3.bölüm

139 22 61
                                    


Yeni bir gün ve sunghoon için yeni bir işkence günüydü. Sunghoon, belini tutarak zorlukla ayağa kalmıştı. Ev yeni olabilirdi ama eşyalar oldukça eskiydi ve sunghoon buna alışık değildi. Sunghoon, hayatı boyunca en iyi şartlar altında yetiştirilmiş, maddi manevi her türlü ihtiyacı karşılanmıştı. Şımartılmasına rağmen, büyüklerine karşı daha doğrusu herkese karşı saygılı ve nazikti görüp görebileceğiniz en saygın kişiydi tabii, tanımadığı ve ilk görüşte istediği enerjiyi alamadığı kişilere karşı fazlasıyla ön yargılıydı. Fazlasıyla işkolik, kendisinden daha çok aile memnuniyeti önemliydi onun için. İstediği her şey elindeydi şuan ise bir kariyer peşinden koşuyor adını işi üzerinde herkese duyurmak istiyordu. Fazlasıyla takıktı bu konu üzerinde.Bir yeri olsun istiyordu, evet seviliyordu fakat bunlar onun için yeterli değildi hep bir tık fazlasını istiyordu, belkide biraz bencildi. Yakınındakilere karşı daha kabaydı sebebi yakın arkadaşlarının ona karşı hiçbir şekilde alınmayacaklarını bilmesiydi. Sunghoon nefes alışından bile duygu durumunu çözebilecek arkadaşlara sahipti. Gerçek sunghoon'u sadece onlar görüyor onlar anlıyordu.

Sunghoon, eve boş boş bakınırken jake'in henüz uyanmadığını anlamıştı. Jake'in odasına onu uyandırmak için gitmişti ancak jake çok derin bir uykudaydı sunghoon uyandırmak istemedi. Bu yüzden kahvaltıyı kendisi hazırlayacaktı. Mutfağa ilerlerken ne hazırlayacağını bilmiyordu. Mutfak dolaplarını araştırırken ramen bulmuştu ve hemen çıkarıp yapmaya başlamıştı.

Ramenler hazır olduğunda, sunghoon masayı hazırlayıp jake'i çağırmaya odasına gitmiş ve hâlâ uyuyan jake'e seslenmişti:

"Jake kalk kahvaltı hazırladım. " jake'ten tepki gelmeyince yanına ilerlemiş tekrar sesleneceği sırada jake'in önüne gelen saçlarını farketmiş ve yatağın önünde diz çökerek jake'in saçlarını geriye atmıştı. Jake ufak temas ile aniden uyanmış ve çığlık atmış ve sunghoon'a karşı bağırmıştı:

"SAPIK MISIN OĞLUM SEN NE YAPIYORSUN? " jake bunu derken yatğın üzerinde ayağa kalkmıştı çoktan.

"Sapık falan değilim, saçların önüne gelmişti onu düzeltiyordum. " oldukça sakin cevaplamıştı sunghoon.

"Sanane benim saçımdan, bir daha bana böyle yaklaşma sakın. " jake işaret parmağını sallayarak korkunç göründüğünü düşünerek sunghoon'a kızgınca bakıyordu. Sunghoon bu halini tatlı bulmuş ve ufak bir kıkırtı bırakmıştı.

"İylikte yaramıyor sana. Hadi ramen yaptım daha fazla soğumadan yiyelim. Seni mutfakta bekliyorum. "

Jake yatağın üzerinde sunghoon'a yan bakışlar atarak gidişini izliyordu. Sunghoon odadan çıktıktan sonra üstünü değişmiş ve mutfağa gitmişti.

Kahvaltılarını yaptıktan sonra, sunghoon görüşme yapmak için telefonun çektiği o lanet yere gidecekti yine. Yolu az çok bulabilirdi diye düşünüyordu, bu yüzden bu sefer tek başına gidecekti. Üstüne son kez baktıktan sonra evden çıktı.

Aradan saatler geçtiğinde sunghoon o yere varmıştı. Cebinden telefonu çıkarmış ve şirketi aramıştı. Açan patronuydu.

'Alo, ne zaman beni gelip alacaksınız? Burda yalnızca bir kişi imza attı. Kimse bu projeyi kabul etmiyor. '

'Sakin ol sunghoon. Bazı bulduğum bilgilere göre köydeki evlerin hiçbirinin tapusu yok bu yüzden o köye istediğimizi yapabiliriz. Yarın bizimkiler gelip köyü boşaltacak. '

'Peki onlar için kalacak bir yer ayarlayabilecek misiniz? Sonuçta onların yıllardır olan düzenlerini bozacağız. '

'Bu bizi ilgilendirmez sunghoon biz sadece denileni yaparız'

'Tamamdır.'

Telefonu kapatıp, aynı yoldan köye döndü. Jake'e bu konudan bahsetmeyecekti sunghoon. İstemsizce içinde bir burukluk hisseti sunghoon bu insanların kimseye bir zararı yoktu kendi hallerinde yaşıyorlardı. Neden onların bu düzenini bozmak istiyorlardı anlamıyordu.

Köye geri dönmüştü. Akşam üzere olduğu için jakein evine gidiyordu tekrardan. Eve gittiğinde jake çoktan gelmişti. İlk defa bu kadar erken gelmişti. Şaşırmıştı sunghoon. Ama sormadı yine de şuan tek düşündüğü yarın olacaklardı. Jake ile olan tanışmaları pek etik olmasada, şuan jakei seviyordu tahminince o da kendisini seviyordu 'arkadaş olarak'
ama yarın olacaklardan sonra jakein onun hakkında olan düşünceleri ne olurdu tahmin etmek istemiyordu. Sunghoon bu düşüncelerin arasında kaybolmak üzereyken jakein sesini işitti:

"Sunghoon iyi misin? Çok durgun görünüyorsun. Köyde biri bir şey mi söyledi yoksa?" sunghoon jakein bu düşünceli hâline gülümsedi. Ancak aklına tekrar yarın olacaklar gelince gülümsemesi tekrar silindi. Jake bu hâline şaşırmıştı neyi vardı bunun? Diye geçirdi içinden. Hızla sunghoonun yanına oturup elini tuttu.

"Sunghoon, tanışalı henüz çok olmadı biliyorum ama eğer bir sorun varsa anlatabilirsin seni dinleyebilirim. "Sunghoon jakein bu sözlerine karşı daha çok vicdan azabı çekmeye başladı. Daha fazla içinde tutamayacağını anlamış ve anlatmaya karar vermişti.

" Jake bugün tekrar o tepeye telefon ile konuşmak için çıktım. Şirketi aradım ve beni burdan almalarını istedim tekrar."

"Bu muydu yani? " sunghoon kafasını iki yana sallayıp tekrar konuşmaya başladı:

"Patronum bana, burdaki evlerin hiçbirinin tapusunun olmadığını söyledi ve kimsenin imzasına ihtiyaç duyulmadan, bu projenin kolaylıkla proje gerçekleştirilebilir dedi. Yarın gelip köyü boşaltacaklar. "Jake sunghoonun dediklerini idrak etmeye çalışıyordu. Ne demek evlerin tapusu yoktu? Babası ona hiç bundan bahsetmemişti. Jake gözleri dolmuş bir şekilde, koşarak evden çıktı. Sunghoon arkasından gitmemesi için bağırmıştı ancak boşunaydı jake çoktan gitmişti.

Jake koşarak babasının evine gelmişti kapıyı kıracak gibi çalıyordu. Kapıyı açan annesiydi. Annesini bir kenara itip içeri girdi ve babasının yanına gidip ona bağırmaya başladı:

"Baba neden daha önce bana, bu köydeki evlerin hiçbirinin tapusunun olmadığını söylemedin? " babası jakein bu halini görünce hızla kalkmış ve ona doğru ilerlerken konuştu:

"Gece gece nerden çıktı bu jake, hem sen neden ağladın oğlum?" jake hızla babasına sarıldı.

"Baba köye kentsel dönüşüm yapacaklar, eğer evlerin tapusu olsaydı bizim imzamız gerekliydi. Ama tapu olmadığı için bizim sayılmıyor. " babası jakein bu köyü ve arkadaşlarını ne kadar çok sevdiğini biliyordu ve bu projenin olmasına izin veremezdi. Bu sırada jake hıçkırıklar arasında tekrar konuştu:

"Baba ne yap et bu projeyi engelle ben köyümü ve evimi asla bırakmam. " diyerek evden geri çıktı.

Jake, her zaman geldiği o yere geldi. Ne zaman kendini kötü hissetse buraya gelirdi. Burası, köyün en tepesiydi bütün köyü burdan görebiliyordu. Orda biraz yalnız kalıp kafa dinlemeye ihtiyacı vardı.

--------------
Pek içime sinmedi ama atıyorum yine umarım beğenmişsinizdir. 💗

Kentsel Dönüşüm | Jakehoon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin