STM -1-

1.6K 274 135
                                    

Eskileri özlüyorum bazen. Eskisi gibi gülebilmeyi, eskisi gibi iyi hissedebilmeyi ve ufacık bir şeyle mutlu olunmasını bilmeyi...

Sanırım beni mutsuz eden nedenleri anlatmadan önce kendimi tanıtmam gerekiyor size.

Ben Elena.

Elena Gilbert.

Ailesini bir kaza sonucu kaybetmiş ve şimdilerde ufacık bir olayda büyük tepkiler verebilecek kadar hırçınlaşmış, bir dizinin final sahnesine oturup saatlerce ağlayacak kadar duygusal ve gece başını yastığa her koyduğunda gözyaşlarına hakim olamayacak kadar güçsüz bir kızım. Güçlü olan halimi ailemin ölümüyle terkedip güçsüz birine bürünmeyi tercih eden bir kız...

***

Karanlık bir gecenin vaktinde rüyamda ailemi görmemle gözlerimi açıp baş ucumda duran sudan bir yudum aldım.

"Elena. İyi misin?"

Ah Bonnie. Onu da meraklandırmıştım.

"Değilim. Ama olacağım." dedim odamın kapısında endişeli gözlerle beni süzen Bonnie'ye.

'Bonnie de kim?' diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Bonnie; benim psişik kuzenim. Yani kendisini psişik olduğuna inandırmış bir kuzen desem daha doğru olur sanırım.

Ve uyuzun teki. Evet. Kesinlikle tam bir uyuz. Çünkü sürekli kendime zarar vermemem için konuşup duruyor. Hatta olması gerektiğinden de fazla konuşuyor.

Her ne kadar Bonnie ile iyi anlaşamasakta sonuç olarak bana evinin kapılarını açmıştı ve onca hırçınlığıma katlanmış, beni iyi olacağıma inandırmaya çalışmış, hayata yeniden tutunmamı sağlamıştı. Yani isterse uyuzun teki isterse çok geveze olsun kuzenimdi ve seviyordum işte.

Aslında ailemin ölümünden sonra New Orleans'ta bir başıma yaşayacağımı düşünmüş fakat sonradan New Orleans'ta her gün ölen insan sayılarınının artışıyla beraber korkmuştum. Ve 'tek başıma yaşayabilirim' fikrinden de vazgeçmiş, tek seçeneğimin buraya, kuzenimin yanı Myctic Falls'a gelmek olduğuna kendimi ikna ettikten sonra New Orleans'ı terk edip,buraya yerleşmiştim.

Buraya Bonnie'nin yanına geldiğim için pişman mıydım? Hayır. Değildim. Sadece ailemin ölümünün ardından yeni başlangıçlar yapabilmek için bilmediğim bir yere gelme durumuna alışamamıştım. Ama bir yandan da bir gün bu duruma alışabileceğimi umuyordum ve bilmediğim bir şehre gelmeyi sorun haline getirmek yerine buna kabullenmeye çalışıyordum.

"İyi gözükmüyorsun." dedi Bonnie kapıda dikilmeye bir son verip yatağımın baş ucuna oturarak.

"Onca şeyden sonra iyi gözükmemem sence de normal değil mi?" dediğimde "Haklısın" diyebilmişti.

Ne diyebilirdi ki başka?

"Yine rüya gördüm. Annemle babam... O kaza... Hiçbiri gözümün önünden gitmiyor." dedim Bonnie'ye ağlamaklı bir ses tonuyla. Sesim her ne kadar birazdan akacak olan gözyaşlarımın habercisi gibi çıksada bu sefer ağlamamalıydım. Ve ağlamayacaktım da.

"Bu rüya görünümlü kabusların bir süreliğine devam edecek. Ama sonra öyle bir şey olacak ki gördüğün kabusları sana unutturacak. Senin içindeki boşluğu dolduracak. İçinde keşfetmediğin duyguları gün yüzüne çıkarıp sana tattıracak." Evet.Bonnie yine psişikliğini göstermek istercesine konuşmuştu.

"Bonnie bu psişik saçmalıklarını benim yanımda göstermeni istemiyorum." dedim. "Ve kendini de bir psişik olduğuna ikna etmeye çalışmak yerine benim gibi normal sıradan bir insan olduğuna inandırsan iyi edersin." diyerek ekledim.

Sırrımı Tutabilir Misin? (Delena FanFiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin