~BÖLÜM-5: Kader Arkadaşları~

29 11 70
                                    


 Bölüm şarkısı -> Yol Görünmüyor-DKTT

 Bir süredir ikimiz de bir şey demeden öylece oturuyorduk. Ben ondan uzaklaştığım mesafeyi koruyarak oturuyordum.  Sadece burada olduğumdan beri kılını oynatmayan Kanlı Ay'ıma bakıyordum. Ne kadar süredir burada olduğum hiçbir fikrim yoktu. Güneşin doğmasından şüphelenmeye başlamıştım. Hep karanlık bir yer olabilir miydi burası?

  "Sana kendimi açıklama ihtiyacı duymalı mıyım?" diye sordu. Gözlerim yere öyle bir odaklanmıştı ki bir anda söze girmesiyle yerimden sıçradım. Kaşları çatıldığında "Sen bilirsin." diyerek seçimi ona bıratım. "Şu an düşünecek çok fazla şey arasında senin ne olduğun beni pek ilgilendirmiyor."

  "Sana suçlu olmadığımı falan kanıtlamakla uğraşamam ama cezalandırılmak için buraya getirilmedim. Valensia beni başından beri biliyordu. Geri dönmem için takıntımı bulmam gerekirdi ancak hiçbir şey umrumda olmadığı için bunu yıllarca bulamadım. 18 yaşında bunlarla uğraştığını düşünsene." Onunla olan göz temasım devam ederken çektiği zorlukları düşündüm. Benim için kolay olabilirdi. Her şeye takıntı yapardım. Müzik dışında her şeyi oraya bırakabilirdim. Gerçi onu nasıl oraya bırakacağım hakkında bir fikrim bile yoktu. Takıntıdan kurtulma fikri çok saçmaydı gerçekten.

  "2 yıl boyunca bulamayınca Valentina beni buldu. Beni buranın muhafızları olan Silüet'lerden bir alt kademede olan Visrea yaptı. Benim görevim suçsuz olanları korumak. Bana olağanüstü güçler verdi. Tabii bunları gereksiz bir şeklde kullanmamam şartıyla. Şimdi suçsuz olanlar dışında korumam gereken yeni bir baş belası var." Bunu gözleriyle beni işaret ederek söylemişti. "Kolyenin sahibini. O kolye Valensia'nın içinden birinin lanetlediği kolye. Lanetini kimse bilmiyor." dedi gözlerini Kanlı Ay kolyemden ayırmayarak. Elim kolyeme gitti.

  "Lanet mi?" şok olmuş bir halde hala ona bakıyordum. Ne lanetinden bahsediyordu bu.

  "Evet ve ona sahip olduğun için çoğunluğa göre çok değerli birisin. Aynı zamanda da tehlikedesin. Kolyeyi çok fazla göz önünde tutmamaya çalış bence." Sözlerinin üzerine kolyemi beyaz gömleğimin içine attım. Soğukluğu beni ürpertirken, kafam daha fazla allak bullak olamaz, diye düşündüm.

  "İyi ama bu bana annemden yadigar." dedim dolan gözlerimle. Annem bir laneti olduğunu biliyor muydu? Umarım bilmiyordur çünkü eğer biliyorsa bu benim kaçınılmaz bir yıkımım olurdu. Annemi çok seviyordum. Her ne kadar onu tam olarak tanıyamasam da onun bir zamanlar yanımda olan varlığından güç almıştım hep.

  "Belki bilmiyordur. Şeklini beğendiği için sana vermiştir. Annen nerede?" Başımı 'bilmiyorum' anlamında salladım.

  "Kaç yaşında olduğumu hatırlamıyorum ama hayal meyal annemin bana bunu verişini hatırlıyorum. Bana bunu vermeden önce babamla kavga ediyorlardı. İlk önce bir kapı sesi sonrasındaysa annemin hafif adım seslerini duymuştum. Elinde bu kolye vardı. Boynuma takıp beni o gün o da terk etmişti babam da. Babamı nereden baksan bir iki gün anca görmüşümdür. Ama annemle anlayamayacağın kadar iyi bir anne kız ilişkimiz vardı." yutkundum. "Bana bunu bilerek vermiş olamaz. Zorlanmış olmalı." Ona döndüm ama o hiçbir şey demiyordu. Daha yeni tanışsak bile küçük bir yalan söyleyebilirdi. Beni bunun tersine inandırmayı deneyebilirdi. "Eğer öyleyse ben yıkılırım ve bir daha kalkamam. Terk edişini bile zor atlatmışke-" sözümü kesti.

  "Sakin ol." Elini hafif bir şekilde kaldırarak söylemişti bunu. "Daha öyle bir şey olup olmadığını bile bilmiyoruz. Belki de iyi bir laneti var." Gözlerindeki duyguyu biliyordum. Sıkıntıydı. Gözleri bana küçük de olsa bir sıkıntıyla bakıyordu. Bunların sadece bir teselli olduğunu biliyordum. Benim sözlerimle birlikte o da şüphelenmişti anlaşılan.

Ay Işığı DestanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin