VI Tarih Ödevi

875 48 5
                                    

İyi okumalar...

Sabahın ilk ışıklarında okula gelmiş, eşyalârımı almak için dolabıma ilerliyordum. Aklıma Jungkook'un dolabını kullanıp yaptığım şaka gelince yüzümde aptal bir sırıtış belirdi. Aslında beni mutlu eden şey şakam yada onun zor durumda kalmasından ziyade tatlı görüntüsüydü. Hatırlıyorumda ilk senemizde ikimizinde birbiriyle bir alakası yoktu yalnızca Namjoon Jin'in peşinden koşup duruyordu. Bu durumda bizi pek alakadar etmiyordu zaten. Her ne olduysa ikinci senemizde olmuştu. İlk başlarda bana böyle yapmasına anlam vermemiyordum. Hoş, hâlâ veremiyorum. Fakat hep aptalca ve çok umursanmıycak çocuk şakaları yapardı. Bogum'dan ayrılmadan önce Bogum bana her zaman onu öldürmek istediğiyle ilgili şeyler söyler buna yönelip planlar yapardı. Bense her seferinde engel olurdum.

Sonra garip bir şekilde yaptıklarından rahatsızlık duymayı bırakmış hatta bunlardan hoşnut olmaya başlamıştım. Onun yaptığı şeylere kızmıyor benimle iyi yada kötü ilgilenmesi hoşuma gidiyordu. Sanırım Bogum'la ayrılmak istememin en önemli nedenlerinden biride buydu.

Dolabımın önüne geldiğimde ders için gerekli araç gereçlerimi almış grup sunumumuz için gereken flaş belleğide unutmamıştım. Ders seçmeli tarihti ve arkadaş grubu olarak dördümüzünde ortak girdiği tek ders buydu. Hocanın proje ödevi olarak verdiği grup sunumunuda ortak olarak yapıcaktık.

Dolap kapağımın üzeri arkadaşlarım ve kiz kardeşımle çektiğim fotoğraflarla bununla birlikte birde sevdiğim sanatçıların resimleriyle kaplıydı. Dolap kapağımı kapattığımda ise bana boş gözlerle bakan bir adet Jungkook ile karşılaştım. Üç gün boyunca göremediğim yüzle şaşırdım. Zaten haftanın son okul günüydü gelmesine gerek var mıydı ki? Yinede üç gün ona yaramış gibiydi. Motor yayağının ne kokusu vardı ne de ona dair bir görüntü. Omzunu sol tarafında kalan dolaplara yaslamış, hafiften sırıtarak beni seyrediyordu.

Siktir, o beni seyrediyordu. Gözlerini bedenimin üzerinde durmaksızın gezdiriyordu.

Yutkunmak istiyordum fakat bunu yapmadım. Onun yerine kaşlarımı çatıp onun bana yaptığı gibi bende ona dik dik bakmaya başladı. Zilin çalmasına az kalmıştı bu yüzden ondan çekilmesini istedim fakat bunu yapmayıp bana bakmaya devam etti. Göz devirip yanından geçiceğim sırada göğsünde birleştirdiği ellerinden birini çözüp kolumdan tuttu. Yüzünü bana çevirip konuştu "Özlemedin mi beni?" Dediği şeyle hafiften sırıtıp cevap verdim.

"Çok, çok özledim seni. Bakıyorumda temizlenmişsin. Yazık oldu sana aldığım fondoteni çöpe atmam gerekicek sanırım."

"Evet atsan iyi olur."

"Zil çalmak üzere Jeon gitmeliyim."

"Benden sana tavsiye gitme."

"O niyiymiş?"

"Sadece bir tavsiye. Başına hoş olmayan şeyler gelme ihtimaline karşı uyarıyorum seni. Uyup uymamak sana kalmış."

Anlamaz gözlerle ona bakmış ne geveliyor bu diye içimden geçirmiştim. Acaba yeni bir şaka mı diye düşündüm. Daha sonra bunun blöf olabiliceği aklıma geldi. Ne de olsa bugünkü sunumdan not alıcaktım ve derse girmezsem eğer o zaman notum düşük gelebilirdi. Jungkook'un dediklerini kulak arkası etmiş kolumu kurtarıp sınıfıma yönelmiştim.

Sınıfa girmemle zil çalmıştı. Bende sırama Jin'in yanına oturup hocanın gelmesini beklemiştim. O sırada da önümüzde oturan Jimin ve Yoongi bize dönmüş flaş belleği getirip getirmediğimi sormuşlardı. Onlara sıranın özerinde duran belleği gösterdiğimde ise onaylayıp önlerine döndüler. Kısa süre içinde de hoca gelmişti zaten sınıfa. Gruplar sırayla çıkıp sunumlarını yapmaya başladılar. Sıra bize geldiğinde usbyi elime almış ve tahtaya yönelmiştim. Tahtaya takıp sunumu açmış ve sunumumuzu yapmaya başlamıştık.

Mess With Someone/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin