Hızla arkamı döndüğümde kolumu kavramasıyla yerimde durdum.
"Shine" Sirius'un sesi fazla kısık çıkmıştı.
Yavaş adımlarla arkamı döndüğümde burunlarımız temas etmişti..
"Siriu-"
Ben sözümü tamamlamadan dudaklarımız temas ettiğinde yaşadığım şokla gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Geriye çekilmek istiyordum ama bir yanım yerimde durmam gerektiğini söylüyordu. Sirius ne yaptığının farkında mıydı peki?
Sonunda içimdeki sesi aldırmayıp hızla geri çekildim.
"Ne yapıyorsun?"
Bağırmamla Sirius irkilerek etrafına baktı ve sertçe yutkunarak arkasını döndü. Öylece gidecek miydi?
Ve arkasına bile bakmadan gitti.
NE?
.
.
.
.
"Ne yaptım dedin?!"Lily ve Elena karşımda durmuş beni sorguya çekmişlerdi.
"Sirius'u öptüm.. Hayır! O beni öptü!"
"Ve sen de geri çekilmedin?" Elena kaşlarını çattı.
Hızla kafamı iki yana salladım "Çekildim!"
"O da öylece gitti yani?" Lily ellerini göğsünde birleştirerek sandalyeye oturdu.
Kafamı aşağı-yukarı salladım. Bir bok anlayamıyordum.
Elena sırıttı "Aşık"
Lily yüzünü buruşturarak omuz silkti "Kesinlikle içkiliydi"
"Katılmıyorum"
"Hayır, bilerek yapmadığından eminim. 6 yıldır tanıyorum"
"Boş yere ablamı öptüyse yemin ederim onu öldürürüm!"
"Yeter! Bir durun!" iç çekerek söylediğim şeyle ikiside kavga etmeyi bırakıp bana döndü.
"Neden gidip ona sormuyorsun?" Lily'nin sorusuyla kaşlarım çatıldı.
Sirius'la bırak sohbet etmeyi göz-göze bile gelmek istemiyordum."Evet Shine, Lily haklı" Elena yanıma oturup gülümsedi "Lily'nin dediği şey ise onu öldürmek görevini bana bırak"
Gülümsedim. Soracaktım. En azından nedenini öğrenmem gerekiyordu.
.
.
.
.
"Ve, karşınızda yeni karanlık sanatlara karşı savunma öğretmeni, Profesör Tom Riddle"Dumbledore kürsüden indiğinde öğretmenler masasına doğru ilerleyen yeni porfesöre kaşları çatık bir şekilde baktım. İyi bir vibe vermiyordu. Aslında tüm karanlık sanatlara karşı savunma proseförleri iyi bir vibe vermiyordu..
En çok slytherin masasından alkışlar yükselmişti. Tom Riddle denildiğine göre eskiden bir slytherin'di.
"Adam çok yakışıklı" Alice isimli gryffindor'lu kız çenesinde olan elini kaşığına uzatırken kısık sesle konuşmuştu.
"Kesinlikle değil" Lily yüzünü buruşturdu. Aslında yakışıklıydı.
"Sirius'la konuşacaksın değil mi?" Lily'nin kulağıma fısıldamasıyla puding'im de olan kaşığımı masaya bıraktım.
"Bilemiyorum"
"Onunla konuşmalısın, istersen Elena ile ben de konuşa biliriz"
Kafamı iki yana sallayarak rawenclaw masasına döndüm "Kesinlikle hayır"
Lily'de aynı şekilde rawenclaw masasına dönerek gülümsedi "Elena' nın gözü Amos'ta"
Kafamla slytherin masasını işaret ederken kaşlarım çatıldı "Regulus'un da gözü Elena'da gibi"
Regulus, Amos'a dikkatle bakan Elena'yı kaşları çatık bir şekilde izliyordu.
"Bir taşta iki kuş mu vurmuş?" Lily gülümseyerek üçlüyü izlemeye devam etti "Regulus Black safkan takıntılı değil miydi?"
Omuz silktim "En son kavga ediyordular"
"Amos en iyi seçim" Lily önüne döndüğünde ben de aynı şeyi yaptım.
"James ile en son kavga etmiştiniz. Ne oldu?"
Lily omuz silkerek bizden biraz uzakta oturan James'e baktı. İlk kez Lily'den uzakta oturuyordu "Trip atıyor"
Sırıttım "Bir kaç saate yanına gelir"
Omuz silkerek yemeğine devam etti.
Ben ise Sirius'la nasıl konuşacağımı düşünüyordum. Belki de kendisi gelip konuşmalıydı.
Ortak salona giren Sirius ile düşüncelerimden ayrıldım ama onu görmemle ayağa kalktım. Yine kızlarla takılıyordu.
Ona doğru ilerleyerek yanındaki kızlardan birini ittim ve kolundan tuttum "Konuşmamız gerek Black!"
Bölümün sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙎𝙞𝙧𝙞𝙪𝙨 𝘽𝙡𝙖𝙘𝙠/𝓐𝔃𝓴𝓪𝓫𝓪𝓷
Teen FictionSirius Black ile hayal et kitabıdır. 𝑁𝑒𝑓𝑟𝑒𝑡'𝑡𝑒𝑛 𝑎ş𝑘'𝑎/𝙎𝙞𝙧𝙞𝙪𝙨 𝘽𝙡𝙖𝙘𝙠&𝙎𝙝𝙞𝙣𝙚 𝘽𝙧𝙤𝙬𝙣