"Ne?!"
"Hemen buraya gelmen lazım."
"Geliyorum."
Hemen ayağa kalktım.
"Çok özür dilerim ama bu çok önemli."
"Bir sorun mu var? İstersen bende geleyim."
"Hayır gerek yok. Biraz... Ailevi bir konu."
"Anladım. Haber vermeyi unutma."
"Unutmam. Teşekkür ederim anlayışın için."
"Sorun yok."
Yanağına ufak bir öpücük kondurduktan sonra hemen evden çıktım.
Çıkar çıkmaz menajerimi aradım.
"Ne oluyor? Ne demek fotoğraflarım yayıldı?!"
"Rosè, canım. Yüzün tam olarak görünmüyor."
"Bu nasıl oldu açıklayacak mısın?"
"Önce eve gelmelisin. Hepimiz burada seni bu durumdan nasıl kurtaracağımızı konuşuyoruz."
"Geliyorum."
Hemen bir taksiye atlayıp eve gittim.
"Ne oluyor artık biri açılayacak mı?"
"En son olan konserde maskeni takmayı unutup sahneye koşmuştun, hatırlıyorsun değil mi?"
"Evet ama hemen geri döndüm."
"Çok azda olsa yüzün gözüktü. Bütün sosyal medya bunu konuşuyor."
"Ama merak etme. Bulanık çıktı zaten. Kimse senden şüphelenmeyecek."
"Neden bu kadar önemliymiş gibi davrandınız o zaman? Lisa'nın evinde yatıya kalıyordum!"
"Oh, tatlım. Çok yazık olmuş."
"Fırsatın varken geri dön."
"Ona çok önemli bir şey olduğunu söyledim."
"Yanlış alarm de?"
"Bu arada,"
Defterimi çıkartıp ona verdim.
"Bir sonraki konserde bunu söyleyeceğim."
"Sen mi yazdın?"
"Lisa ile beraber yazdık."
"Sonraki konsere kadar bunu şarkı yapmamız lazım."
"Hallederiz."
"Pekala, çok kısa kaldım biliyorum ama görüşürüz."
"Görüşürüz."
Tekrar taksiye binip Lisa'ya gittim.
Kapıyı açtığında beni gördüğüne çok şaşırdı.
"Yanlış alarm. Geri gelmemde sorun yoktur umarım."
"Aslında..."
Kaşlarımı çattım.
"Bir sorun mu var?"
Lisa cevap olarak kapıyı ardına kadar açtığında salonda oturan Jisoo ve Jennie'yi gördüm.
"Sen gidince canım sıkılır diye onları çağırdım."
"Sevgili olduğumuzu biliyorlar mı?"
"Hayır."
"O zaman öğrenmeleri lazım."
Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim.
"Chae!"
"Chaeyoung gelmiş!"
İkiside kalkıp bana sarıldığında onlara karşılık verdim.
"Aslında, size bir haberimiz var."
"Ne haberi?"
"Yoksa düşündüğüm..."
"Sevgiliyiz!"
Lisa'nın elini tutup kaldırdığımda ikiside çok şaşırdı.
"Sonunda! Bak Lisa, Chaeyoung'un eskiden sana nasıl platonik olduğunu anlatmam lazım."
Jisoo elini Lisa'nın omzuna atıp onu başka odaya götürdüğünde Jennie'nin yanına oturdum.
"Ne karar verdin?"
"Bir kaç hafta sonraya konser ayarlandı. Herşey bitecek."
"Bu bir kaç hafta boyunca normal okul hayatının tadını çıkarmaya ne dersin?"
"Nasıl yapacakmışım onu?"
"Öncelikle yüzündeki şu saçma lekelerden kurtul. Ve saçını sarıya boya. Hem sonrakş konserde peruk takmana gerek kalmaz."
"Bu kadar mı?"
"Bunları yaptıktan sonra özgüvenini kazanacaksın emin ol."
"Umarım. Bu arada, söylemeyi unuttum. Lisa ile şarkı sözü yazdık!"
"Bu harika!"
"Evet. Konserde, yüzümü göstermeden önce o şarkıyı söyleyeceğim. Böylece önceden anlamış olacak."
"Tam bir film sahnesi resmen."
"Acaba tepkisi ne olacak?"
"Sana şöyle söyleyecek; Bunu benden saklamana gerek yoktu, eğer söyleseydin daha erken sevgili olurduk."
"Ha-ha. Hiç komik değil."
"Pekala, yarın seni sarı görmek istiyorum."
"Bak paranoyak gibi görünmek istemem ama saçlarımda sarı olunca iyice Rosè'ye benzeyeceğim."
"Emin ol kimse anlamayacak."
"Pekala, bu bir kaç haftamı sanki okulun son haftalarıymış gibi geçireceğim."
"İşte benim kızım!"