STM -4-

770 204 71
                                    

"Damon" dedim karnımın açlığını torpidoda bulduğum çikolatayla gidermeye çalışarak.

"Ne var?"

"İki saattir yoldayız ve sabahtan beri bir şey yemedim." dediğimde "Biraz daha konuşmaya devam edersen susman için seni etki altına alacağım Elena." diye karşılık verdi söylediklerime.

Karnım bir yandan guruldamaya devam ederken çikolata paketini fırlattım Damon'a.

Evet. Sinir olduğum insanların yüzüne bir şeyler fırlatmayı hobi edinmiştim kendime.

"Biraz daha sabredemez misin?" dedi az önce yüzüne attığım çikolata paketini camdan dışarı fırlatırken.

"Açlıktan öleceğim." diye yakındım.

Damon bir cevap vermek yerine arabayı durdurduğunda kafamdaki cevaplanmamış sorular da artmıştı birden.

Issız bir yolun ortasında ve etrafımızın ağaçlarla çevrili olduğu ürkütücü bir yerde ne işimiz vardı ki?

"Damon." dedim. "Niye durduk?"

"Soru soracağına in şu arabadan." Tüm soğukkanlılığıyla verdiği cevapların sinirimi bozmasına izin vermeyecektim tabiki.

"Bir açıklama yapacak mısın?"

"Stefan. Sanırım onu bulduk." dediğinde dehşetle gözümü açtım.

"Issız bir ormanda Stefan'ı bulmana yardım etmeyeceğim."

"Sen bilirsin Elena." İlk defa söylediklerime itiraz etmediğine sevinmiştim. Ama ıssız bir yolun ortasında durmanın ne kadar doğru olduğu konusuna gelirsekte bu gerçekten iç ürperticiydi.

"O zaman ben arabaya bineyim. Sende Stefan'ı bulup gelirsin." dedim arabada oturmanın yolun ortasında durmaktan daha iyi bir fikir olduğunu düşünerekten.

***

Damon kardeşi Stefan'ı bulmaya gideli tam bir saat olmuştu. Ve ben hala arabadan dışarı adım atamamıştım korkudan. Gözlerimi kapamaya bile cesaret edemezken arabanın önündeki gölgeyle irkildim.

İç sesim korkudan dolayı halisünasyon gördüğümü iddia etse bile ben gözlerimi arabanın önündeki gölgeden bir an bile ayırmıyordum. Her an her şey olabilirmiş gibi. Her an bir şey olacakmış gibi.

"İn arabadan." Damon'ın sesiyle uzaktan ya da yakından hiçbir alakası olmayan ve tüylerimin diken diken olmasını sağlayan, rüzgarın uğultusundan zor duyulan sese doğru çevirdim kafamı.Belki de rüzgarın uğultu seslerinden dolayı Damon'ın sesini algılamakta zorluk çekiyorda olabilirdim.

"Damon... Sen misin?" dedim emin olmak istercesine. Stefan'ı bulabildin mi?"

"..."

"Damon?" Korkudan kafamı arabanın koltuğuna gömdüm. Gölgenin her geçen saniye yaklaştığını hissedebiliyordum.

Kimdi bu karanlığın içindeki gölgenin asıl sahibi? Kimdi beni bu denli korkutacak güçlükteki birisi?

"Arabadan inmen için sabırsızlanıyorum. Şu sevgili abiciğimin benim için seçtiği kızı tanımak için." Kafamı korkudan gömdüğüm arabanın koltuğundan kaldırdım.

"Aslında gerçeği itiraf etmek gerekirse tanımak yerine açlıktan her saniye keskinleşen dişlerimi boynuna geçirmek için sabırsızlanıyorum desem daha doğru olur sanırım." dediğinde gözlerimi irice açtım. Kesinlikle Damon'ın dediği gibi deşiciydi. Ve şu an tüm hücrelerimi korkuyla dolduran kişi de Damon'ın kardeşiydi. Deşici kardeşi!

Sırrımı Tutabilir Misin? (Delena FanFiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin