Kafamı kaldırmamla evin önüne siyah range rover markalı araba geldi. Kim gelmişti bilmiyorum. Kapının ziline bastı bir defa. Biraz bekledikten sonra tekrar zile bastı. Daha sonra kapıyı yumruklamaya başladı. ''Çiğdeeem! İyi misin? Aç kapıyı.''
Sesi tanıdık gelmişti ama kim olduğunu çıkartamadım. Ben koşar adımlarla yukarı çıktım ve üstümü giydim. Üstümü giyerken adam daha hızlı kapıya vuruyordu.
Kapıdan kaçsam adam beni yakalardı. En iyisi camdan kaçmak. Çiğdem'in odasının camını açıp kaçacaktım ki adam kapıya tekme attı ve kapıyı açtı. Bağırışlarını duydum. ''Çiğdeeeeem!''
Ne yapacağımı bilmiyordum. Olduğum yerde öylece dikiliyordum. Ben ne yapmıştım ve bunun bedeli ne olacaktı? Hiç bir fikrim yoktu.
Aşağıda benim yüzümden düşmüş başında kan bulunan sevdiceğim vardı ve benim kaçmam gerekiyordu. Onu aşağıda öylece bırakamazdım ama bu durumdan da temiz kurtulmam gerekiyordu.
Kendimi toparlayıp bir ayağımı camdan dışarı atmak üzereyken merdivenden gelen ayak seslerini duydum. Zaman aleyhime işliyordu. O gelen kimse artık beni bulacak ve benim yaptığımı düşünecekti.
Düşüncelerimden sıyrılıp camdan dışarı attım kendimi. Şu anda balkonun üstünü kapatan kiremitlerin üstündeydim. Bulunduğum yerden küçük bir adım atmıştım ki ses tahmin ettiğimden daha fazla çıkmıştı. Olduğum yerde dikilmeye karar verdim.
Biri odaya girmişti. Dolabın kapağının gıcırtılarını duydum. Sonra ayak seslerini duydum. Gittikçe uzaklaşıyordu hızlı bir şekilde. Olduğum yerde 3 dakika boyunca hareketsiz durdum. Tehlikenin benden uzaklaştığına emin olduktan sonra aşağı atladım. Koşar adımlarla bahçe duvarına gittim kimseye gözükmemek için. Nasıl geldiysem öyle gidiyordum şimdi.
***
ÇİĞDEM'İN AĞZINDAN
Gözlerimi zorlukla açtım. Açmıştım ama nerede olduğumu bilmiyordum. Başım biraz ağrıyordu. Biraz dediğimde ağrısı bayağı bir vardı. Gözlerim koluma kaydı. Serum takmışlardı ve ben şimdi hastanedeydim. Kim beni buraya getirmişti bilmiyorum. Hafızamı biraz zorlayınca neler olduğunu hatırladım. Buğra,merdiven,gözyaşları... Evet bilerek kendimi merdivenlerden atmıştım. Onunla birlikte olmaktansa ölmeyi tercih ederdim. Ve öyle yapmıştım.
Boşta olan elimi başıma götürdüm. pansuman yapmışlardı. Demek ki kendimi merdivenlerden aşağı bıraktığımda kafamı yaralamıştım. Süper yaa! Ölmek için yola devam. Son bir kaç adım...
Kapı açıldı. Karşımdakini görünce şoka uğradım. Sen mi hastaneye getirmiştin? Hayır,olamaz. Beni yarıçıplak bir şekilde görmüş olamazsın. Haaayır! İnanmıyooooruum!
''Nasılsın?''
''Biraz başım ağrıyor ama iyiyim de sizin nasıl haberiniz oldu?'' diye sordum şaşkınlıkla.
''Dün yaşadıklarından dolayı aklım sende kalmıştı. Telefonla arayıp sormak istemedim. Güvenliğe sorduğumda evde dedi. Zile bastım birkaç kere. Açmadın. Kapıya vurdum yine açmadın. Bende tekme atıp kapıyı kırdım. Yerde seni öyle bulunca...''
''Tamam.'' dedim sözünü keserek.
Gerisini tahmin edebiliyordum. Ama...ama Buğra'ya ne olmuştu? Onu en son bana yalvardığını hatırlıyorum gözlerinden yaş akarken. Yüzümü hemen diğer tarafa çevirdim. Beni yarıçıplak görmüştü. Evet O.
Gelip yanıma oturduğunda elimi tuttu. Elimi tutmuştu ama ona bakmıyordum. Bakamıyordum. Çok utanmıştım. Boşta kalan eliyle yüzümü tuttu ve kendine doğru çevirdi. Gözlerimizi birbirine kenetledi. Hiç konuşmadan birbirimize bakıyorduk. Biz. Macit ile ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELKİ DE HAYAT BÖYLEYDİ
Ficção AdolescenteAğlamamak için kendimi zor tutuyordum. En sonunda dayanamayıp gözyaşlarımı serbest bırakmıştım. Ne kadar bağırırsam bağırayım kimse beni duymuyordu. Karanlık bir odanın içindeydim. Nereye gelmiştim bilmiyorum. En son hatırladığım şey kafama sert bir...