bir tanesine yetemezken ikinci fice giriştim ama olsun. o biraz daha cıvık, bu daha ağır ya da daha az cıvık bi fic olur diye umuyorum. iyi okumalaar💋
altay'dan
salonda ferdiyle oturmuş eski beyaz show bölümlerini izlerken son bir haftadır olduğu gibi matkap sesiyle sıçradık.
binaya yeni kiracılar gelmişti ve lanet olsun ki dünyanın en sesli insanlarıydı sanırım. nakliyesi ayrı dert, tadilatı ayrı dert kısacası bir bitmemişlerdi.
"başlayacağım ama ya beyazdan çok matkabı duyuyorum."
"emin ol altayım ben de bezdim. lan hatta gece rüyamda bir çocuk kıçıma doğru matkapla koşuyordu amk."
"bilinçaltına tecavüzden dava edelim kardeşim. çok sıkıldım artık valla, gidip konuşsam mı? en azından sadece belli saatlerde yapsalar da haberimiz olsa."
"bilmiyorum kanka olabilir. finalleri atlattık neyse ki yoksa valla dalardım ben de. neyse kalk bir bakalım, hem kimlermiş bir görürüz." dedi ferdi ve ayaklandık.
kerem'den
ardayla beraber sonunda bir eve çıkmıştık. gezdiğimiz yedinci evde sonunda anlaşabilmiştik. ev sahibimiz serap teyze çok samimi bir kadındı.
ilk tanışmamızda bize oldukça yakın davranmıştı. boşanmış, kedileriyle yaşayan tatlı bir kadın, ayrıca alt katımızda oturuyordu.
elimdeki matkabı asmamız gereken son tablonun işaret yerlerine doğru götürüyordum ki zil çaldı.
arda, "ben bakarııım!" diyerek atıldı.
ses gelmeyince seslendim, "kim gelmiş arda?"
yine ses gelmeyince arkamı döndüm ve gelenlere baktım. boyu lüzumsuz uzun ve onun yanındaki garip güzellikte iki genç duruyordu. bunlar kimdi ki.
sorgulayan ama samimiyetsiz olmayan şekilde konuştum, "merhaba?"
uzun olan lafa girdi "merhaba ben altay. arkadaşım da ferdi. inanın rahatsız etmek istemezdik bu saatte ama biz artık fazlasıyla rahatsız olduğumuz için çareyi sizle konuşmakta aradık." dedi.
ardaya döndüm, o da bana bilmiyorum bakışı gönderdi. güzel çocuğa döndüğümde ardayı kestiğini yakaladım ve göz devirdim.
"rahatsızlığın ne ve bizi bunun tam olarak hangi kısmı ilgilendiriyo altay?"
"anlıyorum yeni taşındınız ve tadilat yapıyorsunuz doğal olarak ama bu biraz fazla uzun sürdü bence."
"haaah pardon. daha bir hafta oldu olmadı, nesi uzun bunun?" diyerek atladı arda.
"çok erken veya geç saatlerde yapmamaya özen gösteriyoruz emin ol ki. ayrıca ara sıra matkap çalışturıyoruz. sanırım siz biraz hassassınız." elimdeki matkabı sallayarak yanıtladım.
"ne, hassas mı? pardon kibar konuşayım dedim ama bir haftadır o matkapla kafa siktiniz. sağır insanın rüyasına bile melodik bir şekilde matkap sokarsınız siz bu performansla." diyerek konuştu uzun, altay mı neyse işte.
yanındaki küçük kıvırcık sakinleşmesini istercesine kolundan tuttu.
"bakın kötü bir başlangıç yapmak istemeyiz değil mi? bence gelin anlaşalım, siz matkabı azaltın, biz de sizi rahatsız etmeyelim." dedi.
"tansiyon hapı mı sanki bu azaltalım amk. neyse arkadaşına ne kadar sinir olsam da haklısın." dedim.
"bence senin bu asabiyetin de matkap sesinden oluyor sarı kafa, benden söylemesi." dedi altay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the couple nextdoor | alker×arfer
General Fiction"tek göndermeyeyim daha yenisin burada. kaparlar falan aman yani bodyguard gibi düşün." "ya ya aman ne bodyguard. senden olsa olsa ya duba ya da sokak lambası olur, sırık."