BÖLÜM16

3.5K 86 197
                                    

Bir Önceki Bölümden Kesit...

Suga, sade sevdiğinden buna takılmadım ve masaya ilerledim. Düzenliydi. İçimden acaba kızar mı demeden edemedim. Ve o an tüm cesaretim kayboldu. Ona güvenmediğimi düşünmesi beni mahvederdi. Ayrıyeten belki sorsam anlatırdı, ona sormadan direk böyle bir şey yapmam bana kızmasına sebep olabilirdi. Müsait bir zamanda ona sorma fikri daha cazip geldi ve odaya girsemde hiç bir şey yapmadan geri çıktım.

Kendi odama girdim. Daha demin büyük cesaretle hatta ani kararla çıktığım yatağıma pişmanlık ile girdim. Aklıma takılan tüm düşünceler uyumamı zorlaştırsada uyku alemine girmeyi başardım...

Yeni Bölümden Devam...

İlahi Bakış Açışı İle Yeni Bölüm Başlıyor... (Keyifli okumalar <3)

Suga uzun bir yolculuğun ardından sonunda kendisine ait olan deponun önüne geldi. Hızlıca arabanın kapısını açıp dışarı çıkarken yolda değiştirdiği siyah takım elbisesinin ceketini iki eliyle çekiştirerek düzeltti.

Deponun koca bahçesinde duran onlarca adamı aynı anda Suga'yı gördüklerinde ellerini önlerinde bağladılar ve kafalarını aşağıya indirdiler. Suga buna karşılık vermezken gözüne depodan çıkan yakın sağ kolu Han ilişti. Ciddiyetle onun yanına gelmesini bekledi. Han neredeyse koşar adım Suga'nın yanına geldi ve daha deminki adamlar gibi Suga'yı selamladı.

Suga sadece başıyla onayladı. Han beklemeden yüzünde ki aynı ciddiyetle direk konuya girdi.

"Dediğin gibi adamı buraya getirdik. Şimdi içeride bağlı oturuyor, Belki konuşur diye denedim fakat ağzını bile açmadı." Suga bunu bildiğinden bir şey demedi. Sessizce etrafı kontrol ettikten sonra tekrar Han'a döndü ve biçimli kalın dudaklarını araladı;

"Amacım o adamı konuşturmak değil Han." diye söze girdi. Han'ın kafası ilk karıştığından saçlarıyla aynı renk siyah kaşlarını çattı ve dikkatle dinlemeye başladı. Suga'da sıkıntılı bir nefes aldıktan sonra devam etti.

Asıl amacım tahmin ettiğim şey doğru mu değil mi onu öğrenmek." Dediğinden Han'ın kafası daha çok karıştı. Hafif bir sitemle "Oğlum tahminin ne? Düzgünce anlatsana şunu valla sinirleniyorum bak." dedi. Suga ona karşı olan terbiyesizliğini görmezden geldi. İkisi çocukluktan beri çok yakındı ve her daim beraber olmuşlardı. Bu sebeple Suga Han'a bakarken hızlıca cevapladı.

"Yakaladığımız adamın kimin adamı olduğunu biliyor musun?" Han başını iki yana salladığı. "O şerefsizin adamı." der demez Han kaşları şaşkınlıkla havalandı ve dayanamayarak konuştu. "Hassiktir! E bu adam niye bu kadar kolay yakalandı o zaman? Onun adamı sikseler kolay kolay yakalanmaz." Suga kafasını aşağı yukarı salladı. "İşte benim tahminim de bununla alakalı. Bu adam kolay yakalandıysa kesin o istemiştir. Ben bana bir mesaj iletmek istediğini düşünüyorum zaten bundan başka bir ihtimalde yok."

Han kısa bir süre düşündü. Ardından yavaşça başını salladı ve eliyle yanlarındaki kocaman, paslanmaya yüz tutsada sağlam gözüken depoyu işaret etti.

"Hadi o zaman şu mesaj neymiş öğrenelim."

Suga önden bir adım attığında Han, bir adım arkasından onu takip etti. Deponun kocaman dış kapısı iki adamın çekmesiyle yana açıldı ve gördükleri ilk şey deponun içerisindeki ışıklandırması oldu. Işığın ardından yine bahçedeki gibi onlarca adam Suga'yı görmesi ile ellerini önünde bağlayarak kafalarını eğdiler. Suga onlara takılmadan direk tam karşısında ki sadece on beş-yirmi adım uzağında, sandalyeye bağlı olan ve yüzü gözü kan içinde olan adama baktı.

MAFYA SUGA (++18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin