3032 kelime.
Bölüm tahminiminde üstünde bir uzunlukta oldu. İyi okumalar.
Kitaplara sınır koymuyorum çünkü sürekli bölüm atamıyorum ama yorum sayısı ve oy sayısı az olduğunda yazma hevesim kaçıyor. Bu yüzden oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Aklınıza ne geliyorsa yazabilirsiniz.
Bu arada kimse en çok düşündüğüm shipi söylemedi. Bu bölüm sonunda yeni shipleriniz olursa söylemenizi bekliyorum.
İlk maç biraz sonra başlayacaktı, Lyra bundan birkaç saat önceki konuşması üstüne Hyuga'nın attığı alaycı bakışları hatırladıkça sinirleniyordu. Hyuga'dan centilmen ve kurallara uygun bir oyun beklemiyordu. Bundan sebeple o da Hyuga gibi oynayacaktı. Sert ve acımasız.
Takımlar sahaya çıkarken Lyra en önde asaleti ile yürüyordu. Duruşu ve özgüveni kraliçe olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Lyra sahaya adımını bastığında sanki Almanya'daki final maçındaymış gibi hissetmişti. O gün birçok kişi adını bağırıyordu bunu hatırladığında yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. Bu sırada Misaki'nin arkadaşı olan Furano takımı kaptanı Matsuyama'nın sesini duydu. Misaki ve Nankatsu'yu destekleyeceklerini söylemişti. Aynı şekilde Yayoi'de Tsubasa'yı desteklemek için buradaydı. Jun Misugi ise en büyük rakibini bu maçla tanıyacaktı. Maçı olmayan diğer takımların oyuncuları da bu maçı izlemek için buradaydı. Lyra elini boynuna attı ve Karl'ın verdiği kolyeyi sıktı. Ne olursa olsun kaybetmeyeceğim.
Meiwa Nankatsu'dan biraz sonra sahadaki yerini almıştı. Hyuga ve Lyra karşı karşıyaydı. "Almanya'nın futbol Kraliçesi. Lyra Beck." Dedi Hyuga. "Japonya'da yenilmeye hazır ol. Bu turnuvanın kazananı biz olacağız." Hyuga'nın özgüveni Lyra'nın yüzünde sırıtmaya yol açmıştı. "Göreceğiz Hyuga Kojiro." Dedi Lyra takımın yanına dönmeden önce. Herkes gerilmişti ama Lyra'nın sırıtması gerginliklerini az da olsa almıştı.
İki takımda sahadaki yerlerini almışlardı. Nankatsu 4-3-3 sistemi ile oynuyordu. Meiwa ise 4-4-2 ile sahadaydı. İçlerindeki tek 4.sınıf Takeshi Sawada orta saha hücum oyuncusuydu. Lyra'nın 4.sınıf olmasına rağmen oynaması ilgisini çekmişti. Bu yaşta ilk 11'deyse oldukça yetenekli olmalı.
Düdük çaldığında Tsubasa topla ilerlemeye başlamıştı diğerleri de peşinden ilerliyordu. Daha ilk saniyelerden Tsubasa ve Hyuga karşı karşıya gelmişti. Top yükseklik kazandığında Izawa topu kontrol etmiş ve Taki'ye göndermişti. Taki Kisugi'ye pas atsa da Takeshi Sawada araya girip topu çalmıştı. Takeshi orta sahaya ilerlerken Lyra orta sahada durmuş çocuğu bekliyordu. Kisugi ve Taki topu geri kazanmaya çalışsa da başarılı olamamışlardı. Güzel bir ver-kaç ile ikisini geçmişlerdi.
Lyra Takeshi orta sahaya geldiğinde hareketlenmişti. Hemen topu çalmak yerine çocuğun yeteneklerini görmek istiyordu. Orta sahada ikisi arasında başlayan ikili mücadele Lyra için oldukça eğlenceliydi. Tribündeki çoğu insansa Lyra'nın ne yaptığını anlamamıştı. "O neden topu çalmıyor?" diye sordu Yayoi. "Karşı tarafın yeteneklerini görmek istiyor." Misugi cevap vermişti. Lyra Beck tarz olarak kimseye benzemiyordu gerçekten de.
Lyra yanından geçen Misaki'yi görünce ne yapmak istediğini anladı ve çocuğu saldı. Takeshi neredeyse Misaki'ye bacak arası atıyordu ki Misaki topu çalabilmişti. "Yetenekli." Diye mırıldandı kız. "Tekniği çok tanıdık." Misaki'nin çaldığı top hemen ardından kızla buluşmuştu. "Tsubasa, Misaki ilerleyin. Izawa ve Kisugi arkadan onları izleyin. Taki top sende." Dedi ve biraz ilerledikten sonra çizgiden ilerleyen çocuğa topu gönderdi. Top en sonunda Tsubasa ile buluşmuştu. Tsubasa kaleye gitmek yerine Hyuga'ya döndüğünde Lyra merakla olacakları izliyordu. Tsubasa topu Hyuga'nın üstünden aşırttığında sahte göz yaşlarını sildi. "İşte benim öğrencim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Futbolun Kraliçesi
FanficLyra Beck, Almanya futbolunun kraliçesi. Schneider ile çocukluk arkadaşı. 11 yaşındayken annesi ve babası boşanıyor. Japon olan annesi ile Japonya'ya gitmek zorunda kalıyor. Lyra bir teyzesi olduğunu bilsede onumla hiç tanışamamıştı şimdi birde onu...