Ona doğru ilerleyerek yanındaki kızlardan birini ittim ve kolundan tuttum "Konuşmamız gerek Black!"
Hikayenin devamı yazar'ın anlatımından ilerleyecek-
Shine, Sirius'un bir şey söylemesine bile izin vermeden kolundan tutarak en kenar köşeye çekti."Hesap ver Black"
Sirius sertçe yutkunup sağ elini kafasına götürdü "Ben.." sesi kısık çıksada sonradan duruşunu düzeltip kafasını kaldırdı "Herkesin yanında beni köşeye çekme Brown"
Alaycı bir gülümsemeyle sinirlerini sakinleştirmeye çalıştı kız.
"Sirius" gözlerini kapatarak iç çekti "Ne yaptığının farkında mıydın?"
"Evet"
"Peki, sebep?"
Sirius dudaklarını birbirine bastırdığında gözleri yeniden kızım dudaklarını buldu "Aslında" sertçe yutkundu "O an ne yaptığımı anlamadım"
Kafası karışan Shine 'ne?' anlamında bakış attığında Sirius ne cevap vereceğini düşünüyordu. Ne yapması gerektiğini bile bilmiyordu.
"Cevap ver Black"
"O an içimden sadece seni öpmek geldi"
Hızla söylediği şeyle Shine bir anlık duraksasada yeniden kaşları çatıldı "Her istediğini yapamazsın"
"Ne yani cevabım bu mu?"
"Ne dememi bekliyorsun Black? Doğru düzgün bir cevabın bile yok!"
Sirius'u ittirip yanından geçeceği zaman yeniden kolundan yakalanmasıyla göğüsleri birbirine çarptı.
Sirius yeniden eğilerek ikisinin dudaklarını birleştirdi.
Bu kez Shine ne geri çekildi, ne de öylece durdu. Sirius gibi o da karşılık verdi. Nedenini bilmiyordu, ya da neden şu an herkesin olduğu ortak salonda öpüştüklerini.
"Hadi canım!" James'in sesiyle ikili hızla ayrılırken Elena'nın alkış sesi yükseldi "Önünüzde durup kimsenin sizi görmemesini sağlamaya çalıştık!"
"Evet, ama yeni profesör gördü" Amos Elena'nın cümlesini devam ettirirken dönüp profesöre baktı "Cin gibi adam"
"Elena haklıymış" Lily gülümseyerek kollarını göğsünde birleştirdi "Sanırım fazla ön yargılıyım"
"Yani" Shine utancından yerin dibine girirken geri çekildi "Hepiniz gördünüz mü?"
"Gidin gizli bir yerlerde yapın canım, Lily ve ben gi-" James, karnına atılan yumrukla iki büklüm olurken Lily'nin yüzü kızarmıştı.
"Yani sevgilisiniz" Remus'un sırıtarak sorduğu soruya 2 farklı cevap gelmişti.
"Evet" dedi Sirius.
"Hayır" dedi Shine.
"Evet" Sirius elini kızın omzuna atarak gülümsedi "Kesinlikle"
1 yıl sonra*karanlığa doğru.
"Ölüm yiyen ne demek Regulus?"
Elena asasını hızla Regulus'a doğrulttuğunda Regulus'ta aynısını yaptı.
"Seni ilgilendirmez!"
"Hayır! Herkesi ilgilendiriyor! Duydum! İsmi lazım değil bu okulda! Sizi duydum!"
Kız korkuyordu. Karşısında duran adamdan korkuyordu. 'En sevdiği öğretmeni' karanlık lord muydu?
"Elena" Regulus kıza doğru bir adım attığında Elena hızla geri çekildi.
"Hayır! Yaklaşma!"
Regulus yeniden geri gittiğinde Elena'nın gözleri kapıyı buldu. Buradan çıkıp her şeyi dumbledore'a anlatmalıydı.
"her şeyi düzeltmek için bir fikrim var Elena, güven bana! Hortkuluğu yok etmek için yola çıkacağım!"
Hortkuluğun ne olduğunu bile bilmeyen kız arkasındaki duvara daha da yapıştı "Sana neden güveneyim?"
Regulus dudaklarını birbirine bastırarak asasını sıktı. Son çareyi kullanıcaktı.
"Üzgünüm"
Regulus'un dediği şeyle korkudan titreyen kız gözlerini sıkıca kapattı.
Ve Regulus'un büyüyü fısıldamasıyla oda beyaz ışıkla doldu.
Acı hissetmiyordu, hiç bir şey hissetmiyordu.
Sonunda gözlerini açtı. Oda da Regulus yoktu ama başka birisi vardı. Amos Diggory yerde yatıyordu.
"Amos?" Elena tam önünde yerde yatan adama yaklaştı "Hayır!"
Son anda kızın önüne geçmişti. Onu kurtarmıştı...
Bölümün sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙎𝙞𝙧𝙞𝙪𝙨 𝘽𝙡𝙖𝙘𝙠/𝓐𝔃𝓴𝓪𝓫𝓪𝓷
Teen FictionSirius Black ile hayal et kitabıdır. 𝑁𝑒𝑓𝑟𝑒𝑡'𝑡𝑒𝑛 𝑎ş𝑘'𝑎/𝙎𝙞𝙧𝙞𝙪𝙨 𝘽𝙡𝙖𝙘𝙠&𝙎𝙝𝙞𝙣𝙚 𝘽𝙧𝙤𝙬𝙣