MAFYA SUGA (++18)

BÖLÜM 22

Bir önceki bölümden hatırlatma...

AVM ye gidene kadar ikimizde bir daha konuşmadık. Önde biz diğerleri arkamızda bizi takip ediyordu. O şekilde sessiz ama huzursuz edici havayla kısa bir yolculuk geçirdik. 

Yeni bölümden devam...

Serin'in anlatımıyla (başlıyoruz, keyifli okumalar.❤)

Arabada geçen o huzursuz edici yolculuktan sonra sonunda AVM'nin otoparkına giriş yaptık. Suga otoparkın içerisinde ilerlerken otoparkın boş olduğunu fark ettim. normalde burasının dolu olması gerekirdi çünkü buraya annemle her gelişimizde hep dolu oluyordu. Bunun hakkında aklıma sadece bir tane fikir geldiğinden Suga'ya döndüm.

"AVM'yi mi boşalttırdın?" Diye sorduğumda Suga bana bakmadan kocaman otoparkın yolunda ilerlemeye devam ederken diğerleride arkamızdan bizi takip ediyordu. "evet" dedi. 

Cevap vermeden sadece baş sallamakla yetindim. Tekrar önüme döndüğümde yukarı kata çıkan AVM'nin oluğu tarafa doğru döndüğümüzü gördüm. Suga tam asansörün yanında ki boşluğa arabayı hızlıca park ettikten sonra diğerleride teker teker arabalarını park ederken ben Suga'yı beklemeden arabadan inip arka koltukta ki Kwan'ı kucağıma aldım. Suga o sırada arabadan indiğinde kısa bir an göz göze gelsekte ben başımı bizimkilere çevirdim. 

Park edenler yanımıza gelirken herkes gelene kadar konuşmadan beklemeye devam ettik. Hepimiz birleştiğimizde ise ilk konuşan Arin oldu.

"Eee plan nedir?" Ben cevap vermek için dudaklarımı araladığım da Suga benden önce davrandı. "Plan yok, herkes istediği şekilde alışveriş yapıyor. Biz sizin için zaten bir şeyler hazırladık. Şimdi siz gidin biz Serin'le arkadan gelcez. Ha bir de Arin sen Kwan'ı al bizim işimiz bitince alırız." Dediğinde Arin hemen başını salladı ve Kwan'ı benden "oy aşkım gel bakalım teyzeye ben şimdi seni çok güzel gezdiricem" diyerek aldı. Anlamayan bir ifadeyle Suga'ya baksamda Suga bana bakmıyordu ve bu da sinirimi bozuyordu. Bizimkiler aramızda bir şey olduğunu anlamış olucak ki uzatmadan bize veda ederek gittiler. En son Jian'ın Jimin'i öpme bahanesi ile kart cüzdanını alıp kaçtığını ve Jimin'in de küfür edip peşinden koştuğunu hatırlıyorum. Bu beni neredeyse güldürecek olsada yanımda Suga olduğu için bunu yapamadım. 

Herkes sonunda asansöre binip gittiğinde Suga'nın derin nefes alarak bana döndüğünü gördüm ve bende çekinerekde olsa ona döndüm. Bakışları suç işlemişte yakalanmış bir çocuk gibi bakıyordu. Onu ilk defa böyle gördüğümden içimi şaşkınlık duygusu kapladı. Suçlu olduğunu biliyordu ama nasıl konuşacağını bilmiyor gibiydi ki bu da normaldi. Sonuçta koca konseyin yöneticisi ve büyük mafya babasıydı. Yine de benim için kendisini topladı ve konuşmaya başladı.

"Özür dilerim" dediğinde başını eğip ellerimi tuttu. Tam konuşmaya devam edeceği sırada telefon çalmaya başlayınca sinirle bir küfür savurdu ağzından. "Şuan ilgilenemem" diyerek kapatacağı sırada telefonda ki kaydedilmemiş numarayı görünce kaşları merakla çatıldı. Biraz numarayı inceledi ardından bir detayı fark etmiş olacak ki bu sefer numara için bir küfür savurdu. Telefon hala çalmaya devam ederken hızlıca bana baktı ve mahcup şekilde "Özür dilerim güzelim ama gerçekten bakmam gerekiyor. Sen bizimkilerin yanına git ben gelicem arkandan." Dedi ve ellerimi bırakmadan önce son kez öpüp hemen çalan telefonu açtı. 

"Konuş!" Diye bağırarak geldiğimiz yönde giderken şaşkınlık içerisinde arkasından bakarken aklıma birden o buz gibi düşünce geldi. Ya gittiği yer de ona bir şey olursa diye tekrar etti zihnim düşüncemi. İşte o an bedenime yayılan buz gibi titremeyle bir an bile düşünmeden arkasından koştum. 

"Suga!" diye bağırdığım da yeri sallandıracak adımlar durdu ve kapkara gözler anında bana odaklandı. İlk şaşkınlıkla baksada siniri yüzüne çabucak yerleşti. "Serin bizimkilerin yanına git dedim." dedi sert bir şekilde ama gram korkum yoktu o yüzden hem duruşumu hem de çenemi dikleştirip son derece kararlı inat bakışımla Suga'ya bakarak "bende geleceğim." dedim.