selamm askimlar
iyi okumalarr⛓️⛓️
~~~~
Hyunjin, diğerlerinden aldığı yardımla çok iyi iş çıkarmıştı. İlk davalarını açmışlardı ve hızlı davranıp adamı kendisine çabuk sıçratmak istemiyordu. Özellikle aldığı her önlem ve kazandığını düşündüğü her davada daha fazlasıyla ona saldırmaktan büyük keyif alacaktı.
Bu zaman diliminde Chan'la birlikte alışık olduğundan fazla vakit geçirmişti. Ara sıra kendisine karşı o kıskanç tavrını görüyor gibi oluyordu ama verdiği şans sayesinde olsa gerek onun da kendini törpülediğini fark ediyordu.
Bugün de onu aramış, bürosundan ne zaman çıkacağını sormuştu. Hemen hemen aynı saatlerde şirkette işi biteceğinden yanına gelmeyi teklif etmişti. Hyunjin de nasıl olsa aynı yere gideceğiz diye düşünerek kabul etmekte sorun görmemişti.
Şimdi kapıyı açınca merdivenlerden çıkan Chan'la gülümsedi. "Erkencisin." "Tahmin ettiğimden çabuk bitti işler. Jisung çoğu şeyi halletmiş." Hyunjin kafasını sallayarak onayladı. "Seungmin, çıkıyorum ben, hafta sonu sana attığım konuma gelirsin. Saat fark etmez." Chan merakla konuştuğu kişiye baktı. Seungmin olduğunu tahmin ettiği çocuk başını sallayarak saygıyla selam verdi.
"Merak etmeyin sabah erkenden gelirim. Olabildiğince çabuk hallederiz. Hafta sonunuzdan çalmak istemem." Hyunjin, çocuğun düşünceli tavrına gülümsedi. "Her zamanki gibi düşüncelisin Seungminie! Görüşürüz o halde." Seungmin de karşılık verince kapıyı kapatıp Chan'a döndü. "Chris?" yerinden kıpırdamayan Chan sesle kendine geldi. "Ah, şey dalmışım. Gidelim hadi."
Arabaya binene kadar aralarındaki sessizlik bozulmadı. Ama Chan gergin göründüğünden Hyunjin de gerilmişti. "Bir sorun mu var?" ilgili sesi Chan'ın hoşuna gitti. "Sana bir şey soracaktım da, rahatsız olmandan korktum." Hyunjin'in güven veren bakışları sorun olmadığını hissettirdiğinden tekrar konuştu. "Acaba bugün yemeği dışarda mı yesek?" hızlıca ekledi. "Yani öyle arkadaşça, takılalım biraz diye." Hyunjin paniklemesine sırıttı. "Mekan bakayım ben." "Aslında aklımda bir yer var." Hyunjin sessizce ona baktı. "Gidelim o zaman." kendini garip hissetmişti ama rahatsızlık anlamında bir gariplik değildi.
Bir an Chan'la birliktelermiş ve her zaman yaptıkları bir şeyi yapıyorlarmış gibi hissetmişti. Yavaşça önüne döndü. Kafasının karışması için daha yanlış bir zaman olamazdı. Böyle şeylere vakti yoktu ve Chan'dan haz etmiyordu. İlkine hemen ikna olmuştu ama ikinci fikrinden artık eskisi kadar emin değildi.
"Geldik!" Chan hevesle konuşup kemerini çözdü. Hyunjin de aynısını yapınca bir sorun olmadığına ikna olarak arabadan indi. Onu germek istemiyordu.
"Buraya birkaç defa gelmiştim. Yemekleri çok güzel gerçekten." Hyunjin keyifli görünmeye çalışarak konuştu. Burayı iyi biliyordu. Bizzat kendisi, eski sevgilisiyle sık sık gelmişti. Chan'a çaktırmadan içeri geçti. İtinayla her zaman oturduğu yerden farklı bir yeri seçti.
Kendini daha da garip hissetmişti. Ama Chan'ın da tadını kaçırmak istemiyordu.
~~~~
"O sıkıntılı manyak hala seni rahatsız ediyor mu?" sevgilisinin ilgili sesiyle kafasını iki yana salladı. Artık umursamıyordu.
"Minho'yla kendi hallerinde takılıyorlar. Ama yine de güvenmiyorum. İlişkimizi gizli tutmak konusunda hala kararlıyım." Hyunjin söyledikleri karşısındakini gerdi. Sevgilisini özellikle o Chan denen herifin önünde sarıp sarmalamak, gücün kimde olduğunu göstermek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
reminder | hyunchan
FanfictionHwang Hyunjin, beklenmedik bir şekilde kendini düşmanın yanında bulduğunda nereden geldiğini hatırlamak zorundaydı.