Barboros ev adreslerini düzgünce hoş bir yazıyla yazmıştı. Aileyse onu ve ailesini inceliyordu, akşam yemeğini birlikte yemişlerdi. Bir süre sonra Barboros telefon numarasını da yazarak kağıdı Kerem Bey'e teslim etti. Onu aramaları daha doğruydu, zaten o olmasa kimse dışarıdan geleni konağa sokmazdı.
B - Ararsınız.
Kerem B - Sağol oğlum.
B - Biz artık gidelim geç oldu.
Hilal H - Çocuklar uyudu, gitmeyin. Burda zaten bir sürü oda var, hemen oda ayarlatırız.
Dedi heyecanla, 1 kez bile olsun kalsınlar isterdi. Kızıyla sabah kahvaltısı etmek istiyordu, hemde uyuyan torunlarının rahatının bozulmamasını istiyordu. Hemen bir odaya koyabilirlerdi, bebeklerde anne - babanın kalacağı odaya alınırdı. Mai bir kadına birde kucağında uyuklayan Ömür'e baktı. Oğlu yüzünü boynuna gömmüş huzurla uyuyordu.
Mai - Barboros sen ne dersin, kalalım mı yoksa gidelim mi?.
B - Gitsek daha iyi ...
Doğan B - Uyumuşlar, hemen bir odaya aldıralım. Hem arabaya kadar gece ayazı yemesinler, mazallah hasta olurlar.
Mai - Omar'ın bünye zayıftı, hemen hasta oluyor.
B - Tamam kalalım, çocuklar için kalalım.
Haftalar sonra
Şanlıurfa / Ceylanpınar.
Döneli 1 hafta olmuştu, çocuklar oynuyordu. Büyüklerse iş - güçle ilgileniyordu, erkekler aile şirketiyle ilgileniyordular. Barboros şuan şirketteydi hatta bir toplantıya girmişti, herşey yolundaydı. Ortak olmak isteyen bir adamla konuşuyordu, yanında Korkut abisi ve amcaları vardı. Genç amcaları Esmer, Korkut ile yaşıttı. O da buradaydı.
Esmer B - Iyi de ya anlaşamazsak, ters birşey yapmayacağınızı nerden bileceğiz Mert Bey?
Mert B - Bizde ters olaylar olmaz.
Kalender B - Bence bu ortaklık olamaz çünkü şuanlık geçmişinizde herhangi bir sıkıntı olup olmadığını bilmiyoruz....Sen ne dersin Barboros?
Dedi sükûnet içinde, fikrini soruyordu. Kalender Bey ilk defa sakindi. Bu sorun çıkartan büyük amcalarıydı, sorunluydu ve konakta gözü vardı. Ağa olmak istiyordu, yeğeninin ağa olmasına şiddetle karşıydı. Istemezdi ama şuan şirket filan onda diye patronda Barboros idi. Ne kadar sinir olsa da ona sormadan hiçbirşey devam demezdi, ilk onun onayı yada imzası lazımdı. Dediğim gibi asıl patron oydu, Barboros kendisine yöneltilen soruyla geri yaslanarak yerinde hafif kaymıştı.
B - Araştırmak gerekir, şirketin sorunlarla batması istenilmeyecek bir durum değil. Doğru düşünüyorsunuz, kolayca kabul edemeyiz. Düşünelim!
Çoğunluk aynı şeyi düşündüğü ifade edince Mert Bey endişe duymuştu, nedense ısrarla onunla ortak olmak istiyordu. Hemen geri plana atılmak, onaylanmamak istemiyordu. Biraz düşünülsün, buna diyecek hiçbir lafı yoktu. Zaten diyemezdi de çünkü o da kolay kolay güvenmezdi ama her türlü bu ortaklık olsun isterdi.
Mert B - Ama Barboros Bey.
Korkut - Düşünelim diyor neyini sorgularsın?
Cumali B - Çoğunluk ne derse o olacak Mert Bey, birdaha ki toplantıya kadar bu konu kapandı.
■■□■■
...- Selamun Aleyküm.
B - Aleykum Selam Halil Ağa, hayır yine neyin kavgasını etmeye geldin? Yine ne gibi bir sorunun vardır?
