Jeongin
"Jeongin o kadar güzel söyledin ki!"
Sevgilimin büyük kucaklamasına karşılık verip kahkaha attım. Onunlayken hep böyle gülmek istiyorum, zaten hep böyle güldürüyor.
"Gerçekten mi?"
Kafasını aşağı yukarı koparcasına sallarken cevabımı almıştım bile. Onun istediği şarkı olan Roy Kim'den 'only then' şarkısını söylemiştim. Sesime çok yakıştığını söylemişti.
Kendisinin en sevdiği şarkı olunca daha içten söylemiştim ve onun beğenmesi mekandaki diğer insanların beğenmesinden daha önemli gelmişti.
Chan hyung yanıma gelip çok güzel söylediğimi söylemişti. Utanarak bir gülümseme verdim. Birisi sesim konusunda beni övünce gerçekten çok şaşırıyordum çünkü kendi sesimi o kadar güzel bulan biri değilim. Çok özgüvenli girişken biri olsam bile bu konuda biraz çekingen oluyordum.
İlk Hyunjin'e şarkı söylediğimde bile detone olduğum, sesimin güçsüz çıktığı çok olmuştu. Sonra o beni neşelendirip güven verince başarmıştım.
O zamanlar arkadaş olsak bile bana olan desteği çok özeldi.
Acaba benden ne zaman hoşlanmaya başladı? Bunları sormak istiyorum aslında. Çok konuşmamıştık.
"Al sana ödül! Çok güzel söylediğin için" elindeki orta boylarda ki siyah kutuyu bana uzatınca tereddüt ederek aldım. Bunu önceden almıştı büyük ihtimalle, şuan şarkıyı bahane ediyordu.
"Ne gerek vardı ki?" Açmadan mahçup olmuştum. Hyunjin beni gerçekten çok değiştirdi. Hiç hissetmediğim duyguları hissediyorum onunlayken. Mutluluğu bile dibine kadar yaşıyorum.
"İçimden geldi. Bunu görünce aklıma sen geldin, umarım beğenirsin. Bir şey değil zaten" son cümleyi çok kısık söylerken saçlarını karıştırıp küçük bir tebessüm etti.
Sanırım utanmıştı? Galiba.
Elimdeki kutunun gri kurdalesini açıp kapağını kaldırdım. Son kez ona bakıp kutunun içindeki tatlı ve küçük tilkili peluşa baktım. Gülümseyen bir tilki vardı, tüyleri sanki gerçek gibiydi.
Boş kutuyu Hyunjin'e uzatıp elimdeki küçük peluşu sevdim.
Hyunjin sorgulayan gözlerle bana bakınca boynuna sarılıp teşekkür ettim.
"Yani öyle büyük bir şey değil. Kusura bakmazsın dimi?"
Niye kusura bakayım?
"Hayır, ben çok beğendim"
"Ciddi misin? Beğenmezsin sandım"
"Beni düşünerek almışsın bundan daha özel ne var ki? Çok da beğendim."
Yanağını öpüp tatlı peluşumu yüzüme sürttüm. Çok tatlıydı.
"Kardeşin gibi duruyor. Bak özellikle böyle gülünce" yanağımı sıkıp geri bıraktı. Ben ise bir elimde peluş varken bir elimi de Hyunjin'in beline sardım. Sevgi zamanı
Saçlarımı okşayıp öpücükler bırakırken sahneye yeni çıkan biri şarkısını söylemeye başlamıştı. Şarkı çalarken böyle romantik bir an yaşamak çok garipti. Bana göre.
Yanına daha çok yaklaşıp tek bacağımı bacağının üstüne attım. Düşmemesi için bacağımı eliyle tutarken gözlerim ellerine kaydı. Ellerinin üstüne ellerimi koyup parmağındaki yüzüklerle oynamaya başladım.
Bir tane yüzüğü vardı, böyle üzerinde japonca yazıyordu. O çok hoşuma gidiyordu. Hep onunla oynuyordum zaten.
Bacağımdaki eli orayı okşarken baygınlık geçirmemek için kendimi sıktım. Gerçekten çok ama çok güzel hissediyorum. Sevildiğimi hissediyorum.
Arkada çalan şarkıyı kulağıma fısıldarken gülüp bende ona eşlik ettim. Arkadaşlar sevgiliniz ile düet yapın. Yapın ben arkanızdayım.
"Senin de sesin fena değilmiş"
"Hmm öyle mi? Çok mu beğendin?" Şarkının sesinden dolayı kulağıma yaklaşınca kulağıma değen dudakları ile tüylerim ürperdi. Geri çekilip kafasını yana yatırıp bana baktı. Şuan varya. Şuan o kadar güzel gözüküyor ki.
Önüne gelen saçları, dudağındaki renkli nemlendiricinin parlaklığı, açıkta kalan boynu ve dudağındaki piercing. Yüzünün her yerini incelediğimi fark edince bacağımı sıkıp kendime gelmemi sağladı.
Kendime geldim mi? Orası şüpheli."Beğendim seni"
"Beni mi beğendin? Sesimi mi?"
"Hepsini"
Daha fazla dayanamayıp dudaklarına kapanınca o da bu anı beklediği için hemen karşılık vermişti. O kadar yumuşak, o kadar sakin öpüyordu ki. Bu sakinlik bana hiç gelmiyordu. Dudaklarını benden ayırıp boynuma yönelince onun için yer açtım.
Bacağımdaki elini belime koyup beni kendine çekti. Omzunu tutup benden uzaklaştırdım. "İnsan içinde en fazla bu kadarı olmalı Hyunjin."
İlerisini isterim tabii ki ancak çok erken olucağını düşünüyorum. Bir süre sonra olurdu. Pişman olmamak için erkenden karar vermek iyi değildi.
"Eve mi gidelim diyorsun?"
"Gidelim de... Yine olmaz." ne dediğimi anlayınca kafasını aşağı yukarı salladı. Büyük ihtimalle ilerisini istiyordu ancak şu an buna hazır değildim. Her açıdan.
Çok tecrübesizdim bir kere, sadece kadınlarla ilişki yaşadığım için çekinmem gayet normaldi. Kendime bu konuda güvenmiyorum. Bunu anlayışla karşılar umarım.
"Anladım." yüzündeki ifade tam olarak 'önemli değil' diyordu ama işte kendimi rahat hissetmemiştim. Sanki onu oyalıyormuşum gibi hissetmesini istemiyorum.
"Özür dilerim." hayatımda en çok özür dilediğim insan olamaya devam ediyordu.
"Saçmalama, niye özür diliyorsun güzelim? Sen istemezken sana asla dokunmam ben."
"Uzaklaşmanı istemiyorum. Sadece şuan hazır hissetmiyorum. Anlıyorsun beni değil mi?"
"Anlıyorum tabiki, sen ne zaman istersen o zaman olur. Seni zorlamıyorum, kendine öyle bir baskı yapma lütfen."
Alnımı öpmesiyle ona sırnaşıp aramızdaki o küçük mesafeyi kapattım. Ona hep temas etmek istiyorum. Beni böyle ince düşünmesi ağlamamı sağlıyor. Çok güzel bir şey bu. İyi ki şans verdik birbirimize.
"Evimize gidelim şimdi. Uykum gelmiş olabilir."
"Kucağıma alayım mı?"
"Herkes bakar o zaman."
"Ne olmuş? Baksınlar."
"Ben utanırım." yüzüne bakmadan ayağa kalktım. Benim arkamdan kalkıp kolunu belime sardı.
"Sahiplenici erkek tutuşu yapalım o zaman. Anlasınlar sevgilim olduğunu."
"Anlasınlar sevgilin olduğumu."
________________________
Kisa oldu biraz dimi
İlham sıfır
Hiç romantik biri de değilim ki sevgililik hallerini yazayım böyle uzun uzun.
O yüzden kaos düşünüyorum👯
Oy
yorumBayysss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bff, hyunin
Fiksi RemajaJeongin ve onun eşcinsel ev arkadaşı hyunjin "oğlum bir kere öpeyim ibne olmazsın" ++ Yang Jeongin hwang Hyunjin /Tamamlandı/ (Düzenlendi)