5. BÖLÜM

164 17 6
                                    

"Abla babamdan haber var mı? Neredeymiş?"

Yavuz'un konuyu değiştirmesi ile Asena ona döndü.

"Babamdan haber var."

"Harbi mi nerede, ne yapıyor?"

Alperen'in heyecanlı sesi ile Asena histerik bir şekilde güldü.

"Tam arkamda bana silah doğrultuyor!"

"Binbaşı Yakup! Teşrif etmeniz ne güzel?"

"Yaklaşan tehlikeyi sezebilmen hoşuma gitti Üsteğmen."

"Kaç yıl oldu?"

"Saymadın mı?"

Asena ukalaca sırıttı. Tabii ki de saymıştı. Babasının bir MİT ajanı olması ve MİT Teşkilatının aranan yüzü olması onunla görüşmesini zorlaştırıyordu. Annesi ve ablasının bu süreçte ne kadar zorlandığını biliyordu ama ikisi de asla bundan şikayetçi değildi.

"2 yıl 5 ay 29 gün. Birkaç saat sonra tam olarak iki buçuk yıl olacak."

Babasının memnun yüzüne karşı ukala sırıtması biraz daha büyüdü.

"Ama bu süre benim için değil annemler için geçerli. Söylesene Atalan, dağlardaki ününü mü kaybettin? Geçen ay seni kurtarmaya gelen asker daha ünlü gibi hissettim."

Babasının kaskatı kesildiğini hissetti. Diğerleri arkasında bulunan babasına dönse bile o hâlâ yüzünü dönmemiş babasına sırtı dönük konuşuyordu.

O da yavaşça arkasına döndü ve babasının gözlerine dikti gözlerini. Meydan okuyan bakışlarına karşılık babasının yüzü hem gururla hem de şaşkınlıkla kaplandı.

"Benim izimden gelmen ne kadar güzel, Üsteğmen."

Asena başını biraz daha dikti ve cıkladı.

"Yanlışın var Atalan. Ben birinin arkasından gitmem, kendi yolumu kendim çizerim. Benim arkamdan gelen her zaman kendi gölgem, önümden giden her zaman kendi aklımdır. Bunu bana sen öğrettin."

Aralarındaki yüksek gerilimden etkilenen Yavuz artık sıkılmaya başladığını belli eder bir şekilde ofladı.

"Şu an ne yaşadığınıza dair en ufak bir fikrim yok ancak şunu söylemek istiyorum lütfen artık baba kız gibi birbirinize sarılıp hasret giderir misiniz?"

Aldığı tek yanıt aynı anda ağızdan çıkan hayırdı.

"Ama neden?"

"Yaralı çünkü."

"Sen kendine bak ihtiyar. Benden daha yaşlısın ve yaraların daha derin."

"İhtiyar dediğin adam hâlâ daha dağlarda."

"O dağ yakın zamanda başına düşecek ama haberi yok. Baksan dağlarda ama yine kızı tarafından kurtarılıyor!"

"Ayıp ayıp bari yüzümüze vurma. Yaptık bir hata düştük senin diline!"

"O hata hayatına mâl olsaydı?"

Asena, babasının ona burun kıvırarak bakmasına göz devirdi ve ona sarılmak için hareketlendi. Babası da bu konuşmanın son bulduğunu anladığı için kocaman bir gülümseme ile kızına sarıldı.

"Hazan'ım."

"Babam."

İkili özlem dolu sarılmaralarını bitirdikten sonra kollarını ayırmadan bir süre birbirleirnin suratına baktılar. En sonunda ikisi de dayanamayıp kahkaha atmaya başladı.

Gölge TimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin