BAKARIZ

BÖLÜM 1- İLK KARŞILAŞMA

Sabah güneşinin yumuşak ışıkları, şehrin üzerine yayılmıştı. Birbirine sıkı sıkı sarılmış, sokaklarından akan insanlar arasında, bir kız ve bir erkek dikkat çekiyordu. Kızın kahverengi saçları, hafif esen rüzgarla dans ediyor, masmavi gözleri ise güneşin parıltısında parıldıyordu. Yanında ise uzun boylu, beyaz tenli, kara gözlü bir adam vardı. Siyah saçları hafif dalgalıydı ve her adımında hafifçe sallanıyordu.

İkisi de işlerine yetişmek için acele ediyordu. Kız, ergoterapist olarak, gün boyunca hastalarıyla ilgileniyor ve onlara hayatlarının her alanında destek oluyordu. Erkek ise genel cerrah olarak, ameliyathane koridorlarında hayat kurtarıyordu.

Bir gün, rutin işleri sırasında, gözleri birbirlerine çarptı. O an, kalpleri bir atışta birbirine kenetlendi. Ne olduğunu tam olarak anlayamadan, birbirlerine karşı derin bir çekim hissettiler. Belki de bu, onların kaderlerinin birbirine dokunduğu ilk andı. İkisi de bilmeden, hayatlarının en büyük macerasına adım atmıştı.

Kızın içindeki heyecanı ve şaşkınlığı hissedebiliyordu. Kalbinin hızlı hızlı attığını fark etti ve bir an için durup nefes aldı. Bu ani his, onu adeta bir büyüye kapılmış gibi hissettiriyordu. Yıllardır beklediği ama asla gerçek olacağını düşünmediği bir duyguydu bu. O an, kaderin cilvesine inanmak zorundaydı. Karşısındaki adamda sanki birşeyler vardı. Kızın içi cız etmişti

Peki erkek nasıl hissediyor

Erkek, kızın masmavi gözlerine bakarken, içinde derin bir sıcaklık hissediyordu. Kendi içinde bir heyecan ve merak duyuyordu. Kızın güzelliği ve zarafeti onu büyülemişti. Kalbinin hızlı hızlı attığını fark ettiğinde, bu anın sıradan olmadığını anladı. Ancak, kız gibi belirsiz değildi; bu onun için sanki bir dönüm noktasıydı. Biliyordu ki ileride kızı çok sevecekti.
Çünkü o, Eftelya'yı tanıyordu. Koray, can dostu Emre'nin sevgilisinin arkadaşıydı. Onunla aynı hastanede çalışıyorlardı zaten Eftelya kimse yüz vermiyordu bu da onu etkilemişti zaten.

O tenin mis kokusu burnuna doldu Koray'ın. Çiçek kokuluydu Eftelya. Masmavi gözleri ona lavantayı hatırlatıyordu. Ona göre mavi rengin huzur ve dinginlikle ilişkilendirir, çiçek kokuları da genellikle tazelik, doğallık ve zarafetle ilişkilendirir. Bu nedenle, mavi rengin anlamıyla uyumlu ve güzel bir çiçekti ona göre Eftelya. Onun için Eftelya, bu yüzden ona lavantayı andırır. Lavanta kokusu ona, huzur verici, rahatlatıcı ve taze bir etkiye sahiptir, bu da mavi rengin anlamlarıyla uyumlu bir deneyimdir ona.

Peki Eftelya ne düşünüyordu.

Eftelya, onun o yeşil ve güzel gözlerindeki parıltıyı gördü. O yeşil gözler bir yerden tanıdık geliyordu. Evet, Eftelya daha önce bu gözleri görmüştü ve ilk gördüğü zaman da etkilenmişti, ama hatırlayamıyordu. Bu durum ona yük olmuştu, hatırlamak zorundaydı. Kendini bu gözlerin anlamını çözmeye adadı.
Eftelya, geçmişte bu gözleri nerede gördüğünü hatırlamak için çaba harcadı. Anıları arasında kaybolup giderken, gözlerin sahibinin kim olduğunu anımsamak için çırpındı. Sonunda, bir anı parçası zihnine düştü. O gözler, bir zamanlar uzak bir sahilde, denizin kenarında, gün batımının altında ona bakıyordu. Anılarını daha da derinlemesine kazımak için çabalarına devam etti.

Eftelya, geçmişteki anılarına doğru adım adım yaklaşıyordu. Sahilde, denizin kenarında geçen bir anının parçası gibi hissetti gözlerin sahibini hatırlayarak. Ancak, anılarının tam olarak netleşmesi için daha fazla çaba harcaması gerekiyordu.

Bir gün, tesadüfen karşılaştığı bir manzara veya bir ses belki de hatırlayamadığı bir detay, ona o yeşil gözlü adamı hatırlatabilirdi. Eftelya, içindeki bu merakı ve kararlılığıyla, geçmişe dair sırları açığa çıkarmak için çabalamaya devam etti. Her an, onun için yeni bir ipucu olabilirdi.

Eftelya'nın içindeki merak ve kararlılık, onu geçmişe dair sırları keşfetmeye yönlendiriyordu. Belki de şehrin dışında bir gezinti veya eski fotoğraflarla dolu bir kutu, unuttuğu anıları canlandırabilirdi. Karşısına çıkacak her ipucunu değerlendirerek, o yeşil gözlü adamın kim olduğunu ve neden onunla bağlantı kurduğunu çözmeye çalışacaktı.

Bir yandan da içindeki çelişkili duygularla başa çıkmaya çalışıyordu. Hem hatırlamak istiyor hem de korkuyordu. Ancak, kendi içindeki güçlü arzularıyla, gerçeği öğrenme isteği arasında bir denge kurmaya çalışıyordu.

Eftelya'nın hikayesi, geçmişin sırlarını açığa çıkarmak için verdiği mücadele ve bu süreçte yaşadığı duygusal çalkantılarla doluydu. Ancak, onun kararlılığı ve içindeki ateşli arzu, onu bu yolculukta ileriye doğru itmeye devam edecekti.