Jungwon Spesiyali

70 11 12
                                    

29 Ocak

Dershaneden tam çıkarken, omzuma değen el ile irkilerek arkamı döndüm.

"Hey Jungwon!"

Jay!

Arkamdan okuldan çıkan birkaç kişi bana ve bu tanımadıkları yüze yargılarcasına bakış atmışlardı.

Oh... Gerçekten umrumda değildi.

"Merhaba! Burada ne işin var?"

"Seni almaya geldim. Artık o bahsettiğim yerde çalışıyorum. Benimle gelmeye ne dersin? Birşeyler ısmarlarım."

Okul çıkışı sınıfımdaki birkaç kişi duyduğum kadarı ile orada oturacaklardı.

"Olur tabii ki. Zehirlenmem ama değil mi?"

Güldü.

"Hayır saçmalama. Hadi gel, on dakika için izin aldım yalnızca."

Elini omzuma attığında adımlarımı adımlarına uydurdum. Sokaktan yürüdük ve aşağıya indik, kafeye girdiğimizde içeride tanıdığım yüzlerle göz göze geldim. İlk defa buraya geliyordum.

"İçerisi bayağı güzelmiş."

Kasanın oradaki masanın önündeki bar sandalyesine çıkıp oturduğumda oda kenarıdan içeriye girdi, arka tarafta mutfak vardı ve siparişler orada hazırlanıyordu (sanırım sadece yiyecek ve tatlılar orada hazırlanıyordu.)

"Denemek istediğin bir şey var mı yoksa?"

Hayır yoktu, kafamı salladım.

"Çilek sever misin?"

"Evet"

Geçen aldığım atıştırmalık çilekliydi, arkasını döndü ve malzemeleri kullanarak içeceği hazırlamaya başladı.

"Sana çok beğeneceğin bir içecek hazırlayacağım o zaman, beni izle."

Hızlı hızlı elindeki şeyi bir bardağa boşalttı ve sallamaya başladı, sonra buzları aldı ve mikserden geçirdi. Onu eğlenerek izliyordum, ta ki arkamdaki masada sınıfımdaki çocukların hakkımda bir takım şeyler konuştuklarını işitene kadar.

"Peki bu içeceğin adı ne? Belki duymuşumdur. "

"Sana özel yapıyorum, adını sonra koyarsın"

Hiç kendime özel bir içecek içmemiştim. Bana gösteri yaparak havalı bir şekilde hazırlıyordu, son çalkaladığı şeyi yukarıya fırlattı ve komik bir ses çıkararak arkasını dönerek tuttu.

Gösterisi bittiğinde alkış tutmuştum yüzümdeki kocaman gülümseme ile, kahkaha atıyordum. Hem komik hem de havalıydı.

Uzadıkça genişleyen bir bardağa döktü buzları, üstüne hazırladığı pembe içeceği döktü ve diğer yandaki bardaktaki kremle karıştırdı. Toz serpti, ne olduğunu anlamadığım beyaz bir sudan damlattı. Köpük sıktı, en sonunda da çekmeceden çıkarttığı tuzluğa benzeyen küçük şeyden döktüğü süslemelerle süslediğinde içeceğim hazırdı ve çok iştah açıcı, tatlı gözüküyordu. Yüzünde gerçekten kendisi ile gurur duyan bir gülümseme vardı.

"İnanamıyorum... Bu çok güzel!"

Gerçekten de bana yaptığı içecek çok güzel olmuştu, önüme uzattı.

"Sence adı ne olmalı? Hadi tadına bak. Daha dün keşfettim."

Bir tane de kırmızı pipet uzattı, ben pipeti içeceğime sokarken kendisine uzun, düz bir rakı bardağı çıkararak arkasındaki şeffaf şişelerden birisini aldı ve kenarıya ayırdığı buzları bardağa koyarak üstüne şişeden doldurdu.

bu aşk fazla sana   | jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin