5

259 33 0
                                    

Özgür'ün arkasından mekandan çıktığımda temiz havayı içime çektim. O kadar çok streste hissediyorum ki hemen bir sigara yakmak, biraz olsun bu tedirgin histen kaçmak istiyorum.
Nereye gittiğini bilmesem de iki üç dakika peşinden yürüyüp en son dar ara bir yerde durduk. Sokak lambasının güçsüz ışığı etrafı biraz olsun aydınlatıyor.

Karşıma geçti. Boyumdan her zaman nefret etsem bile hiç bu kadar rahatsız etmemişti. Çevremde ki çoğu arkadaşım benim boylarımda en fazla birkaç santim uzundur. Bir yetmiş beş boyumla  iki metre adamın yanında cüce gibi kalıyorum. Tabi bir de onun kalıplı cüssesi var benimde yarım yamalak gittiğim spor salonundan kalan biraz kaslı kollarım.

Cebinden paket çıkartıp ilk kendi aldı sonra bana uzattı. Gözlerimi kocaman açıp inanmaz gözlerle Özgür'e baktım. Sessizliği bozmadan kafamı iki yana salladım galiba dalga geçiyor.

"İnan hiç sabrım yok."

Uzatmaya devam etmesine rağmen tekrar kafamı hayır anlamında salladım.  Paketin içinden bir dal alıp cebine koydu. Ne olduğunu anlamadan beni duvara ittiğinde kaçmaya çalıştım. Önümde durup kaçmama izin vermedi. Eliyle çenemi kavrayıp " Sabrım yok, zorlama diyorum." diye fısıldadı. Ne dedim de bu kadar sinirlendi bilmiyorum ama çenesini sıkarak konuştuğuna göre baya sinirli.

"İstemiyorum. Babama söylediğin o kadar yalandan sonra yeniden uzattığın sigarayı alacak değilim. Sonra gider babama 'Ufuk dolu sigara satıyor' falan dersin."

Kafamı geri itti, duvara çarpan kafamla hemen konuşmayı kestim. Sert değildi ama kafam acıdı buna rağmen sesimi çıkartmadan sadece sustum.

Çenemi sıktığında ağzımdan bir inleme kaçtı daha fazla dayanamayıp bir elimi bileğine bir elimi göğsüne koyup itmeye çalıştım. Yüzünde yine o gülümseme oldu.

"Bırak çenemi bağırırım."

Daha sert şekilde çenemi sıktığında canım çok acıdı. Kafamı geriye atıp bileğini daha sert sıktım. Hem çenem acıyor hemde kendimi kötü hissediyorum.

"Bırak" kelimem anlaşılır çıkmadı. Çırpındığımda biraz daha yaklaşıp diğer eliyle belimi tuttu.

"Sesin çok çıkıyor. Kısarım. Canını yakmak istemiyorum sana gel diyorsam geleceksin, kalk diyorsam kalkacaksın, sigara uzatıyorsam alıp içeceksin anladın mı?"

Konuşmadığımı görünce  "Anladın mı lan" diye bağırıp bu sefer belimi de biraz sıktı. Aslında canım çok yanmıyor sadece çenemi ilk sıktığında acıdı fazla olduğunu anlayınca tutuşunu hafifletti. Ama olduğumuz durum o kadar aciz hissettirdi ki kendimi uzun zaman sonda ilk defa çocuk gibi çaresiz buldum. Özgürden ve hissettiklerimden  korkuyorum ama artık korkudan ilerisi   kaçmak istiyorum. Canımı yakmaktan, sıkmaktan çekinmiyor.

"Lütfen Özgür acıtıyorsun."

Çenemi sıkmayı zaten bırakmıştı tutuşu daha da hafifleşti. Belimdeki elini çekip cebinden dalı aldı dudağıma uzattı.

"Şimdi içiyor musun, içmiyor musun?"

İçmiyorum demek istiyorum ama yemiyor. İçiyorum demek ise gururuma dokunuyor. Sessiz kaldığımı duyunca çenemi sıkıp sigarayı dudaklarımın arasına koymaya çalıştı. Daha fazla direnmeden ağzımı açtım. Koyduğu sigarayla dudaklarımı kapattım. Gözlerinin içine yeter artık dercesine baktığımda geri çekildi.

"En azından zorla olsa bile o boş kafana giriyor." Zippoyla ilk kendi sigarasını yaktı daha sonra yanan zippoyu önüme uzattı. Kafamı biraz eğip sigaramın ucunu zippoya getirip derin bir nefes alıp duruşumu düzelttim. Özgür'le göz göze gelmemek için ya yere ya da sağa sola bakmaya başladım.

Duman Öpücüğü Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin