XXXIII Güven

488 40 3
                                    

İyi okumalar...

Taehyung'tan

Okul çıkışında anlaştığımız gibi önce Jungkook'un evine gidip eşyalarını almış sonra da bana geçmiştik. Şimdiyse birlikte yiyicek bir şeyler hazırlıyorduk. Daha doğrusu o hazırlıyor, bende kenarda hazırladıklarından araklayarak onu seyrediyordum. Bir ay olmuştu bile. Bu çocuk benim sevgilim olalı bir ay olmuştu ve bunu bilmek o kadar hoş ve güzel bir histi ki. İlk başlarda yaşadığım korku ve endişe zamanla yok oluvermişti. Ona bakmak, çekinmeden dokunmam, her daim yanımda olduğunu bilmek ve en önemlisi beni sevdiğini bilmek. Paha biçilemez bir şeydi. Asla değişmiyiceğim bir his. Sonsuza kadar sahip olmak istediğim şey.

Yüzümdeki aptal gülüşle buz dolabına yaslanmış sevgilimin sebzeleri doğramasını izlerken, kendime engel olamamış ve ellerimi beline dolayarak arkasından sıkıca sarılmıştım. Başımı omzuna yasladım ve kokusunu içime çektim. Boynuna bıraktığım bir kaç buse huylanmasını ve gülmesini sağlamıştı. Yinede işine devam etti. Biraz daha benimle ilgilenmesini istediğim için bir kaç öpücük daha kondurdum boynuna. En sonunda dayanamamış ve beni kendinden uzaklaştırmaya çalışırken konuşmuştu. Ses tonu neşeliydi. "Dur artık. Bizim için yemek hazırlamaya çalışıyorum."

"Sıkıldım ama ben biraz da benimle ilgilen işte." Demiş ve dudaklarımı büzmüştüm. Gülüp yanağıma öpücük bıraktığında hiç beklemeden dudaklarına kapanmıştım. Öpüşüçek zamanımız yoktu. Biliyorum ki eğer öpüşürsek bu baya uzardı ve yemeklerin yanmasını ikimizde istemezdik. Bu yüzde minik bir öpücük bırakmıştım dudaklarına. Ardından bir an önce yemeği bitirsin diye onu serbest bıraktım. En sonunda yemeği bitirdiğinde açlıktan ölücekmiş gibiydim. Salona geçmiş Jungkook'un yaptığı ramenleri gömerken aynı zamanda da televizyonda dizi izliyorduk.

"Bu kızda çok salak. Çocuk sana deli divane aşık işte. Neyin triplerine giriyorsun anlamıyorum ki?"

Demiştim. Kafamı omzuna yasladığım sevgilimse isyanımla kıkırdamıştı. "Belkide kız çocuğun onu seviceğine ihtimal vermiyordur?" Dedi. Homurdanarak karşılık verdim bende. "Çok saçma ya bu dizi beğenmedim. Ayrıca neden heteroları izliyoruz ki?"

"Diziyi merak ettiğini söyleyen sendin sevgilim. Hem daha ilk bölüm."

"Saçmaymış ya. Beğenmedim. WandaVision izleyelim mi?"

"Onu çoktan izledim." Dediğinde kafamı kaldırmış ve somurtkan bir yüz ifadesi takınarak yüzüne bakmıştım. "Bir kerede benimle izle. Ben daha izlemedim." Dedim. Yüzümdeki ifadeye gülmüştü ilk başta. Elindeki ramen kâsesini masaya bırakıp yüzümü avcu içine aldı. Önce yanaklarımı ve en sonda dudaklarımı öpmüştü. Benimde elimdeki içi boş kâseyi alıp masaya bırakmış ve televizyonu kapatmıştı. "Boşversene sonrada izleryebiliriz." Diyip tekrardan dudaklarıma kapandı. Bu seferki minik bir öpücük değil, uzun bir öpüşmenin başlangıcıydı. Her haraketi daha da derinleştiriyordu öpücüğümüzü. Elleri yanaklarımı okşuyor, üst dudağımı iki dudağının arasında hapsediyordu. Usulca ellerimi beline sardım ve ona karşılık olarak alt dudağını emmeye başladım.

Öpüşmeyi kesmeden beni oturduğmuz koltukta geriye doğru yavaşça ittirip kucağıma çıkmıştı. Sertçe öpüyor ve ona sertçe karşılık vermemi sağlıyordu. Onunla çok fazla öpüşmüştüm ancak daha önce hiç bu kadar şehvetle öpmemişti dudaklarımı. Kısa süreliğine benden ayrıldığında dudaklarımızın arasında milimler vardı. Hızlıca nefeslenmeye başlamıştık. "Jungko-" Adını söylememe bile izin vermeden tekrardan buluşturdu dudaklarımızı. Sanki mümkünmüş gibi daha da sert öpüyordu.

Elleri saçlarımı bulmuş hafifçe çekiştiriyordu. Benim ellerimse belini her saniye daha sert tutuyordu. Dilini ağzımdan içeriye götürmüştü. Dili ağzımın içinde ordan oraya dolanırken boğukça inledim. Bir kaç saniye benden ayrılmış titreyen dudaklarıyla adımı fısıldamıştı. Ardından devam etti öpüşmeye. Jungkook beni arzuluyordu. Peki ya sonra? Uzun süre hetero olduğunu düşünen biriyle bu kadar çabuk mu ilerletmeliydim? Tatmin olmazsa ne olucaktı? Her şeyi, onu kaybedicek miydim?

Mess With Someone/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin