Ertesi gün okula saçlarım sarı bir şekilde gittim.
Bir gecede nasıl sarıya boyadım diye sorarsanız,
Sonuçta ben Rosè'yim. Gecenin bir yarısı saçlarımı boyatmak istersem boyarlar.
Okula girdiğim andan beri herkesin gözlerini üzerimde hissediyordum.
Gözlüğüm, saçma kıyafetlerim yoktu.
Kendim gibiydim.
Lisa beni gördüğünde şaşırdı.
"Saçlarını boyatmışsın?"
"Anlık karardı."
"Çok güzel olmuş. Daha önce yapmalıydın."
"Kesinlikle."
"Şu an dahada aşık oldum sana."
"Şu an daha kendim gibi hissediyorum."
Lisa dudağıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra elimden tuttu ve birlikte sınıfa gittik.
Herkesin bize baktığını biliyorum. Gerek görünümümden, gerek Lisa ile el ele olmamdan.
"Rosè hakkındaki haberleri okudun mu?"
"Ondan bahsetmek istemiyorum."
Kaşlarımı çattım.
"Neden? Onu çok seviyorsun."
"Ama seni daha çok seviyorum. Senin yanında ondan bahsetmek istemiyorum."
"Ama aynı zamanda Rosè'yi de seviyorsun?"
"Aşk anlamında değil. Onun hayranıyım sadece."
Güldüm.
"Ya Rosè seni fark etseydi?"
"Nasıl?"
"Diyelimki Rosè'den çıkma teklifi aldın, ne yapardın?"
"Özür dilerim Rosè ama sevgilim var. İsmi Chaeyoung ve o çok güzel."
"Çok sevimlisin!"
^^
Tenefüste Jaehyun yanıma geldi.
"Chaeyoung? Bu sen misin?"
"Şaşırtıcı mı geldi?"
"Evet. Sen... Çok güzelsin."
"Teşekkür ederim."
"Okuldan sonra belki bir şeyler yapmak istersin?"
"İstemem. Sevgilim var."
"Ne? Kim?"
"Lisa."
Güldü.
"Lisa mı? Hiçbir erkek sana bakmayınca kızlarla mı çıkmaya başladın?"
"Haklısın. Hiçbir erkek bana bakmadı."
Ona ima ettiğim şeyi anlayıp kaşlarını çattı.
"Her neyse. Lisa'nın seni bırakması uzun sürmez."
"Bu ne demek?"
"Lisa'yı tanımıyor musun? Herkesle en fazla bir hafta sevgili olur. Sonra terkeder gider işte."
"Eskiden ne yaptığı umrumda değil. Şuan böyle biri değil."
"Senide fazlasıyla kandırmış. Prenses gibi hissettiriyor değil mi? Yakında sona erer. Tadını çıkar."
"Saçmalamayı kes. Öyle bir şey olmayacak."
"Olacak. Ve olduğunda, ağlaman için omzum burada olmayacak."
"Omzun burada olsada ağlarken onu kullanmam."
"Her neyse. Bir hafta sonra göreceğim ben seni."
Onu umursamayıp kendime gelmeye çalıştım.
Hayır. Haklı değildi. Olamazdı.
Lisa bana böyle bir şey yapamaz. Yapmamalı.
"Chae, bir sorun mu var? Kötü görünüyorsun."
"Sorun yok. Jaehyun'u gördüm az önce."
"Ne dedi?"
"Saçmaladı işte. Okuldan sonra takılmak ister misin falan. Reddettim zaten."
"Onu umursama. Hep saçmalar zaten."
"Lisa, senin için ne anlam ifade ediyorum?"
"Oh, hazırlıksız yakalandım. Düşüneyim... Çocuklarımın annesi?"
"Gerçekten mi? Basit bir lise aşkı değil miyim?"
"Asla."
Yüzümü elleri arasında aldı.
"Jaehyun mu saçmaladı? Seni bırakacağımı mı söyledi?"
"Evet."
"Chaeyoung, sana yalan söylemeyeceğim. Jaehyun haklı sayılır. Eskiden öyle biriydim. Ama artık değilim. Yemin ederim, seni bırakıp gitmeyeceğim."
Gülümseyerek ona sarıldım.
"Şarkımız nasıl gidiyor?"
"Bilmem sormadım."
"Sormadın?"
Olamaz. Bunu söylememeliydim.
"Ee, bir arkadaşım var. Şarkıyı bestelememde yardımcı olması için ona verdim."
"Anladım. Dinlemek için çok heyecanlıyım."
"Bende."
"Zil çalıyor. Sınıfa gidelim hadi."