Beyaz En Güzel Siyahta

26 4 3
                                    

BÖLÜM~2~ Oyunlar Şirketi

Başım ilk kez bu denli ağlıyordu. Vücudumda hâlâ o keskin acının kalıntıları kol geziyordu. Hayal meyal hatırlıyordum, başıma ne geldiğini... En son dışarı çıkacaktım... Evet, tam dışarı çıkacakken biri beni bayıltmıştı! Ama o kişi kimdi ki?

Su yeşili gözlerim açılmadan evvel, kulaklarım işitmeye başlamıştı.
"Yaa kızım telefon çekmiyor, nasıl arayayım onu?!"
"Sen zaten öyle düşünmekten başka ne işe yarıyorsun ki, Alya!"
"Ah, öyle mi, o zaman Bayan Mükemmel gelin siz bulun bir çare!"

Bu sesler hiç yabancı gelmiyordu bana. Sanırım, ev arkadaşlarım Alya ve Kate'nin hararetli bir tartışmasında uyanmıştım. Hâlâ hissettiğim acıya rağmen su yeşili gözlerimi zorlukla açtım. Gözlerim açıldığında gördüğüm ilk şey lüks bir altın kaplama, ayna oldu. Altımdaki rahatlık bana yatakta uyuduğumu kanıtlıyordu. İnce ve zayıf ellerimi şakaklarıma giderken, baş ağrım yerini koruyordu. Hafifçe kıpırdadığımda, vücudumdaki acı da zayıflıyordu.

Zor da olsa, doğrulduğumda bu odanın modernliğiyle gözlerimi kırpıştırmama engel olamadım. Her eşya özenle ve titizlikle yerleştirilmiş, eşyaların pahalılığı ve lükslüğü göz kamaştırıyordu. Biraz daha göz gezdirdiğimde, sağımda Alya ve Kate'nin birbirine attığı ölümcül bakışlarını gördüm.

Maalesef ki, dünyanın en çok kavga eden ev arkadaşlarına sahiptim ve inanın bu ikisinin kavgasına şahit olmaktansa, cehenneme kaçsanız daha iyiydi. Gözlerimi devirip, bu ikisini görmezden gelebilirdim ancak şu anda daha önemli sorunlarımız vardı.

"Bu lüks yerde, telefonun çekmediğini mi duydum az önce?"
Az önce en çok takıldığım konu bu olmuştu. Böyle pahalı bir yerde nasıl telefon çekmezdi ki? Aptallıktı! Alya sıkıntılı bir nefes verip, bıkmış gözlerle bana döndü "İnan ne olduğu konusunda biz de çok bir şey hatırlamıyoruz. Ben ve Kate'nin en son hatırladığı şey bayıldığımızdı, muhtemelen senin de öyle. Böyle bir yerde telefon çekmeme gibi bir garipliği çözmeye çalışıyoruz, yaklaşık 1'5 saattir. İnanılmaz ve anormal ötesi bir yerdeyiz, Earth."

Alya bana herşeyi bildiği gibi anlatınca, az çok anlamıştım bazı şeyleri. Onlarda benim gibi bayılmış, burada uyanmış, burada olan garipliklere anlam vermeye çalışıyorlardı. Yataktan kalkarak, etrafta dolanmaya başladım. Aynı zamanda deli gibi dolaşırken, Kate'nin homurtularını da duyuyordum "Bir türlü kurtulamadık, bu lanet yerden! Ne biçim bir yer ki, burası? Neden bizi bayıltanlar buraya getirdi?" Kate çocuk gibi sabırsızca söylenirken, ondan daha olgun davranmayı bilen Alya, Tanrı'ya dua etti.

''Yüce Tanrım! Sen beni bu bacaksız, bücür ve asi çocuktan sakın!"

"Neden beni bu kızla uğraşmaya, revâ görüyorsun?!"

Alya'nın isyan dolu sözlerine karşılık, Kate ona öfkeli ve kızgın bakışlar atıyordu. Ama Kate'nin bakışlarını umursamayan Alya, kestane rengi saçlarını tavırla zarif ellerinden bile geçirdi. Aslında Kate ne kadar sinirli, asabi, sabırsız ve çocuksuysa, Alya da bir o kadar rahat, tatlı, sabırlı ve olgundu. Zaten onların sürekli tartışmalarına sebep olansa, bu zıtlıktı.

Odadaki gergin hava artarken, kapıdan içeriye bir kadın girdi. Üçümüzde kapıdaki kadına baktığımızda, kadın oldukça otoriter ve sakin bir sesle, siyah gözleriyle bize bakıyordu. "İngiltere'nin en iyi ve en gizli Güvenlik Şirketine hoşgeldiniz." Kadın burada olduğumuza hiç şaşırmamış, sanki her zamanki işini yapar gibi konuşurken içimdeki merak, katman katman büyüyordu.

"Beni takip edin, buraya korunmak için geldiniz. Merak etmeyin, başınıza buradayken hiç bir şey gelmez. Şirketimiz aynı zamanda dünyaca da tanınıyor. Hiç bir yer buradaki güvenlik koruması ve teknolojisi ile boy ölçülemez."

Beyaz En Güzel SiyahtaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin