Sosyete İflas Ederse

İcraat

Oğuz'un ağzından

- What dedin gülüm? Diye sordum, herkes bana döndü ne dedim ki şok oldum yani hatta oha felan oldum. Ulan Liya Allah tepeden baksın sabah akşam Avrupa Yakası izliyor banada zorla izletiyor o değil mübarek dizi bağımlılık yapıyor. Babam iflas demedi dimi, yok canım iftar dedi kesin iftar dedi ama ben yanlışlıkla iflas anladım onu evet öyle.

- Ha babacım öyle desene istediğin iftar olsun hadi kız Liya ve süslü Pakize kalkalım! Dedim ve ayağa kalktım, Babamın gözünden resmen ateş fışkırıyor en iyisi sessiz kalmak olduğum yere sindim babamı sinir edersem hiç iyi şeyler olmayacaktır. Bu sefer Liya atladı, saçlarını geriye attıp söze atıldı.

- Baba ne iflası Allah aşkına bir düzgünce anlat şunu! Dedi dedi ağlamaklı bir ses tonuyla, ben şu an oturmuş bir babama bir Seyfi abiye bakıyorum ikiside çok ciddi görünüyor o değilde babam şimdi iflas ettiyse benim borçlar ne olacak ulan o İlker hayvanı var ya beni sikecek oda yetmeyecek direğe oturtturacak kesin.

- Aceba o öldürmeden ben kendim mi intihar etsem! Deniz'e atlamak en iyisi hem leşimi'de bulamazlar cenaze masrafları ile uğraşmasınlar! Dedim içimden, ama birden bütün gözler bana döndü ne oluyor lan bunlara o sırada o söylediklerimi içimden değil dışıma vurmuşum eh sen şimdi naneyi yemedin mi oğuz Allah seni davul etsin. Birden koluma yediğim cimcikle kendime geldim ulan abla elinin ayarını sikeyim.

- Oğuz ağzın kopsun bir sus ya! Babam sinirleniyor! Dedi ablam sinirle fısıldadı, ardından babamın yalandan öksürmesiyle dikkatimi tekrardan ona verdim. Ve nihayet babam konuşmaya başladı.

- Çocuklar biliyorum sizin için kabul edilmesi zor bir durum idrak edemiyor olabilirsiniz! Dedi babam sakince, nasıl bu kadar sakin olabilir ya iflas diyor ya iflas yok ben ölmüşüm gençler ağlayanım yok. Bu sefer ablam babamın lafını kesip konuştu.

- Baba ne dediğinin farkında mısın! Ne iflası durduk yere! Dedi ablam, gayet mantıklı doğru söylüyor işler kötü gitseydi ilk bizim haberimiz olurdu ama birden bire bu haber geliyor bu işte bir iş var ama hayırlısı.

- Çocuklar inanın bende üzgünüm! Ama yapacak bir şey yok boğazıma kadar borca battım! Dedi babam elini masaya koyduktan sonra kaldığı yerden devam etti.

- Size belli etmemeye çalıştım! Bir süre oradan buradan borç aldım düzeltirim sandım ama olmadı! Aldığım borçlarıda ödeyemedim! Dedi şu an gerçekten kendimi su buz devrindeki cevizi almaya çalışıp yıkılan sincap gibi hissediyorum.

- Ama Amerika'daki şirket var oraya gidelim hepimiz! Dimi çocuklar? Diye sordu ablam gözlerini Liya ve bana çevirerek, canım ablam ya kadın zekası işte doğru Amerika'da ki şirketi nasıl unuttuk oraya gideriz toplanıp hem belki şu İlker neden lanet heriften kurtulabilirim.

- Evet ablam haklı hep beraber Amerika'ya gideriz hem bizim için iyi olabilir baba iyi bir eğitim hayatım olur hem! Dedi Liya sevinçle, sanki bana tıp kazanmış tövbe sen önce şu sınavı bir kazan sonra konuş çırpı bacak.

- Maalesef o şirketi devretmek zorunda kaldım çocuklar! Dedi babam elini ensesine götürerek, yok devenin nalı dımzızlak ortada kaldık. Birden odanın kapısı çalındı babam 'giriniz' dedikten sonra kapı açıldı.

- kusura bakmayın Engin bey bölüyoruz! Dedi bir siyah takım elbiseli adam, ve içeri girdi yanın da 4 tane kişi vardı.

- Bu ne lan Koçovalı Brothers gibi girdiler anasını satayım! Dedim adamları incelerken ablam dirseğini geçirdi karnıma.

- Felç insin ağzına konuşama bir daha! Dedi ablam sinirle, o değil eli ağır bir ablam birde çghb2 Ayşegül öyle bir vuruyor ki namussuz adam şaftı kayıyor.

- bir gün senin yüzünden kötürüm kalacağım ya neyse! Dedim sessizce

- Biz icra için gelmiştik efendim! Dedi adam

- Ne icraati arkadaşım neyin icraati? Diye sormamla bütün gözler yine bana döndü....

Yazardan not

Biraz kısa bir bölüm oldu ama diğer bölümler ile telafi ederim.

Bu sefer bölümü Oğuz'dan okunuz inşallah beğenirsiniz!

Sinem Oğuz ve Liya'yı neler bekliyor sizce?

Sizce Engin bey böyle bir oyun yapmalı mıydı?

Diğer bölüme kadar kendinize iyi bakın.