birinci bölüm

205 17 9
                                    

MEDYA: Ellerim Boş

İyi okumalar

*

*

*

   Kırtasiyeden çıkıp eve doğru gidiyorum. Evet doğru duydunuz kırtasiyeden bir kitap kurduysanız beni anlarsınız evde okumadığı kitapların olmasına rağmen gidip yeni kitaplar alıyorsanız beni anlarsınız. 

   Telefonumdan defalarca kez okuduğum reenkarnasyon kitabını tekrar'dan okuyarak eve gidiyordum. Ahh özür dilerim kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Kayra Güneş, 21 yaşında mühendislik okuyan bir öğrenciyim. Hiç aile sevgisi görmeyerek büyüdüm ve kendimi bu zamanlara kadar getirdim. Ailemiz zengin olduğu için haliyle sosyal çevreleri olduğu için her ders için özel ders aldıran, görgü kuralları kitabını yutturan bir ailem (!) var. Tek çocuğum. 18 yaşıma basınca evden ayrıldım ve küçük tatlı bir mahalleye taşındım.

   Tam karşıdan karşıya geçiyordum ki arkamdan biri "koşsana, araba çarpıcak." diyince, Tam yolun ortasında kaldığımı ve bir tırın bana doğru hızla geldiğini görüyorum. Arkadaşlar artık dizilerde gördüğünüz araba sahnelerinde başrolün neden hareket edemediğini anlıyorum ve onlara çok büyük saygı duyuyorum.

   Tır bana çarptığı an sesler gelmeye başladı. Deneyimlemek istiyenler varsa önermem tır çok acıtıyor başka yollar deneyin. Sonunda huzurlu bir şekilde uyuyacağım.

*

*

*

   Yavaşça gözlerimi açıp en son ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. En son bana tır çarpmıştı ve ben huzurlu bir şekilde uyuyacağımı sanıyordum ama sanıyormuşum ben yaşamak istemiyor-

Derken aynadaki ben ile göz göze geldim. Tam çığlığı basacaktım ki aynadaki görüntü ağzımı kapamama yetti. Buradan bile parlayan beyaz saçlar, yakut gibi kırmızı hatta kan kırmızısı gözler ve son olarak bembeyaz ten, bir tık soluk duruyordu ama bu güzellik normal değil.

TANRIM BEN FAVORİ WEBTOONUM'UN KÖTÜ KADIN KARAKTERİ Mİ OLDUM?!?

Neyse ki bir sürü reenkarnasyon hikaye okudum nasıl davranmam gerektiğini biliyorum ama insan yaşayınca bir tuhaf geliyor. Kapının birden gürültüyle açılmasıyla dondum.

"HANIMIM UYANMIŞSINIZ!!"

"Bağırmayı kes ve adını söyle." dedim.

"Adım Anna leydim. Uyandığınıza göre bunu Dük'e söylemeliyim. Hemen gidiyorum." dedi ve kapıya yönelmeye başladı.

Hızla yerimden kalkıp onu kolundan tutup durdurdum. Biraz irkildi galiba ona zarar vereceğimi ve ya sinirleneceğimi sandı. Kolunu bırakıp "Onlara söylemeni istemiyorum, galiba birazdan akşam yemeği yiyecekler bir süpriz yapsam fena olmaz bana bir banyo hazırla hemen." Farklı bir dilde konuşuyorduk, nasıl bilmiyorum ama kusursuzca konuşabiliyorum. Neyse burası kitap dünyası bebeğim her şey olabilir.

Anna başını salladı ve odanın içindeki banyoya yöneldi, bu sırada  ona sorular sorsam fena olmazdı. "Anna biz hangi yıldayız ve ne zamandır uyuyorum ve bu kadar uyumamın sebebi ne?" Bir tık fazla soru sormuş olabilirim ama sorun yok devam. Anna şaşkınca cevap verdi:

"Efendim 850  yılındayız, ölümcül bir hastalığa yakalandınız ve 3 aydır uyuyorsunuz yani baygınsınız. B-ben her gün sizin bakımınızı yapan hizmetçiyim. Efendim lavanta mı elma mı? güzel kokulardan katacağım da." Elimle lavantayı gösterdim. Demek 3 aydır komadayım aslında ben değilim ama neyse. Bu demek oluyor ki kitap daha başlamamış bu benim için iyi bir şey ben veliaht prensle zorla kendimi nişanlandırmış dükün kızıydım.

Romanın Kötü Kadın Karakteri OldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin