Kemal terlemişti, benimde yüzüm onun gibi kıpkırmızı olmul ve terlemiştim. Kemal "İstersen burada konuşmayalım." Diyerek geçiştirdi. "Akşam evinin önünde seni siyah bir araba bekleyecek o na bin." Diyerek dükkandan çıktı.
Şuan kimseyi düşünemiyordum. Şöyle bir atmosferde ailemi düşünecek vaktim yoktu. Dükkanın gizli kasasında biriktirdiğim bir miktar parayı alıp, dükkandan çıktım. Kimse yoktu zaten. Kapıyı kilitleyip dükkanın kepengini kapattım. Motora binip ters yola doğru gitmeye başladım. Kızlardan biri öğlen okula gidiyor. Diğeri ise öğlen okuldan çıkıyordu Daisy öğlen çıktığı için o nu evden alamaya karar verdim.
Okulun kapısı görününce durdum. Daisy o tatlı gülümsemesiyle bana bakarak, el sallıyordu. O nun yanına koşarak gittim. Ben onun kollarında o benim kollarında. O neler olacağından habersiz gülüyordu. Bense neler olacağından haberdar ağlıyordum kızım kollarımda.
Kızımı koynuma aldım ve birlikte motora binerek gittik sımsıkı sarılıyordu bana. Sanki hiç *lmek istemiyormuş gibi. Yaşam sevinci vardı benim aksime, en önemlisi ise mutluydu.
Sen hayatında mutluluk duygusunu hiç tattın mı?
Düşünsene bu minicik çocuk senden mutlu.
Düşünemiyorum, olmuyor.
***
Evdeydik kapının önüne hala bir araba gelmemişti. Hava kararmaya başlamıştı bile. Işıkları önden görüyordum artık, fakat ortada arabanın kendisi yoktu. Üç kez korna sesi geldi araba sihay film ile kaplıydı kapıyı açtım. İçeride sadece Kemal vardı.Hızla yanındaki koltuğa oturdum "Bir yere mi gideceğiz?" Kemal bana bakarak "Evet,ama bundan kimseye bahsetmeyeceksin. Tamam mı?" Onaylar anlamda başımı salladım. Bir anda telefonuma mesaj geldi (bızz,bızz) "kim
o na göre cevap ver." Kemal'e sesimi yükseltmek istemiyordum. Ama bu kadarıda fazlaydı. "Neden?""Ajanlar peşimizde." Şok geçirmiştim yani kim yeni tanıdığı biriyle ajanlardan kaçar ki. "Nasıl yanş sen beni niye çağırdın evimle ilgili değil miydi?"
"Emily evinle ilgili ama şu amerikan ajanları peşimi bırakmıyor. Sahilin oraya gidip araç değiştiririz." Hiç bir şey demeden kafamı salladım. Artık hiçbir şey umrumda değildi. Kurtulsam dediğim kıvama gelmişti. Sahile gelimiştik Kemal beni bırakıp arabayı uzağa park etti. "Evet. Ev konusu, sanırım evin ya lanetli ya da yüzyılın suçlusu evinin çatı katında yaşıyor."
"Ne saçmalıyorsun sen?" Kemal omuzlarını dükleştirerek "Ciddiyim Emily. Ciddiyim. Sen bayıldığında arabamdan dedektör aldım. İçeride bir insanın olduğuna eminim! Orada yaşıyor anlasana!"
Ellerimi kafama koyarak ne yapacapımı düşündüm. Ne yapacaktım ki? Evimde bir sapık, beni takip eden bir Türk ajanı.
Of yeter artık. Ne yapacağımı bilmiyorum.
Yine mi hayır. (Halisülasyon görmeye başlar.)
"Anne?" Annemi arıyordum. Evet. Çağresizce küçük bir bebek gibi annemi arıyordum. Ama annem burada değildi. Bunu bende biliyordum.
Diğer dünyadaki annemde. "EMİLY BU BİR HALİSÜLASYON!" Diyerek bağırmaya başladım. Delirmiştim sanırım. Yine.Artık kendimi hastende bulmak istemiyorum.
Birazda olsa rahat olamıyorum. Artık bu acı.
Bana fazla geliyor.
Dayanamıyorum.
Olmuyor.
Yine. Yine bayılıyorum sanırım.
Birdahakine görüşürüz anne."Peşimizde, of bu kadınla nasıl baş edeceğim ben."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ailemi Seviyorum
Mystery / ThrillerYine karanlık bir akşamdı hava çok soğuktu. Telefonuma bir bildirim gelmişti. "Dink dink" telefonuma baktığımda banka hesabıma 250 dolar yatırılmıştı. Bunun niye böyle olduğunu bende bilmiyordum. Normalde kimse böyle bir şey yapmazdı ve bilinmeyen n...