Jeongin
"Orada ne işin vardı hyunjin?"
"Jeongin bin kere söyledim sana! Tesadüftü."
"Kesin öyledir aynen."
Salonun kapısını çarpıp mutfaktan su almaya gittim. Sinirlerimi o kadar zorluyordu ki son iki gündür.
Ne demek jinyoung ile buluşmak? Hem de baş başa amına koyayım. Bunu da jinyoungdan öğreniyorum. Elimdeki su bardağını bile sinirden doğru düzgün kavrayamamıştım.
Salonun kapısı sinirle açıldığından buraya geliceğini anladım. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.
"Ne yapıyorsun şimdi? Kapı çarpmalar falan ne demek?"
"Sesini bana yükseltemezsin!"
"Sen yükseltiyorsun ama?"
"Sen hak ediyorsun bunu! Çocukla buluşmuşsun bildiğin, kendi ağzıyla söyledi."
"Yani bana değil ona inanıyorsun öyle mi? Böyle yaparsan çok uzun sürmez bu ilişki. Doğru yoldasın jeongin, böyle devam et."
Gelmiş dibimde gülerek beni alkışlıyordu. Elimdeki boş bardağı masanın üstüne koyup dış kapıya yöneldim. Uzun sürmezmiş...
"Bu saatte nereye gidiyorsun?"
"Senden uzak herhangi bir yere, neresi olursa olsun."
Ayakkabımı giydikten sonra montumu askıdan alacaktım ama o eline almış bana bakıyordu. "Ver şunu."
"Mantıklı hareket et, geç içeri uyu."
"Sana mı sorucam? Ver şunu dedim."
Hâlâ vermeyince elinden sertçe alıp küfür ettim. Sinirlerimi bozmayı çok iyi biliyordu. Şu an sinirliyken de benimle konuşmaması gerekiyordu ama bunu bilmiyordu demek ki.
Dış kapıyı da kapatıp merdivenleri kullanarak aşağı indim. Saat gecenin ikisiydi. Ekside olan hava yüzüme çarpınca bunu daha iyi anlamıştım.
Sessiz sokakta sadece benim adım seslerim vardı ve buna iyi geliyordu. Yalnız olmak iyi bir şeydi.
Yalnız bir şekilde sokaklarda yürürken aklıma bin tane düşünce geliyordu.
Jinyoung'a inanmamam lazımdı biliyorum ama öyle bir anlatmıştı ki bana. Sanki hyunjin hâlâ ona aşık ve onun peşinden koşuyormuş gibi.
Üstüne bana fotoğraf da atınca sinirlerim tepeme gelmiş ve patlamıştım. En doğal hakkımdı sinirlenmem.
Yani yine haklıydım. Gevşeklik yapıyordu hyunjin. Doğru dürüst anlatmıyordu. Anlatsa niye sinirleneyim ki zaten?
Gelmiş bana tesadüf diyor. Başka bir şey dememişti. Ben eski sevgilimle karşılaşırsam yüzüne bile bakmam bu gitmiş aynı masada, baş başa oturmuştu. Kusura bakmayın da kim kendisini aldatan birisiyle böyle oturup konuşurdu?
Gevşek işte amına koyayım!
Bir de ben bunların sevgililiklerini bildiğim için daha çok sinirleniyordum. Seviştiklerine kadar hyunjin gelip her şeyi anlatıyordu. Demek ki arkadaşın ile sevgili olmayacaksın. Her bokunu bilmek daha da sinir bozucu.
Jinyoung'u çok seviyordu, ayrıldıklarında ben teselli etmiştim onu. Ne kadar boktan bir durummuş bu. Şimdi fark ediyorum.
Hata falan mı yaptık sevgili olmakla anlamıyorum ki? İlk defa bir erkekle sevgili olmak benim için yeterince yeni bir şey iken bir de o kişinin arkadaşım olması benim için çok daha yeni bir şeydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
bff, hyunin
JugendliteraturJeongin ve onun eşcinsel ev arkadaşı hyunjin "oğlum bir kere öpeyim ibne olmazsın" ++ Yang Jeongin hwang Hyunjin /Tamamlandı/ (Düzenlendi)