18.Bölüm

2.6K 181 96
                                    


AYŞEGÜL'DEN:

Cihangirle bakıştık. Susmadım. Ne zaman susmuştum ki. Küçükken de gram susmazdım. Teyzeler bana hep dedikodu anlatırdı. Bende gülerek dinlerdim. Yada futbol oynardım. Mahalle de erkekler de benden az çekmedi yani. Uslu bir kız değildim. Acılarımın hep gülerek geçmesini beklerdim. Küçükken geçerdi ama büyüyünce hiç biri gülerek geçmedi. Geçemezdi. Hepsi benim erkenden büyümeme neden olmuştu. Nasıl unuturdum ki. Cihangir konuştu;

Cihangir: Anne hani hep haklının yanındaydın. Ben şimdi sana nasıl güveneyim.

Annesi bana baktı. Yine biri benden iğrendi. Bu bakışlar cidden can yakıyordu. Sonra konuştu;

Yeşim abla: Bu kız için mi bana karşı çıkıyorsun cihangir.

Cihangir annesine baktı. Bu tanıdığı annesi değildi. Çünkü yüzünde bocalamış bir ifade vardı. Benim yüzümden mi araları bozulmuştu. Cihangir konuştu;

Cihangir: Bu kız değil, onun adı var Ayşegül. Seni karşıma almak istemedim, sen karşıma geçmeyi istedin. Bu kız için mi karşıma geçtin.

Seline baktım. İyi dövmüşüm lan. Oh canıma deysin. Ana saçı kalmamış yellozun. Sahte lan bu. Yeminle. Kızın kafası morarmış. İyi dövmüşüm. Gene sanatım konuşmuş. Cihangir beni almasaydı. Daha neler yapacaktım. Selin konuştu, iyi rolü oynayacak yelloz.

Selin: Yeşim abla yapma. Birşey olmaz. Ben affederim.

Ne diyo lan bu. Kılkıyruk yelloz. Dayak mı istiyorsun. Beni affedecekmiş. Lan ben seni affedermiyim. Köpeğe bak. Yeşim abla konuştu;

Yeşim abla: Biliyorum kuzum. Sen affedersin. Ama ben cihangiri affetmeyeceğim. Bu kız da evden gitsin. Gözüm göresim yok.

Ay ben senin için ölüyordum sanki. Salak ya. Ben konuştum;

Ayşegül: Pardon da. Suç onda birde affederim diyor. Bu arada ben de size meraklı değilim. Saygısızlık yapmak istemedim. Sınırları zorlamayın, yoksa sizi baya zorlarım. Yelloza bak ya. Ben affederim diyor. Masum rolünü ben yemem. Şimdi gidiyorum.

Çantamı aldım. Hemen telefonumu elime geçirdim. Kapıya doğru yürüdüm. Biraz hava almam gerekiyordu. Cidden bunalmıştım. Kapıyı açtım. Ayakkabılarımı giydim. Koşarak aşşağı indim. Lojmandan dışarı koştum. Hızlıca koştum. Kimse yetişmesin diye. Toplanmam lazımdı. Görev çıksa bu kafayla gidemezdim. Kahvaltıya gittiğimiz yoldan yürüdüm. Telefonumu açtım. Bir şarkı açtım. Telefonunu uçak moduna aldım.

Murat Boz - Üzüleceksin.

Kalbim acıyordu. En çok bu beni hırpalıyordu. Sabaha kadar dövülsem, bu kadar canım yanmazdı.

Öğreneceksin beni sevmeyi
Unutmasan da geçmişi.

Geçmişti peşimi bırakmayan, yaşadıklarımdı bana bu hayatı zindan eden.

Yaşanmışı ve bitmişi,
Duyacaksın sesimi senin çarpan yüreğimi.

Bitmiyordu. Yaşanmışı silmek zordu. Bu hayatta en zor buydu. Mutlu olmak için geçmişi bırakmak gerekiyordu. Mutluydum. Gülüyordum. Ama cidden üzülüyordum. Bende insandım.

Üzüleceksin, işte o zaman
Boşa oyaladın zamana beni.

Üzüleceksin. Ne güzel yazmış murat boz. Büyüyünce anlıyor, insan bazı şeyleri.

Ayyıldızın Kaderi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin