XIII Yolculuk

708 51 4
                                    

İyi okumalar...


Taehyung'tan

Hazırladığım valizlerle okulun kapısının önünde bizimkilerin gelmesini bekliyordum. Kısa süre için de sarı saçlarıyla her yerde kendini belli eden Jimin koşar adımlarla yanıma ulaştı. Hemen ardındansa diğerleri gelmişti. Bir haftalığına yurt dışına tatile gidicektik. Açıkçası huzurlu bir gezi olmasını istiyorum bu yüzden umarım Jungkook planlarıma çomak sokmaz.

Gezi geçtiğimiz haftalarda alt sınıflara yapılmıştı ve Sihyeon'da onlarla gidicekti. Lakin kız kardeşimi tek başına gönderme fikri beni huzursuz ettiğinden; onun ve arkadaşlarının bizim gidiceğimiz haftada, bizimle beraber gelmeleri için okul müdürünü ikna etmek pekte zor olmadı. Yola çıkmamıza az bir süre kala geziye katılıcak tüm öğrenciler okul bahçesinde toplanmıştık. Hocalar öğrencilerin hepsinin geldiğini anladıklarında bizleri havalimanına gitmek üzere servislere bindirmeye başladılar.

Otobüse binerken Jimin ve Yoongi arkalardaki ikili koltuklarda yanyana oturunca onların hemen önündeki Jin'in yanına oturmayı planlıyordum. Fakat istediğim olmamış önümdeki çocuk benden önce davranım yerimi kapmıştı bense boş yerlerden birinde cam kenarına geçtim. Kulaklıklarımı takıp camdan dışarıyı izlerken yanıma hissettiğim haraketlilikle kafamı çevirdim. "Günaydınlar size Bay Kim Taehyung efendim." Jungkook'un ciddiyetten uzak alaycı sesi kulaklarımı doldururken gözlerimi devirdim. Sadece huzur istiyordum ama oda daha şimdiden yok olmuştu. Harika! Sitemli bir seste sordum. "Ne istiyorsun Jungkook."

"Bir şey istediğim yok boş yer yoktu mecbur buraya oturdum bende."

Yüzündeki mimikler annesini bir şeylere inandırmaya çalışan 5 yaşındaki çocuk gibi haraket ederken konuştu. Sözünü bitirdikten sonraysa koca bir gülümseme sundu. Tanrım yine neyi planlıyor bu? Umarım bütün gezim bir faciaya dönüşmez.

Derince nefes alıp verdim. Olmasından korktuğum şeylerin olmaması adına söz aldım. "Jungkook bak çok ciddiyim lütfen, lütfen benimle uğraşma. En azından şu geziyi bok etme olur mu?" Gülümsedi tekrardan. "Merak etme Taehyung'cum senin kadar bende Paris'i huzur içinde gezmek istiyorum. Dediğim gibi yer yoktu diye geçtim." Gözlerimi kısarak bir süre onu seyrettim. Hiç inandırıcı gelmiyordu bana yada ben çok paranoyaklaşmıştım. Servis haraket etmeye başladığında kulağımdaki kulaklığı çıkartım. Ardından gövdemi Jungkook'a dönüp yaslandım.

"Kötü bir yalancısın."

İmamla ofladı. Cevap vermek yerine önüne dönüp oturduğu yolcu koltuğuna iyice yaslandı. Kulaklıklarını takıp telefonundan bir şeylerle uğraştıktan sonraysa gözlerini kapattı. Muhtemelen müzik açmıştı. Çatık kaşlarımla onu izlemeyi bırakıp cama döndüm ve yolu izledim bir süre. Bu esnada kulaklıklarımı tekrar takıp müzik dinlemeyi de unutmadım. Sabah erkenden uyandığım için henüz uykumu tam alamamıştım. Bu yüzden olsa gerek yolu izlediğim esnada gözlerime çöken ağırlıkla göz kapaklarımı kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

...

"Taehyung."

Kafamın yaslı olduğu yerin haraketlenmesiyle başımı olduğu yerden kaldırdım ağır ağır. Gözlerimi ovusturarak açtığımda etrafı gözetledim. Herkes ayaklanmış servis aracını terk ediyorlardı. Dışarıya baktığımdaysa hava limanına çoktan vardığımızı anladım. Yol boyunca uyumuş olmalıydım. Hâla tam uyanamamanın mayışıklığıyla esnedim. Bir anda farkına vardığım şeyle sertçe yutkundum. Koca bir siktir! Ben az önce Jungkook'un omzuna mı yatıyordum?

Mess With Someone/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin