Ertesi gün öğle arasını düşünüp stres olmamak için defterime şarkı sözü yazmaya başladım.
You get the limo out front (oh-whoa)
Hottest styles, every shoe, every color
Yeah, when you're famous it can be kinda fun
It's really you, but no one ever discovers
In some ways, you're just like all your friends
But on stage, you're a star(Bilen çıkar mı?)
Beklenmedik bir şekilde Lisa yanıma geldiğinde defterimi kapattım.
Ama o çoktan herşeyi okumuştu.
"Ne yazıyorsun?"
"Şarkı sözü."
Neyseki ingilizce fazla bilmiyor.
"Şarkı söylüyor musun?"
"Evet. Biraz."
"Dinleyebilir miyim? Bir ara benim içinde söyler misin?"
"Evet. Bu yazdığım sözleri şarkıya döktüğümde senin için söyleyeceğim."
"Ne zaman?"
"Bir iki hafta."
Bir iki hafta sonra bu sakin günlerimden eser kalmayacak.
"Biliyor musun, sana bir şey sormak istiyorum."
"Evet?"
"Şimdi olmaz. Okuldan sonra takılmak ister misin?"
"Neden olmasın?"
Öğle arası açılma planı iptal.
"Çıkışta buluşalım."
"Olur."
^^
Öğle arası yanımıza gelmedi. Neden bilmiyorum.
Okuldan sonra onu beni beklerken buldum.
"Nereye gitmek istersin?"
"Sinemaya?"
"Gidelim."
Koluma girdi ve birlikte okulun yanındaki avmye girdik.
^^
Filmden çıktıktan sonra ağlıyordum.
"Neden ağlıyorsun?"
"Sonu çok kötü bitti."
Elleriyle göz yaşlarımı sildi.
"Hadi ama, sadece bir film. Göz yaşlarına değmez."
Sessizce kendimi toparlamaya çalıştım.
"Oyun oynayalım mı? Kafan dağılmış olur."
"Olur."
Birlikte karşılıklı oynanan oyunları oynadık.
"Kazandım!"
Ben neşe içinde zıplarken Lisa beni izliyordu.
"Bir daha oynayalım. Bu sefer ben kazanacağım."
"Yine kaybedeceksin."
"Var mısın iddiasına?"
"Tabiki."
"Kazananın bir dileği olacak."
"Kabul."
Serçe parmaklarımızı birbirine geçirdikten sonra tekrar oyuna başladık.
İlk turu zorda olsa ben almıştım. İddiaya girdiğimiz için mi bilmem, iyi oynuyordu. Hırs yapmıştı.
İkinci turu o aldı. O kadar sert oynuyorduki korkup topa vuramıyordum.
"Kazanmaya çok kararlısın bakıyorum?"
"İddiaya girdik sonuçta. Ne olursa olsun kazanacağım."
Ve son tur.
Canımı dişime takıp oynamama rağmen kaybettim.
"Kazandım!"
Oflayarak önüme döndüm.
"Hiç mızıkçılık yapma. Kazandım işte."
"Tamam ne istiyorsun?"
"Düşünmem lazım."
^^
Bütün gün mükemmel geçti. Film izledik, alışveriş yaptık, oyunlar oynadık, yemek yedik.
"Çok eğlendim. Teşekkürler."
"Bende."
"Şimdi soracak mısın?"
"Aslında bu pek soru değil. Daha doğrusu bir istek."
Yüzüm bir anlığına olsada düştü ama hemen geri toparladım.
Ne bekliyordum? Çıkma teklifi mi?
"Dilek hakkını mı kullanıyorsun?"
"Evet. Ama reddetme hakkında var."
"Pekala. Söyle."
"Chae, bunu uzun zamandır düşünüyordum."
Gözlerinin içine baktım.
"Sevgilim olur musun?"