BÖLÜM~3~ İlk Eğitim
Gözlerimi araladığımda, belirsiz ve hafif ışık bedenimin kasılmasına neden olmuştu. Adeta baştan sona tutulmuştum. Ellerim alnımın ortasında birleşerek, baş ağrımı gidermek için oralarda dolaştı. Başım çok ağrıyor ve her yerim tutulmuştu.
Ağır hareketlerle yataktan doğrulduğumda, su yeşili gözlerim üzerimdekilere kaydı. Bunlar benim dün giydiklerimdi. Ama ben dün pijamalarımla uyumamış mıydım? Ufak bir tedirginlik beni esir alırken, gözlerim etrafa kaydı. Dağınık duran çalışma masası, solumda olan giysi dolabı, kapının girişine yerleştirilen mini bar! Bu oda benim değildi! Neredeydim ben? Aklıma dün çok içtiğim anlar geldi. İyi ama bu oda bana ait değildi ve ben kendi kartımla sadece kendi odama girebilirdim. Kim beni bu odaya getirdi?
İlk başta olan ufak tedirginliğim, şimdi her yanımı boğarak sıkıştırıyordu. O an aklıma bir kıvılcım gibi dank etti tüm yaşananlar. Ben... Ben onun,... Ben bir katilin odasındaydım! Onun, yani benim antrenörüm olacak adamın odasındaydım! Dün akşam o kadını öldürmüştü. Hemde oldukça soğukkanlı bir şekilde! Ne yapacaktım şimdi? Nasıl kurtulabilirim bu odadan? Gözlerim etrafı kolaçan ettiğinde ona dair bir iz bulamadım.
Sessiz ve yavaşça yataktan çıkarak, ilk adımı attım. Ürkerek ikinci adımımıda attığımda, kendimi gerilim filmlerinde oynayan korkak kızlar gibi hissettim. Bu odadan çıkmam için sessizliğe ve yavaşlığa ihtiyacım vardı. Üçüncü adımımı da başarı ile attığımda, arkamdan bir gülme sesi duymamla olduğum yerde kaskatı kesildim.
"Demek sonunda uyanabildin, Earth."
Utanmadan dün gece yaptığı hiçmiş gibi birde konuşup, gülüyordu! Ağır adımlarla ona döndüğümde, bir kötü haberim ve bir de daha kötü haberlerim oldu kalbime. Ona doğru döndüğümde, dudak kenarları kıvrılmıştı ve bu benim yaşadığım korku ile kıyaslanınca onun böyle rahat olması sinirlerimi bozmuştu. Bu kötü haberdi. Daha kötü haber ise, sadece dudak kenarlarının kıvrılması bile ona çok yakışıyordu. Böyle güzel gülmesi çok büyük haksızlıktı. Sanki güldüğünde tüm o sert ve katı çehresi bir huzura kavuşuyordu.
Yüz ifademi gizleyerek, aklımda takılı kalan soruları sormaya yeltendim. "Dün akşam o kadını öldürdükten sonra, nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyorsunuz bayım?" Delici su yeşili gözlerimi onun karanlık siyahlarında kitlerken o, hiç rahatlığından ödün vermiyordu. Dün geceki olayları hatırladığımı anlamıştı ve artık bana ne için onu öldürdüğünü söylemeliydi. Umarım o kadını öldürmek için bir sebebi olmuştur, antrenörümün manyak bir katil olmasını istemiyorum.
Gülüşü yavaşça kusursuz ve derin hatlara sahip yüzünden kaybolunca, eski ciddiyetine kavuştu "Senin o kadın dediğin, insan bile değildi. O sadece şirketin robotlarından biriydi ve devre ayarları bozulmuştu. Senin onu insan zannetmen normal, çünkü şirketin teknolojisi akıl alınmayacak sınırlarında. O robotlarda kablo görmemenin sebebi, icat edilmeden önce yapay zeka ile tüm kodları algılayıp ona göre bir insanmış gibi davranabilmeleri. O robotun da devre ayarları bozulmuş ve gizlice odama girmişti. İçeri girdiğinde onu anlamamın sebebi kırmızı ışık yaymasıydı. Devreleri bozulmuş şirket robotları kırmızı ışık yayar. Eğer ben onu öldürmeseydim, belki de o beni içindeki teknolojiyle öldürecekti."
Mekanik sesi oldukça mantıklı şeyler söylemiş ve beni şaşırtmıştı. Böyle bir şey aklımın ucundan bile geçmezdi. Gözlerimi kıpıştırarak kendime geldiğimde bir soru daha sordum "Nasıl yani? Buradaki her şey robottan mı?" Son sözlerimdeki kuşkuyu ona da yansıtarak, ince işaret parmağımı ona doğrulttum.
Siyah gözleri kısa bir an ona doğrulttuğum işaret parmağıma takılınca yutkundum. Ama bu onun bana cevap vermesine engel olmadı "Ben ve diğer antrenörler robot değiliz ancak, burada gördüğün sana yardım eden o çalışan sandıklarınızın hepsi birer robot." Aldığım açıklama ile işaret parmağım onun göğsünden usulca indi. Artık buradaki teknolojiyi sorgulamak dahi istemiyordum. Hayal edilemeyecek her şey bu Oyun Şirketinde vardı. Bu teknoloji çığır açıcı bir teknolojiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz En Güzel Siyahta
Science FictionAdı gibi gözlerinin rengi de su yeşili olan bir kız... Earth Galaksi 27 yaşında Çağ Üniversitesinde İktisat okuyan Pınar Güntekin, kadın cinayetine kurban gitmesi Türkiye'de büyük ses getirirken Earth İngiltere'de bu haberi 1 ay sonra alır. Çünkü...