Ormanda gördüğüm bu adam da kim?

10 4 1
                                    

"Anladım Eva. Adın Evelina olsaydı baya gülerdim. Çünkü biliyorsun Evelina ismi yasak bir isim." dedi garip bir ses tonuyla.

Sanki koskoca krallıklar da bir tane mi Evelina vardı? Neden hemen onu anlamıştı ki? Evelina ismi yasak mıydı cidden, yoksa şaka mı yapıyor?

"Ciddi misin?"

"Bilmiyor muydun?"

"Hayır."

"Bir şüpe etmedim değil."

"Neyi?"

"Lavanta bahçelerinde mi yaşadığını."

"Neden ki?"

"E o zaman bilirdin Evelina isminin yasak olduğunu."

"Şey yani şimdi hatırladım evet. Ben sadece şaka yaptım. Arkadaşlar arada espiri yaparlarda, o yüzden unutmuşum yani."

Ne konuda espiri yapılması gerekiyor ki? Yanlış mı birşey dedim ben. Uf çok kafam karıştı.

"Nereye gidiyordunuz? İsterseniz sizi götürebilirim"

Bu adama güvenip Dainty's Royale gidiyorum diyemezdim. Zaten kendimi direk olarak Dük'ün karşısına Evelina olarak atmayacaktım. Hem şüpheli hemde bu çok tehlikeli.

"Aslında ben..."

Birşey diyemeden durdum ve baktım.

"Sizde köylüye benzemiyorsunuz. Lavanta bahçesinden misiniz?" diye soruyu ona çevirdim.

Gözlerini kaçırıp,

"A evet, evet ordanım" dedi kaçamak bir cevap verir gibi.

"Beni de götürür müsünüz? Bende oraya gidecektim" Yalan

"Şey götürürüm zaten baya yakın ama ben gelemem" dedi.

"Neden? Hem ben orayı tam bilmiyorum. Bana gösteremez misin?" dedim.

Bu adama bu kadar çabuk güvendiğime inanamıyorum neden böyle dedim ki? Kim bilir hırlı mı hırsız mı? Sonra hemen ekledim,

"Ya da kendim giderim teşekkürler." diyip hızlıca yanından ayrılıp yürümeye başladım.

Arkamdaki iki çift gözü hissedebiliyordum. Ayağımın acısı biraz daha geçmiş gibiydi. Artık üzerine basınca çok acımıyordu. Kıyafetlerimin üzerinde kat kat şeyler, üstüne de pelerinim vardı. Kafamı da pelerinle gizlemiştim yine. Böyle giyinmeye alışkın olmasam da yapmak zorundaydım ki, hava şu an bu üzerimdeki kalın şeylere göre baya sıcaktı ve sıcak hissettiyordu.

Hızlı hızlı yürümeye çalışıyordum. Yani en azından mümkün olduğunca.
Bu gidişle istediğim yere gidemiyecektim. Yarım saattir yürüyordum ve çok yorulmuştum. Orda muhtemelen benim yokluğumu çoktan fark etmiştiler. Bu yüzden dinlenmemeli ve oldukça hızlı olmalıydım. Ağaçların arasından sonunda tezgâh esnaflarının yerine gelmiştim. Burası çeşit çeşit mağaza, tezgâh, satıcıların olduğu yerdi. Bildiğim ve araştırdığım o mağazayı bulmam gerekiyordu. Biraz etrafta yürüdüm ve etrafa bakındım. Evler lavantaya benzer lila bir tondaydı. Buraya evler biraz uzak olsa da bakınca görünebiliyordu. Çoğu tezgahta lavantalı lavanta yağı, lavanta çiçeği, koku ve sabunlar vardı. Biraz gezdikten sonra sonunda istediğim mağazaya benzer bir mağaza bulmuştum. Burada çeşitli sanatçıların eserleri, elbise-abiyeler, soylu ürünler vardı.

Bu havada kesinlikle Çetr¹ (Şemsiye - Soyluların daha çok kullandığı bir öge¹) almam gerekiyordu. Hem ıslanmamak için hemde sarayda dikkat çekmemek için. Araştırmalarıma göre tam bu gün akşama prens için bir soylu bilge gelecekti. Daha doğrusu Prensin öğrenimi için. Bütün planlarıma uymuştu. O gelmeden önce ben gidecektim ve onun gelmesini önleyecektim.

Mavi Ay Prensesi 🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin