her şeyden daha fazla ihtiyacın var."
"Abla korkutuyorsun beni."
Asena tek kelime etmeden Yavuz'u serbest bıraktı ve üstünden indi. "Korkma lan it. Ben sana ne zaman zarar verdim?"
"Pardon reis. Hatalarım affola."
"Affedildin köle. Git şimdi beni bu lanet yerden çıkar. Derhal!"
"Emredersiniz komutanım."
Asena koşa koşa giden Yavuz'un arkasından hâlâ koluna bağlı olan serumu, bittiğini gördüğü için çıkardı. Ardından koltukta uyuya kalan Alperen'in karşısında durdu. "Koğuş kalk kalk kalk! Beş dakika içinde içtima alanında ol!"
Alperen duyduğu sert ses ile yerinde sıçramış ve bir zamanlar ablasının verdiği eğitimden alışkanlık olarak ayağa kalkarak selam durmuştu. "Abla gözünü seveyim bende insanım. Neden böyle şeyler yapıyorsun?"
"Sen insansın da askerler robot mu lan?"
"Abla şimdi öyle değil."
Asena elini Alperen'in kulağına attı ve çekmeye başladı. "Nasıl Alperen Yakup? Duyamadım?"
"Hazan çocuğun kulağı kızardı. Birazdan kopabilir de yani."
Asena, Alaz'ın sesi ile ona döndü. Alaz sağ arka çaprazında kalan tuvalet kapısının önünde dikilmiş bir omzunu kapının pervazına yaslamıştı. Göğsünde kavuşturduğu kolları gerildiği için kasları daha da gün yüzüne çıkmıştı. Tişortünün yakasına astığı güneş gözlüğü ona farklı bir hava katıyordu. Dağınık saçları ve sert çehresi ile dikkat çekici bir adamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge Timi
Literatura FemininaBir tim kurdum. Öyle bir tim ki bu herkes yapamazsın dedi. Çok farklıydınız ama bu farklılıklar sizi istememe sebep oldu. Astsubay Oğuz. Hayatımda gördüğüm en iyi bomba imhacılar arasına giriyorsun. Baş aşağı bir saat kaldın. Ona rağmen ayakta kalıp...