iki

90 5 5
                                    


Patlatılan şampanyanın mantarı havalarda uçarken şişeden fışkıran alkolün sesine ofistekilerin çoşkulu çığlıkları eklenmişti. Herkes neşe içinde bardaklarını doldurulması için şampanyaya uzatıyordu.Nihayet kadehler doldurulduğunda sertçe tokuşturup bir kerede içtiler.

"Sinem'e" dediklerinde Sinem gülümsüyordu. Elindeki su şişesi ile onlara katılıyordu.

"Tebrikler Sinem.. Kaçıncı bu?" Umay çalışanı Sinem'in karnına dokunarak sorduğuda Sinem gülümseyerek cevapladı. "Dört." dediğinde kalabalıktaki kadınlar yine çoşkuyla bağırdı. "Asla boş geçmez canım arkadaşım." Açelya'nın sözlerine tüm grup kahkahalarla güldü.

"Hemen izin alma ya ne yapacaksın evde?" Öykü Sinem'i omzundan sarıp konuştuğunda Sinem de hemen konuştu. "Asla almam ev kabus zaten. Bahadır şimdiden strese girdi dört çocukla ne yapacağım diye." Umay bir eli cebinde diğeri şampanya kadehi tutarken konuştu "Halleder ya..Nedir ki üçe bakan dörde de bakar."

Bu çoşkulu kalabalığı uzaktan izleyen iki kişi vardı. Emre ve Yusuf.. Bu ofisin tek erkek çalışanlarıydı. "Halledermiş.." diyerek patronu Umay'a sinirle konuştuğunda Yusuf Emre'ye kısa bir bakış attı. "Sence Açelya da yeniden hamile kalır mı?" gerginlikle sorduğunda Yusuf da Emre'ye baktı.

"Hala onu düşündüğüne inanamıyorum." Emre derin bir nefes verdi. "Biliyorum. Bırakmam gerekiyor ama görüyorsun yan yanayken çok zor."  İkisi uzaktaki çoşkulu kalabalığı izlerken Yusuf kollarını bağlayı derin bir nefes aldı. "Metres olmak daha mı kolay?" diye sorduğunda Emre onun kolunu dürttü. "Sessiz ol! Biri duyacak. Boşanacağını söylüyor, zaten bitmiş bir evlilik." Emre Açelya'nın ona söylediği teselli cümlelerini arkadaşı Yusuf'a aktardığında Yusuf güldü.

"Emre'ciğim.. Kadınlar kocalarından boşanıp metresleri ile evlenmezler. Hele ki iki tane de çocuğu varsa asla..Seni böyle manipüle etmesine izin verme." dediğinde Emre derin bir iç çekti. Bunun doğru olduğunun farkındaydı ama Açelya'dan ayrılmak da istemiyordu. 

"Beyler.. Durmayın orda.. Siz neden içmiyorsunuz?" patronları Umay onlara seslendiğinde ikisi de gülümseyerek kalabalığa yürüdü. Kendilerine uzatılan şampanyayı yudumlarken Sinem'i tebrik ettiler. Emre Açelya'ya kaçamak bakışlar atıyor Açelya ise dün gece seviştiği kişi o değilmiş gibi Emre'yi görmemezlikten geliyordu.

Prestijli  bir reklam ajansında çalışan bu grup son dönemlerin en başarılı ekibiydi. Patronları Umay halkla ilişliler müdürü Sinem, editörleri Açelya, sanat bölümünün başı Aslı, grafikerleri Yıldız ve Naz ile güçlü bir ekiptiler. Emre Umay'ın sekreterliğini yaparken Yusuf da burada stajyer olarak çalışıyordu. Sekiz kişilik güzel bir ekiplerdi.

Kutlama faslı bitip herkes işine dağıldığında Emre Umay'ın odasında ona yarının programını iletiyordu. Umay ise programı dinlerken yeni alacakları uçak firmasının reklam taslaklarını inceliyordu. "Saat üçü boşalt. Kızımın maçını izlemeye gitmem gerek." diye emir verdiğinde Emre elindeki tablete baktı. "Ama Umay Hanım.. Leyla Hanım gelecek onlara hazırladığımız ikinci reklamın sunumu var." dediğinde Umay derin bir nefesle ofladı. Kızı Yüsra'nın maçına gitmeyi istiyordu ama bu sunum da çok önemliydi. 

"Tamam.. Babası gider artık ne yapayım." Başını masasından kaldırıp Emre'ye baktı. "Başka bir şey yoksa çıkabilirsin." dediğinde Emre tebessüm ederek odadan ayrıldı. Tabletini Umay'ın odasının önündeki masasına bırakıp tuvalete yürüdü. Ellerini yıkarken tuvaletin kapısı aniden açıldı. İçeri giren Açelya'yı gördüğünde şaşkınlıkla ona baktı. Açelya kapıyı hızla kilitleyip lavabonun önündeki Emre'ye yürüdü. Onun dudaklarını öpmeye başlayıp elleri ile vücudunu sardığında Emre kendini geri çekti.

YENİ DÜNYA / Distopya Mı Ütopya Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin