-Bölüm 3-

52 11 73
                                    


(Bölüm şarkısı: Duman - Elleri ellerime)

************************

Kendi odamın kapısını açtım ve önden girince küfrettim ağzımın içinde. Her zamanki gibi odam yine çok dağınık her yer heryerdedir çünkü. "Hay sikiyim ya" masanın üstünde kileri köşeye ittirip hepsini bir köşede topladım. Dağınık bir düzen  sağlamıştım. Peşimden gelen Atakan odada göz gezdirip bana baktı. "Hala aynısın" dedi sırıtarak.

Elinde peçeteyle Meryem içeri girmişti şaşkınlıkla bir bana bir Atakan'a baktı. Meryem Atakandan resmen nefret ediyordu lisede ki olaylardan dolayı. Ona kızgın bir ifadeyle baktı "Tam olarak ne oluyor burada?" Dedi Meryem çatık kaşlarıyla bir bana bir Atakana bakarken.

"Müdahale yapıyorum. Git dinlen nöbetten çıkınca konuşuruz hadi" dedim çantasını ve evin anahtarını onun kucağına bıraktım. Sert ve keskin bakışlarıyla incelemeye devam etti.

"Hiç sevmedim sizi. Hiç de sevmemiştim." Dedi Meryem anahtarı alıp bize garip garip bakarak odadan çıktı. Atakan ise buna cevaben sadece sırıttı ve sedye oturdu.

Meryemi odadan çıkartıp kapıyı kapattım. Yüzümü Atakana dönüp baktım etrafa bakındığını ve sedyeye oturduğunu fark ettim. "Ne oturdun öyle şimdi sen?" Göz ucuyla bana baktı. "Yoruldum." Cevabına gözlerimi kıstım kinayeli bir ses tonuyla. "Vah yazık sana" dedim oda bana bakıp sırıttı üstünü çıkarttı sırıtmaya devam ederken. "Yazık bana."

Gözlerimi hayvan gibi üstünü kitlememek için çabalıyordum. Lisede de çok fenasal bir bey efendiydi kendisi ama yetişkin olmak ve asker olmak onu daha fena bir şey yapmıştı bu kabul edilmek zorundaydı.

Karnında ki yaraya bakarken eldivenlerimi giydim siyaha yakın koyu gözlerinin üstümde olduğunu hissediyordum. Bakışlarımı usulca gözlerine kilitledim.

"Sana ben bu dikişi bir ay önce attım Atakan. Bok mu vardı bu kadar bekledin?" Dedim ona sert bir tonla güldü ve öylece bana bakmaya devam etti.

"Revirde tadilat vardı" sadece gözlerine baktım. Saçlarımı toplayıp ensemde at kuyruğu yaparken konuştum. "Mazeretin bu mu yani?" Cevap olarak öküzün trene baktığı gibi baktı bana. Gözlerini dikti üstüme baştan aşağı süzdü en son gözlerimde kitledi gözlerini. Gözlerimi kaçırıp tekrar yasaına baktım onun bu bakışlarından utanmıştım. "Kes şunu Atakan." Beni salak sandı herhalde "Neyi keseyim?" diye sordu.

Başımı çevirip ona doğru baktım. Müdahale ışığının gözlerime vurmasıyla yeşil gözlerim sanki daha fazla parlıyordu. Ona bakarken ışıktan mı yoksa atakan görüş açımda olduğu için mi parlıyordu bundan emin değildim. Tabureme oturup çektim. ona doğru yaklaşıp bacaklarının arasına girdim. Bacak arasında iki elimi bacaklarının üstüne koyup karnında ki yaraya baktım.

"Sen gerçekten katıksız bir aptalsın ya" yarasını incelerken kaşlarının çatılmasını engelleyemedi. Bu cümlemle tanrının fısıltısı gibi gelen sesiyle kahkaha attı ayıcığım. "Bana böyle konuşabilecek tek kişisin."

"Sus yoksa saplarım bistüriyi" dedim parmaklarımı yaranın üstüne sürterken. Gülmeye devam edip dikleşti karşımda hem yarasını açtı hem de manzarayı genişletti. "Emredersiniz komutanım" dedi sesi keyifli çıkıyordu.

Tekrar gözlerine bakarken "Dikişlerini alacağım ama kabuk bağladığı için canını yakabilir, istersen lokal bişiler yapalım."dedim. Sonra yüzümü buruşturdum komutanım demesine "bana böyle seslenme."

"Gerek yok lokale." Gözleri yüzümün her yerinde gezinirken dudağının tek yanı kıvrıldı. "Emredersiniz Gülce Hanım." Son cümlesini duymamazlıktan gelip ona baktım. "Emin misin?" Diye sordum.

GünebakanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin