Elbiseyi beğenmediyseniz kendiniz hayal edebilirsiniz
Tahtadaki bıçakları tekrar atmak için çıkarttım. Her seferinde başarılı atışlar yapmam bu durumdan sıkılmamı sağlamıyordu ve yaklaşık bir saattir çalışma masamın üstüne oturmuş karşımdaki tahtaya atış yabıyordum.
Bıçakları çıkartırken odada Friday'in sesi duyuldu. "Bayan Nightmare, Patron akşam yemeğine gelmenizi söylememi söyledi." Çıkarttığım birkaç bıçağı üstüme yerleştirirken sessiz kaldım.
Odamdan çıkıp mutfağa geldiğimde her zamanki ekip burdaydı. Tezgaha göz attığımda gördüğüm pizzayla gözlerimi devirerek Natasha'nın yanındaki boş yere oturdum. Fastfood dışında bir bok yemiyorduk.
Yemek yapmayı bilmemem de işleri pek kolaylaştırmıyordu benim için. Sabah bari düzgün bir şeyler yeseydim... Bu gidişle kilo alacaktım.
Bir dilim pizzayı ve bir bardak kolayı önüme aldım. Kendi aralarında sohbet eden diğerlerinin sohbetine katılmadan sessizce yemeğimin tadını çıkarmaya çalışıyordum. "Grup," diyerek hepimize seslenen Tony'e baktım. Ne zaman değişik bir konuşma yapacak olsa konuşmaya saçma bir şekilde başlıyordu. "Bu akşam Stark kulesinde bir parti veriyorum, bir saat sonra ve sizin de gelmenizi istiyorum."
Diğerlerinden onaylayan mırıltılar çıkarken konuştum. "Gelmesek oluyor mu?"
Yanımdaki Natasha konuştu. "Gelsen senin için de değişiklik olur. Övmek için değil ama Stark partileri genelde eğlenceli geçer."
Sırıttım. "Evet, biliyorum, birkaç ay önce bir tanesine katılmıştım." Dedim başımı sallayarak. Parti gerçekten fena değildi ama ben görevime odaklandığımdan pek tadını çıkaramamıştım.
"Benim neden bundan haberim yok-" diyen Tony'nin lafını Steve böldü.
"Şu büyük bir kargaşa çıkan partiden mi bahsediyoruz? Hani üstünde bomba olduğunu iddia eden bir adam yüzünden ortalık karışmıştı ve herkes apar topar çıkmıştı."
Parmağımı şıklatıp Steve'i işaret ettim. "Bingo." Kolamdan bir yudum aldım. "Görevim olan birkaç adam vardı ve sessiz bir şekilde halletmem gerekiyordu. Ayrıca o bomba devre dışıydı."
"Onu anlamıştık zaten." Diye mırıldandı Steve.
"Çok sessiz halletmişsin yalnız." Diye alayla konuştu Clinton.
"Sen karının yanına gitsene." Diye homurdandım başımı kolama çevirirken. Gerici bir sessizlik olduğunda başımı kaldırdım. Birbiriyle bakışan Avengerlar gergin görünüyordu. Sounun ne olduğunu anladığımda yapay bir alayla konuştum. "Rahatlayın. Hydra'ya böyle değerli bir bilgiyi çıkarım olmadan verecek kadar hafızamı silmediler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİGHTMARE~BUCKY BARNES
FanfictionNeden bir Bucky kurgusu yazmıyorum ki? diyerek yazmaya başladığım bir kurgu oluyor bu. Mantık hataları falan olursa, haftalarca bölüm atmayıp günde üç beş bölüm birden atarsam falan görmezden gelin(okul açılcak -_-)