31

98 17 16
                                    

  Eşiyle yaptığı konuşma sonu uslu çocuklar misali eşine uyarak eve gitmişti, tabi onu eve bırakan eşinin söförü oldu. Eve gelince herzaman ki çocuklarıyla ilgilenmişti, karınlarını filan doyurup biraz onlarla beraber oyun oynamıştı. Şimdiyse ufaklıklar uyurken ikizleriyse kendi halinde oyunlar oynuyordu. Mai ise bebekleriyle odadaydı, suskundu. Eve geleli çok zaman geçmiş hatta eşi bile işini bitirip eve gelmişti. Az önce eve girmişti, 5 dk geçmeden oda kapısı yavaşça açıldı ve içeri eşi girdi.

B : Kelebeğim.

Diyince yatakta oturmuş eşi hiddetle ona bakmıştı, onun sesiyle otamatikmen kendine gelmişti. Genelde sakinleştiricisi eşiydi, Barboros varsa iyiydi. Ama bu defa etki etmemiş gibiydi, kızgındı ve bu gözlerinden dahi belliydi. Bunu fark eden Barboros hemencecik eşinin önüne oturup gözlerine bakarak yeniden konuşmuştu.

B : Iyi misin? Neye kızdın?

Mai : Sen ne zaman geldin?

B : Az önce geldim, sen iyi misin?

Mai : Iyiyim birşeyim yok.

Dedi mırıldanarak ama adam duymuştu, iyi olmadığını da anlamıştı. Bir an aklına eşinin 'şehri terk etmek istiyorum' demesi gelince tekrar konuşmuştu.

B : Tatile çıkmak mı istiyorsun? Bak istersen çıkalım, hem istersen Istanbul'a aileni görmeye gideriz.

Mai : Hiçbirşey istemiyorum, iyiyim. Zaten ağasın illa geri geleceğiz, burada da işlerin var.

B : Sikerim işleri kızım, sen mutsuzsun.

Dedi kızgınlıkla eşinin yanağını okşarken, dokunuşu tüy kadar hafifti. Eşine aşıktı, ilk zamanlarda aşkı takıntı olsa da zamanla gerçekten aşık olmuştu. Seviyordu, ona zarar geldiği an ortalığı yıkar geçerdi. Mai sessizce eşinin yeşil gözlerine bakıp kaldı, bazen eşinin gözlerine dalar giderdi. Yine oraya dalıp dertlerinden/ sinirinden sıyrılmak istiyordu, kalbini sıkan el neyse ondan kurtulmak istiyordu.

Öz ailesini sevmişti, yeniden görmek istiyordu ama eşi her zaman onu aileye Istanbul'a götüremezdi. Tekte yollamazdı, eşi onsuz gitmesin isterdi. Aslında ikili birbirine ilaçtı, dertlerinin dermanıydılar. Barboros onun dalgınlığına tebessüm ederek dudaklarına ufak bi öpücük kondurmuştu. Genç kadın eşinin bu hareketiyle gözlerini kırpıştırarak onun üstünde bulunan kabana tutundu. Neden kaban giydi hiç bilmiyordu, hava soğuk değildi. Hem soğuk olsa Mai şirkete etekle gitmezdi ki, üşümeyi sevmezdi.

Mai : Kaban ne iş?

B : Giydik bir kere salla gitsin, bu arada fark ettimde sende üstünü değiştirmişsin. Birisi mi laf dedi?

Mai : Hayır.

B : Bi soğuk gibisin, dalgınsın... Hayırdır karıcığım yoksa laf atan mı oldu?

Dedi bu defa, neye canı sıkıldı diye merak ediyordu. Sonuçta onun bilmediği yeni şeyler olmuş olabilirdi, sevgili eşi bazen çok şansız olur belayı çekerdi. Mai onun kaban giyişine kafayı takmış gibi bıkkınca şunu söylemişti.

Mai : Kabanı çıkartsan mı?

B : Pekâlâ hatun, az az konuşalım.

Dedi huysuzca ama kabanı çıkartmayı da unutmadı. Terlemeye başlamıştı, çıkartınca da dolaba koyup yatağa yol aldı. Bu defa yanda ki boşluğa yatmayı tercih etmişti, işler onu yormuştu. O an göğsüne yatan bedenle kocaman gülümsemişti, eşi sessiz kalmak isterse o da sessiz kalırdı. Hem kötü birşey olursa eşi ona derdi, saklamazdı. Mai eşine sokularak gözlerini kapatmış ve şunu söylemişti.

Mai : Barbarosa...

B : Neşesiziz neyin var? Yoksa aklın hâlâ konuştuğumuz şeyde mi? Bak eğer ki öyleyse boş yere kafana takma, ben halledeceğim. Birdaha asla saçma sapan konuşan kişiler evimize girmeyecek ve seni rahatsız etmeyecekler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

IKI DELI ÂŞIK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin