GÖR BENİ / Yarı TEXTİNG [Abimin Arkadaşı]

7. Bölüm

Oy ve yorum aşklarımm 🫶

isabel larosa / favorite ✨️
Infinity / don't Be so shy

__&__
Viskim tam elimin altında pis pis kokarak 'beni iç' diyordu ama boşuna diyordu. Allah aşkına "viski?" Derken ne düşünüyordum ki? Kendimi  american filmlerinde ki o sahneyi gerçekleştiriyor gibi hissederek havaya girmiştim. Ama pekte başarılı olduğum söylenemezdi. Dudaklarıma yaklaştırdıkça öğürüyor barmenin küçümseyici bakışlarını üzerime çekiyordum. Şimdi ise bir yudum bile içememiş baktıkça yüzümü buruşturuyordum.

Darlin', can I be your favorite?
I'll be your girl, let you taste it

Arkada çalan şarkı bir süredir dilimden düşmeyen o malum şarkıydı. Etrafa kısa bir bakış atıp etrafi yokladıĝımda Kızlar göz önünde gözükmüyorlardı. Neyseki beni bu halde görmüyorlardı.
Barmen biraz daha bana bakıp halime acımış gibi "değiştirme mi ister misin canım? Daha hafif bir şeyler hazırlayabilirim." Dediğinde konuşma sürecinde gülmesini bastırıyor gibiydi.

Nerden canı oluyordum?

Kor ateşlerde yanasıca

Seslice nefesimi dışarıya vererek başımı olumsuz anlamda salladım. "Hayır ben bunu.." tekrar bakışlarım bardağa değdiğinde midemin halay çekişini hissetmiştim. Ama bunu kendini bilmez barmen kılıklı gargamel' e çaktıracak değildim. "İçeceğim." Diyerek kararmış gözlerimle nefesimi tutarak  bardağı kafama diktim. İçten bir titremeyle ağzımda beklettiğim viskiyi yudum yudum yutuyor, yuttukça acı hissiyatla
Kafamı sağ sola sallıyordum. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum.

I know what you want, yeah, just take it
Darlin', can I be your favorite?

Midem ağzıma gelmişti kabul ediyordum, kusacak gibiydim (!)
Bunu çaktırmadığımı umduğum zoraki gülümsememi son yudumu da yuttuğumda zaferle Barmene dönmeme neden oldu. tek kaşını kaldırarak önüme tekrar dolu viski bardağı koymasıyla zafer gülüşüm tuzla buz olarak çatık kaşlarla barmene bakmaya başladım. Başım dönmeye başlamıştı bile ama ona ısrarla bakıyor gözdağı vermeye çalışıyordum. Dışarıdan komik görünüyor olduğumu bilmediğim bir şekilde.

Want you to tell me you crave it
My name's whatever you make it

Barmen bana etkileyici sandığı piç gülüşünü atarak tekrar işine döndüğünde arkasından dil çıkarmıştım.

Ne yapmıştım?!

Ah, dil çıkarmak nedir ya!?

Kendine ecoş sen bir deha sen bir kahraman ..

Kafam gidiyordu sağlıklı düşünemiyor ne yapmam gerektiği beynimden siliniyordu. Kafamı hızla sallayarak kendime gelmeyi denediğimde başımın dünyayla birlikte dönüşüyle oturduğum bar sandalyesinden arkaya doğru düşüyordum, bağırmıyor tepki vermiyor sertçe yere düşmeyi bekliyordum reflex ile kapanan gözlerimle.

I swear you're heaven, but boy, you're no angel
You take me places only we go
You're so pretty, God, I swear that it's painful

I whisper things only we know.
Put your hands around my neck, make me faithful
Soy celosa, lo siento.

On saniyeden çok bir dakikadan az saniyeler süren zamanda hâlâ neden sırtımın yerle buluşmadıĝını merak ediyordum. Yer çekimi mi bozulmuştu.