Sabah herkes kendi işine gidince bende biraz kitap çevirmeye karar verdim. Daha zamanım var ama şimdiden hazırlamak daha iyi olur. Hem sonra üşenirim. Hazır aklımdayken yapayım.
Akşama doğru herkes evdeydi. Akşama doğru dediğimde 16.00. Kış olduğu için hava çabuk kararıyor.
Babam herkesin erken gelmesini istediği için herkes evdeydi. Yoksa Mert arkadaşları ile gezerken anca akşam yemeğine gelebiliyor.
Alp abim ise işi yüzünden gecikiyor bazen. Ben zaten evdeyim hep. Nadiren dışarı çıkıyorum.
Kapının çalması ile Mert kapıya bakmaya gitti. Bir kaç dakika sonra ise babam yanında bir çocukla içeri geldi. Çocuğun kaşları çatık gözlerinde ise şaşkınlık vardı. Belliki babam çocuğa hiçbir şey açıklamamış.
Herkes oturduğunda iç çekip oturdum. Ve hayal kırıklığına uğramamayı dileyerek neler olacağını izlemeye başladım.
Herkesin gözü çocuğun üzerindeydi. Ve bundan rahatsız olduğu çok belliydi.
Babam sahte bir öksürükle konuşmaya başladı.
"Eveet. Söylemedim ama bunlar senin abilerin ve kardeşlerin oğlum. "
Babamın 'oğlum' demesiyle gülümsedim hafifçe. Sonra çocuğa baktığımda ağzı açık babama baktığını fark ettim. Gerçekten çok tatlı. Bir tane daha ponçik kardeşim oldu.
Sonra ise hiç kimsenin duymadığı bir kaç şeyler mırıldandı. Fakat ben yanında oturduğum için 'yuh be. Bunlar beni yer!' diye mırıldandığını duyunca gülmemek için kendimi tutunca kıp kızmızı oldum. Beni gören Deniz endişelenip sordu.
"Abi iyimisin. Kıp kırmızı olmuşsun."
Herkes bana bakınca derin bir nefes alıp kendime geldim. Yanımdaki çocuğa bakınca duyduğumu anlayıp utanıp gözlerini kaçırınca kulaklarının kızardığını fark ettim. Denizin sorusunu yanıtlamak için konuştum.
"İyiyim yavrum. Sadece sıcak bastı. Ben bize içecek getireyim"
Evde hizmetçi kullanmıyoruz. Bir tek yemek ve temizlik için geliyorlar.
Kimin ne içtiğini bildiğim için daha ismini bile bilmediğimiz çocuğun ne istediğini sorudum.
"Canım ne içmek istersin?"
İlk ona seslenmediğimi sandı ama diğerlerinden ses çıkmayınca bana baktı. Ona baktığımı anlayınca kendini işaret ederek.
"Bana mı soruyorsun"
"Evet."
Cevabımdan sonra şaşkınlıkla sadece su isteyip kulakları kızarırken önüne döndü. Bende kardeşimin daha fazla tatlılığına maruz kalıp bayılmamak için hızlıca mutfağa gittim.
Babam ve abim için kahve hazırlarken diğerleri için meyve suyu ve kendime ve ismini bilmediğim tatlı kardeşime su doldurarak tepsiye koydum.
Şimdi ismini neden bilmiyorsun diye sorarsanız şöyleki babam bize hiçbir şey söylemedi gelince kendiniz tanışıp öyrenirsiniz dedi ve ben de daha ismini sormadığım için bilmiyorum.
Hazır olan kahveleri də fincanlara koyup tepsiyle birlikte oturma odasına götürdüm.
Ortamdaki gerginliği fark edince kaşlarım çatıldı. Elimdeki tepsiyle birlikte durup Bulut ve Yağmura 'noluyor' dercesine baktım. Bulut gözlerini kaçırırken Yağmur hiç sevmediğim bir ifadeyle çocuğa bakarken ben gittiğimde bir boklar döndüğünü anladım.
Sakin bir şekilde tepsidekileri herkesin istediklerini bir bir önlerine koyup kendi bardağımı elime alıp yerime oturdum. Bir yudum içdikten sonra bardağı elimden bırakmadan konuştum.
"N'oluyo burada açıklayın hemen"
Ve burada biter.
Bu bölüde çocuğun ismini bilemedik.
Ve bu arada duyuru yerine buraya yazayım. Türkçe öz dilim diğil. O yüzden anlamadığını sözler olunca gidin benimgibi araştırın sizde jsbxjxjsz
Neyse elimden geldiğince doğru söz və kelimeler seçmeye çalıştım.
Neyse baaaayss
Bide ben kitabı bitirip bölümleri atıcam. O yüzden pek uzun olmaz 10 ile 20 bölüm arası muhtemelen
![](https://img.wattpad.com/cover/363457777-288-k497646.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aile hikayesi gibi(Durduruldu)
Teen FictionKüfür var ona göre okuyun. kitabın adından anlaşılıyor zaten. anlamasanızda okuyunca anlarsınız