Bölüm şarkısı--> Brutual-Olivia Rodrigo
Sahnenin önünde 1 milyon kişiden fazla insanın sesleri eşliğinde hazırlanmamı bitirmeye uğraşıyordum. Sekiz buçuğa az kalmıştı ve benim makyajım yeni bitiyordu. Yetişmemesinden dolayı olan korku yakamı bırakmıyordu. Dışarıdan gelen sevinç çığlıklarına kıkırdayıp dursam da kendimi tutmaktan kızardığıma emindim. Güldükçe bana kızan ve Fransızca olan kelimelerinden tek kelime anlamadığım bir makyöz vardı. Bağırıp çağırmalar artık iyice sınırını aşmıştı.
"BM!"
"Laura!"
"Bekleyemiyorum ağlayacağım şimdi."
"L! Hadi."
Her türlü seslenme biçimi vardı. Yarım yamalak da olsa İngilizce olanlar anlamasam da Fransızca konuşan da vardı. Makyajımı bitirir bitirmez başımdan toz olan makyöz pek de umurumda olmamıştı. Masadan kalkıp işi başından aşkın olan Mike'ın yanına gittim. Beni fark ettiğinde gözlerindeki o şaşkınlığı yakalamıştım. Bel hizamda ve kabarık görünen kısa ve siyah bir şort vardı altımda. Üzerimde ise beyaz üzerinde pembeye kaçan ve zor görünen BM yazısı ile sıfır kollu bir crop onunda üzerine kıpkırmızı yün hırka giymiştim. daha doğrusu benim yerime seçilen kıyafetleri giymiştim. Annemden kalan kanlı ay kolyemin yanında siyak ipli ucunda gri bir yıldız olan kolye takmıştım.
"Ne bu güzellik böyle?" dediğinde gülmemi tutamadım. O ne zaman aklında bir düşünce olsa söylemeden duramazdı.
"Teşekkür ederim." dedim ve yanına gelme nedenim olan konuyu açtım. "Ne zaman çıkacağım?" diye sordum.
"Seni sahneye çıkaracak olan asansörde teknik bir arıza oldu. 5 dakikaya çıkarsın merak etme. Sen hazır bekle yeter." dedi ve eli kulağındaki siyah kulaklığa gitti. Bir ses gelmiş olmalıydı. Bana bakarak gözleri ile "Gel." dediğinde sahneye çıkma zamanımın geldiğini anladım. Asansörün üstüne geçerek yukarıya tırmanmayı bekledim. Yukarıdan zamanında kaydettiğim ve kısa sürede neredeyse her yerde kullanmayı teklif ettiğim ses kaydımın sesi geldi.
"Bloody Moon! (Kanlı Ay!)" Kırmızı giymeyi daha doğrusu kırmızıya takıntılı olduğum için bir konserde birinin bana bu şekilde seslenmesiyle artık adım buydu, Kanlı Ay... Bunun kısaltması olarak da BM'e dönüşmüştü. Asansör yukarı çıkmaya başlayınca başlayan şarkı ile -Got It- konserim başlamıştı.
"BlooMoo!" diye seslendiğimde kargaşa artmıştı. BlooMoo fanlarımın bana Bloody Moon adını takmasıyla benim onlara taktığım bir isimdi. Çığlıklar yükselirken kan kırmızısı mikrofonu sağ elimle birlikte yukarı kaldırdım ve sol elimi de belime koydum. Sonunda beklenen an gelmişti.
-----------
Konser son bulduğunda onlara bir konuşma yaparak veda etmiştim. Yorgunluktan kendimi yere atacaktım neredeyse! Sahneye çıktığım gibi ekibin yanına geri döndüğümde işi olanların gittiğini az olmalarından anlamıştım. Ben adımımı atar atmaz beni alkışlamaya başladıklarında onlara yorgunluğumu gizleyecek bir gülücük sunmuştum. Gözlerim Ai'yi aradığında onu makyaj masasında uyuklarken bulmuştum. Onun yanına gitmek yerine Mike'ın yanına gittim.
"Mike." diye onun adını seslendim.
"Efendim?"
"Ben Joshua'nın yanına gideceğim. Bu alana çok yakın bir otelde. Kendim giderim. Ai uyanırsa söylersin." dedim. Joshua benim sevgilimdi. 23 yaşındayken gizliden bir üniversite okuyordum. O arada tanışmıştık. 3 yıldır birlikteydik ve neredeyse 4. yılımızı dolduracaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı Destanı
FantasyValensia... Bir tutsak hapisanesiydi diğer adı ile. Gerçek Dünya'daki bazı suçların affı olmamasına rağmen cezalandırılmazlar ama Valensia'da hiçbir suçun affı yoktur. Ancak yanlışlıkla gidenler... Orası onlar için bir cehennemdir. Tek çareleri bağı...