9. Bölüm

178 16 11
                                    

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın!!

Son maçları öncesi Koçlarıyla beraber bütün takım güzel bir konuşma yaptılar. Wakabayashi'nin final maçında oynayacak olması Lyra'yı sevindiriyordu yine de tamamen iyileşmediği için bir gözü üstünde olacaktı. Misaki ve Tsubasa'nın gidecek olması konuşulduğunda Lyra'da söze girdi. "Aslına bakarsanız çocuklar, bende gidiyorum." Bütün takım şokla kıza döndüğünde Lyra sözlerine devam etti. "Toho Akademi'den güzel bir teklif aldım, ayrıca Almanya'ya bu sayede geri dönebilirim." Herkesin dağılacak olmasına karşın bütün takım gidecek olan herkesi galibiyet ile uğurlamak istiyordu. Bu sayede Meiwa ile olacak final maçına tam motive çıkacaklardı. "Bu maçı alalım ve bu turnuvayı galibiyetle bitirelim." Lyra'nın sözleri bütün takım için motivasyon olmuştu. İyi bir takım kaptanı olmakta bunu gerektirmez miydi zaten? 

Lyra ve takım sahaya çıkarken Lyra diğer herkes gibi tribüne bakıyordu, annesi acaba maçına gelmiş miydi? Annesi futbol oynamasını pek sevmese de engel de olmazdı. Lyra'nın maçlarına da pek geldiği söylenemezdi, belki bir umut diye de Lyra sürekli tribünü izlerdi. Roberto ve teyzesini görmüştü ama annesi ortalıkta yoktu. Üzülse de alışmıştı artık bu duruma, yine de eskiden babası her zaman orada olur ve onu desteklerdi. Lyra ufaktan düşen modunu fark ettirmemeye çalışıyordu bu sırada tribünden bir ses duydu. "Almanya futbolunun gerçek gücünü göster onlara." Bu ses babasının sesiydi. Babası Almanya'dan buraya maçını izlemek için gelmişti. "Baba..." Valter Beck tribünün ortalarında oturuyordu. Lyra az önce düşen modunun aksine şu an aşırı mutluydu. 

Meiwa takımı daha sahaya çıkmamıştı, Nankatsu takımı ise ısınma ve pas çalışması yapıyordu. Lyra Kojiro'nun ne olursa olsun bu maça çıkacağından emindi yine de endişelenmeden edemiyordu, Furano ile olan maçta hasta olduğu belliydi. Çalışmalarını yaparken yanlarından geçen aşırı hızlı bir top ile sırıttı kız. Güzel bir maç olacaktı ve ne olursa olsun yenecekti. Babası buradayken maç kaybedemezdi. Santra vuruşu için iki takımda yerlerini aldığında Lyra belki de ilk defa bu kadar rahat duruyordu sahadayken, bunun sebebi ise kesinlikle babasıydı; babası buradayken özgüveni artıyordu kızın. Meiwa'nın santra vuruşuyla başlamıştı maç, topa ilerleyenler Misaki ve Tsubasa idi. Lyra ise yerinde bekliyordu, ilk önceliği kalecileri Wakashimazu'yu çözmekti. Nankatsu ardı ardına birkaç atak denediğinde Lyra kalecilerinin hareketlerini inceliyordu. Wakashimazu gerçekten yetenekliydi ama Lyra için Japonya'nın en iyi kalecisi Genzo'dan başkası değildi. Nankatsu'nun son atağından sonra Hyuga atağa kalkmıştı, Lyra ise bunu Genzo'ya bırakmıştı, ne de olsa Genzo'nun bir rövanşa ihtiyacı vardı. Hyuga'nın atağını durdurduğunda Lyra sırıttı. "Genzo!" Lyra topu kendisine göndermesi için seslendiğinde top doğrudan ayağına ulaşmıştı. "Sizi gerçek Almanya futbolu ile tanıştırma zamanı." Lyra topla birlikte ilerlemeye başlamıştı böylece. Onu durdurmak için üstüne gelen oyuncuları rahatça geçiyordu. Daha önceden de dediğim gibi Lyra Beck fiziksel güç konusunda Hyuga Kojiro ile denkti. "Tsubasa sende!" Attığı pas orta sahadan Tsubasa'nın önüne ulaşmıştı. Denedikleri kontra atak yine de bir sonuç vermemiş ve Wakashimazu tarafından engellenmişti. Wakashimazu'nun oyun takibi ve refleksleri kuvvetliydi, onu yenebilecek şeyin ne olduğu konusunda şüpheleri vardı Lyra'nın. Belki de Karl'ın o sert ve hızlı şutları yenebilirdi. "Sanırım çözüyorum." Kendi kendisine mırıldanmıştı. Bu sırada Hyuga'nın ceza sahası dışından çektiği şut Genzo tarafından durdurulmuştu. "Tsubasa ve Lyra bile ona ceza sahası dışından gol atamadı, senin hiç şansın yok." İshizaki'nin cümlesi Hyuga'nın rekabet duygusunu geliştirmişti anlaşılan. Bu sırada maç devam ediyordu, Lyra orta sahanın kontrolüne sahipti yine de geleceğin iyi bir orta sahası olacak olan Sawada ile rekabet ediyorlardı. Lyra daha atağa kalkmamıştı ama artık zamanının yaklaştığının farkındaydı. İlk golü Tsubasa'ya bırakmıştı sadece. Tsubasa ve Misaki birlikte attıkları o muazzam golle 1-0 öne geçmelerini sağlamıştı. "Mükemmel goldü çocuklar!" Takım ve Lyra sevinçle ilerlemişlerdi ikilinin yanına. "Gerçekten muazzamdı." Kısa bir gol sevinci ardından santra vuruşu için yerlerine geçmişlerdi tekrardan. Lyra için maç şimdi başlıyordu. 

Futbolun KraliçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin