-Bölüm 8-

27 1 3
                                    



(Bölüm Şarkısı: Berk Baysal / Yaralarını ben sarayım.)

****************

Komutanlarına basılmalarının üstüne hepsi bir yerlere kaçışmıştı. Nilhan ve Ömer koşa koşa bahçeye gelmiş soluk soluğa banka oturmuşlardı.

"Bu sefer sahiden sıçtık" diye konuştu Ömer yüzünü hafif buruşturarak. "Evet komutanım hem de baya" diye onay verdi Nilhan da ona ve Askeriyeden içeri giren turuncu saçlı, Naif adımları ve dikkatli bakışlarıyla ikisi de bu kadına dikkat kedilmişti.

"Bugün de misafirimiz bol maşallah" deyip ayağa kalktı Ömer. Kadının yanına gelip baktı "Buyrun yardımcı olayım" başını kaldırdı karşısında ki devasa cüsseye karşı

"Merhaba ben Mehpare'nin telefonuna geldim" karşısında ki adama bakarken kamuflajlarını inceledi ve Köseoğlu yazısını görünce onu hemen tanıdı.

"Siz Ömer Köseoğlu değil mi?" dedi olabildiğince
devrik cümlesiyle. Heyecanlanmış istemsiz gerilmişti karşısında ki adam soran gözlerle kadını inceledi.

"Evet de siz adımı nerden biliyorsunuz hanımefendi?"  cevaba karşı gülümsedi kadın bu soru şekli karşısında kafasının içinde milli bir replik canlamıştı  'Anamın adını napcanız hanımefendi?' istemsiz kendi düşüncesine güldü Ömer ise hala şaşkın ve sorgular şekilde bakıyordu.

"Atakan bey bahsetmişti sizden. Ben Şebnem Özdemir psikoloğunuz olarak sizinle seanslarımız olacaktı. Aslında karşılaşmamız iyi oldu." Ömer bu cevabın üzerine gözlerini devirdi.

"Emir büyük yerden" diye ağzının içinde söylenir. "Acelesi yok onun siz arkadaşınızı alın ben bir ara uğrarım yanınıza." Diye geçiştirmek istedi fakat Şebnem pes etmeyi sevmezdi.

"Ömer bey lütfen bu önemli bir konu biliyorsunuz önemsizleştirip bir kenara atmayın." Ömer cevaben başını salladı pantolonunun büyük cebinden küçük bir elma çıkardı. Kendi üzerine silip kadına uzattı.

"Uğrayacağım merak etmeyin." Şebnem elmayı alıp gülümsedi Ömerin hareketlerini fark ettirmeden inceleyip izlerken tekrar sordu.

"Ne zaman uğrarsınız? Bu arada teşekkür ederim." Ömer cevap olarak bahede göz gezdirdi derin bir iç çekti. "Bir ara" dedi tekrar geçiştirerek.

"Lütfen o bir ara yakın bir zaman olsun Ömer bey olur mu?"  Ömer bu soruyu duymamazlıktan geldi böyle şeyleri lüzumsuz buluyordu. "İsterseniz sizi bekleme salonuna alalım orda bekleyin." Dedi umursamadığını belli eden bir cevapla.

"Teklif için teşekkürler ama açık hava her zaman daha iyi hissettirir. Rica etsem umursamaz tavrınızı bir kenara bırakabilir misiniz?" başını yavaşça ona çevirdi Ömer yine ağrıyan bacağına içinden küfür etti Şebnem'e baktı.

"Nasıl bir tavır içinde olmamı istersiniz? Güzel rol yeteneğim vardır." Onu inceleyen Şebnem ağrısının olduğunu anlamıştı ve ona fark ettirmeden gülümsedi doğruca göz kontağı kurdu.

"Gelin şöyle oturalım. Benim yanımda rahat olmanız çok önemli rol kesmenize de gerek yok. Sadece Ömer olun." Ömer tekrar bakışlarını ondan çevirdi. İnsanlarla fazla göz teması kurmayı sevmezdi.

"Rol yapmazsam çok iyi anlaşamayız." Der aslında kendi kendine konuştuğunu düşünerek fakat Şebnem bunu duymuştu "Neden iyi anlaşamayacağımızı düşündünüz?" diye sorar naif ses tonu ile.

Bakışlarını anlık karşısında ki kadına çevirir "İnsanlara karşı ön yargılarım var diyelim" derken bakışlarını kaçırmıştı. Şebnem bu tavrını anlamıştı ve biraz rahatlatmak adına "Peki o zaman biraz yürüyelim ister misiniz?" diye sordu

GünebakanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin