korkarak yaşıyorsan

99 17 4
                                    

21 Ocak

"Merhaba telefonunu kullanabilir miyim acaba? İş yerimi acilen aramam gerekiyor."

Omzuma dokunan el ile bir anda irkilerek arkamı döndüm meraklı gözlerimle. Bir yabancı, yirmilerinin ortalarında olmalıydı, ne çok yaşlı ne de gençliğinin baharında olan bir genç gibi gözüküyordu.
Hiç tereddüt etmeden yüzüne baktım.

"Üzgünüm şarjım bitti. "

Elini başına götürdü, biraz hayal kırıklığı yaşadığını anladım. Kelimeler düşünmeden ağzımdan çıkmıştı.

"Ah... Peki."

Arkasını döndü ve yanımdan uzaklaştı.

Ben her dershane çıkışı sonrasında iskelenin orada, denize bakan tarafta güneş batana kadar otururdum ve güneş battığında da evime dönerdim. Ev dediğim binaya ne kadar geç dönersem o kadar iyiydi, kelimenin tam anlamı ile nefret ediyordum çünkü doğduğum kişilerden ve bu iğrenç yerden. Her akşam kavga ederlerdi, ikisinin de bazenleri evi terk edip günlerce gelmediği bile olurdu ama hallerinden memnun olmalıydılar ki hala beraberlerdi ve beni de bu boktan ilişkilerine maruz bırakıyorlardı. Senelerdir böyle yaşıyordum işte, doğduğumdan beri.

Maddi durumumuz iyi olsaydı, zengin olsaydım belki de bu şiddetli geçimsizliğe kulak tıkayabilirdim lakin bu pek de mümkün değildi, inanın ne ders çalışabiliyordum- okuldan nefret etmemi bir yana koyarsak güzel bir geleceğimin olması için ders çalışmam gerekiyordu, ya da bir yerde işe girmek - ne de doğru düzgün bir mekanda işe girebilmiştim. İki senedir girdiğim sınavdan sonuç alamayıp yalnızca dershaneye bel bağlamıştım ve asıl hayali lisede yaşadığı yeri tamamen terk etmek olan ben her gün bu nefret ettiği şehrin iskelesinde oturuyordu.

Kulaklıklarımı taktım, bugün deniz çok sakindi, dalgalar hafif hafif çarpışıyordu. Balık tutma mevsiminde olmamıza rağmen görüşümü kapatan hiçbir insan yoktu, kenarıda simit satan bir amca vardı. Bu ay 10. kere görmüştüm. Güneşin batmasına yaklaşık bir saat olmasına rağmen hala satamadığı birsürü simit kalmıştı. Çok uzaklarda bir balıkçı teknesi geçti limana doğru, oturduğum yerin limana uzak olmasını seviyordum çünkü gemilerin, tekne ve feribotların toplandığı yer çok gürültülüydü.

Biten şarkının yerini bir başkası alırken zaman hızlıca akıvermişti ve ben farketmeden akşam olmuştu, hırçınlaşan dalgaların birbirine çarpma sesini dinlemek için kulaklıklarımı çıkardım ve iskele boyunca evime yürürken sahip olduğum son huzurlu vakitleri geçirdim.

bu aşk fazla sana   | jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin