10.Bölüm

7 2 0
                                    

Çiçeklerden Papatyayı.
İnsanlardan seni sevdim...
Oğuz Atay

Rana'nın Anlatımı İle..

"Plan takır takır işliyor Mustafa alyayı bıçakladı şimdi polisler geldi tutukladılar sen ne yaptın"
Dedi tuttuğum adamlardan sadece biri olan berat.

"Ben daha buradayım şimdi çıkıyorum sen adamı ve motoru yolladınmı?"
Dedim.

"Evet şuan.. seni bekliyor olmalı"
Dedi berat.

"Tamam kapa ve oradan uzaklaş"
Dedim.

Telefonu yüzüne kapattım ve bir anda koridorda koşmaya başladım!
Güvenlik memuru duvara asılı olan kırmızı butona bastığında ışıklar kırmızı ışığa döndü.
Işıklar yanıp yanıp sönüyordu son kapıya geldiğimde kapı bir anda kilitlenmişti!
Siktir.
Cebimde tuttuğum bıçağı çıkardım ve güvenlik görevlisine doğru tuttum.

"where did you find it?"
(Onu nereden buldun?)
Dedi kadın.

"What does it matter, you will die now!"
(Ne önemi var,artık öleceksin)
Dedim.

Elimde tuttuğum bıçağı hızlı bir hamleyle kadının karnına sapladığımda kadın kollarımın arasında duruyordu yere doğru sertçe bıraktım ve koşmaya devam ettim.
Başka bir görevli karşıma çıkmıştı bu sefer tek değillerdi işim zor olacaktı,bir anda beni sıkıca tutup ortalarına aldıklarında karşımda duran memurun hızlı ve sert bir şekilde bacak arasına tekme attığımda kolumu tutanlar ellerini genişletiklerinde kollarımı onlardan kurtardıktan sonra birine art arda tokat attıktan sonra diğerini bir yumrukla yere sermiştim.
Elimin bu kadar ağır olduğunu bilmiyordum.

Çıkış kapısına vardığımda silahlı bir memur bana bakıyordu 'sanki beni bekliyordu' (!)
Silahı bana doğru tuttuğunda ellerimi havaya kaldırdım ve teslim oldum..
Güvenlik silahını indirdi ve belinde asılı olan kelepçeyi çıkarıp açtı ve kollarıma takacakken;

"Don't do any tricks bitch!"
(Sakın bid numara yapayım deme sürtük)
Dedi.

"excuse me but i will do it.."
(Kusura bakma ama yapacağım..)
Dedim.

Kelepçeyi alıp adama 2 saniye içerisinde bağladım ve en son ayarına en sıkı kısmına getirdim ve adamın suratına diz kapağımı geçirdim!
Kapıyı açtığımda dışarıya doğru koştum ve beni bekleyen motora binip hızla o hapishaneden uzaklaştım..
.
.
.
Şehre vardığımızda motordan indim ve adama dönüp;

"Telefonumu ver"
Dedim tanımadığım adama.

Deri ceketinin içinden peçeteye sarılı olaj telefonumu aldım ve;

"Artık görevin bitti ben turkiyeye dönünce sana paranı ileteceğim"
Dedim.

"Ama öyle anlaşmamıştı-"
Derken sözünü kestim!

"Ancak plan değişti şuandan itibaren plan değişti."
Dedim üzerine basa basa.

"Peki al motorda senin"
Dedi.

"Aferim"
Dedim ve motora binip oradan uzaklaşıp havalimanina gittim.

Havalimanina vardığımda kalkacak olan Türkiye~Ankara uçaklarından birinin sırasına girdim ve en arka sıradaki yaşlı kadının yanına gittim.

"I need to ride right now, can you let me ride instead of you?"
(Şu anda binmem gerekiyor, senin yerine benim binmeme izin verir misin?)
Dedim kadına.

"No way.."
(Mümkün değil..)
Dedi kadın.

"How about 100 thousand dollars?"
(100 bin dolara ne dersin?)
Dediğimde kadının gözünün içinin parladığını gördüm.

Beyaz Çiçek (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin